Rahmetli İsmet İnönü bir gün Çankaya’da havuz başında arkadaşları ile çay içerken, yanında bulunanlara havuzdaki kırmızı balıkları gösterip sormuş.
“Havuzdaki balıkları nasıl yakalarsınız?”
Biri atılmış:
“Elime kepçeyi alır, havuza salar, balıkları yakalarım”
Paşa gülerek yanıt vermiş:
“Olmadı. Hem ıslanırsın, hem de balıklar kepçeye gelmez”
Bir başkası yanıt vermiş:
“Paşam ağ atar yakalarım.”
Üçüncüsü “Olta” önerisi getirmiş:
“Olta atar yakalarım.”
“Olmaz” demiş paşa:
“Şimdi ağı ve oltayı nerede bulacaksınız?”
Paşa verilen yanıtları beğenmemiş ve elindeki çay kaşığını sallayıp:
“Ben olsam” demiş:
“Havuzun suyunu bu kaşıkla boşaltır, balıkları yakalardım.”
Diğerleri itiraz edip:
“Ama paşam bu iş kaç günde biter?” dediklerinde ise İsmet Paşa bir kahkaha atarak şu yanıtı vermiş:
“Geç biter ama biter ya…”
--//--
Tepebaşı Belediyesi tarafından düzenlenen “İftar Yemekleri” deyim yerindeyse, insanları kaynaştırıyor, tanıştırıyor.
Bir okurumun söylediği gibi:
“İftar yemekleri toplumsal birlikteliği pekiştiriyor.”
Kaç vatandaştan dinledim bunu…
Tepebaşı Belediyesi’ne bunun için teşekkür ediliyor.
Başkan Ahmet Ataç’tan bunun için “Sevgi ve saygıyla” söz ediliyor.
---//--
Birkaç gün önce Halk TV’de dinlemiştim…
Yaşar Nuri Öztürk’den söz ediyorum…
Yılmaz Özdil güzel yazmış:
“Tanıdığım en cesur insandı. Sürmene bıçağıydı. Lafını esirgemedi. Yobazla hep mücadele etti.”
Yaşamını yitirdi…
Allah rahmet etsin...
Örnek bir din adamıydı…
Diyordu ki:
“Düşmana karşı savaşmış din adamı da vardır. Düşmanla bir olup, Atatürk’e karşı savaşmış din adamı da…”
Ardından da ekliyordu:
“Problem dinde değil, adamda…”
“Türkiye’de din çürütülüyor. Siz cami sayısının artmasını dinin gelişmesi ve dindarlık mı sayıyorsunuz? Hayır…”
“Yozlaşmaya Atatürk zihniyeti, engel olurdu... Bu yüzden sürekli Atatürk’e çullanıyorlar.”
“Atatürk’e saldıranlar talimatla hareket ediyor.”
Rahmetli ile birkaç toplantıda beraber olmuştuk…
İmzalı kitaplarını vermişti.
65 yaşında yaşama veda eden Yaşar Nuri Öztürk’e tanrıdan rahmet, sevenlerine baş sağlığı diyorum.
Günlerin getirdiği
-Eskişehir’de trafik sorunu—
Eskişehir trafik sorunu geçtiğimiz günlerde tartışıldı. Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Engin Çakmak, Doç. Dr. Murat Karacan ve Prof. Dr. Ergun Gedizoğlu konuyla ilgili görüşlerini açıkladılar… Engin Çakmak sorunun bütün kurumların elele vermesiyle çözüleceğini belirtirken, Doç. Dr. Murat Karacan ise “trafik için var olan tesislerin yetersizliğinden” söz ederek “Tramvay ve otoparklar yetersiz” dedi. Prof. Dr. Ergun Gedizoğlu ise “Yolculuk yapan insan sayısı giderek artıyor. 1 milyon 431 bin insan yolculuk yapıyor. Araç yolculuğu artıyor, yaya ve bisiklet yolculuğu azalıyor” dedi. Eskişehir’de en fazla yolcuyu tramvayların taşıdığın belirten konuşmacılar “Estram günde 137 bin yolcu taşıyor. Taksiler 7 bin, minibüs ve dolmuşlar 55 bin, otobüsler 115 bin, servisler ise 186 bin yolcu taşıyor. Bisiklet ve yaya yolculuk yapanlar ise 490 bin dolayında” dediler. Eskişehir’de her iki haneden birinde otomobil olduğunu belirten konuşmacılar “13 yılda araç yolculuğu 6 yılda yüzde 133 artmıştır. 2 bin yılında 900 bin kişi yolculuk yaparken, içinde bulunduğumuz tarihte bu sayı 1 milyon 431 bine ulaşmıştır” diye konuştular… Çok ilginç… Engin Çakmak, Murat Karacan ve Ergun Gedizoğlu’nun şehrin geleceğini ortaya koydukları bu yorumların elbette arkası vardır. Önemli olan yetkili ve etkili olanların bu yorumları dikkate alması…
--Gaye Usluer’in yorumu—
CHP Eskişehir Milletvekili Prof. Dr. Gaye Usluer Cumhurbaşkanı’nın sözleri için “incelenmelidir” diye tepki gösterdi.
Erdoğan’ın “Teröristler kadar bizler de gururlu olmazsak, onların karşısına dikilmezsek bilesiniz ki, bu ülkede büyük kırılma olur” şeklindeki yorumunu eleştiren Usluer “Bu tür açıklamalar yanlış olur, Erdoğan’ın kurduğu cümlelere dikkat etmesi gerekir” diyor. “Başkalarının iktidar için yaptığı yorumlara siyasi linç kampanyaları başlatan Erdoğan’ın kendi ağzından çıkanları kulağı duymuyor. ‘Teröristler kadar biz de onurlu olmazsak’ şeklindeki bir yorumla ülke güvenliği sağlanmaz” görüşünü belirtiyor. Usluer şöyle diyor “Siyasi iktidarının son altı yılında yaptıkları belli olan, yıllarca birlikte çalıştığı müttefiklerini terör örgütü ilan etmiş bir kişinin, belli bir noktadan sonra “çözüm süreci yoktur” diye çelişkili ifadeler kullanmasının alemi yoktur. Bu ve benzeri yorumlarla hiçbir sorun çözümlenemez.” Bu güzel yorum için Prof. Dr. Gaye Usluer’i kutluyoruz…0