Siyasi partiler geçen iki aylık süreç içerisinde tarlaya ne ekmişler ise ona göre verim alacaklar. Yani seçmene ne verdiler ise, seçmende onlara sandıkta karşılığını verecek.
Dün AK Parti Milletvekili adayı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Ekonomi Başdanışmanı Prof. Dr. Emine Nur Günay Hoca’nın daveti üzerine kahvaltıda buluştuk.
Emine Hoca, köşe yazarları ile sohbet ederek, kendisinin hazırlayıp kamuoyu ile paylaştığı “Eskişehir Beyannamesi” ve AK Parti’nin seçim beyannamesi hakkında görüş alışverişinde bulundu dersem daha doğru olur.
Emine Nur Günay, 7 Haziran seçimleri öncesinde de AK Parti’nin milletvekili adayı idi. O seçim öncesi köşe yazarları ile dünkü gibi bir program gerçekleştirmemişti.
Daha doğrusu sadece Emine Hoca değil, diğer adaylarda gazetecilerle buluşmamışlardı. Hepimiz bireysel olarak milletvekili adaylarına ulaşarak kafamıza takılan konular hakkında sorularımızı yönelttik. Aldığımız cevaplara da köşelerimizde ver vermiştik.
Dün Emine Hoca şu itirafta bulundu:
“Aslında bu buluşmayı 7 Haziran seçimleri öncesi de yapmam gerekirdi. Ancak acemiliğime verin. Ben siyasetçi değilim. Akademisyen ve hocayım. Ben fikir üretirim” diyerek tecrübeli siyasetçilere de mesaj verdi.
“BEN ÇÖZÜM ÜRETİP BAŞBAKANIMIZA SUNARIM”
Emine Hoca gazetecilerle buluşmasında üzerine basa basa şunu vurguladı:
“Beni klasik siyasetçi gibi görmeyin. Ben akademisyen yani öğretim görevlisi, öğrencilerin hocasıyım. Ben milletvekili seçilsem de seçilemesem de ülkemin ve ülke halkının sorunları hakkında çözüm üretip Sayın Başbakanımıza sunmaya devam edeceğim. 7 Haziran öncesi Eskişehir’de yaptığım çeşitli ziyaretlerde Eskişehir’in sorunlarını öğrendim. Bu sorunları ve çözümlerini Başbakanımıza rapor halinde verdim. Başbakanımıza sorunları aktarırken diğer siyasi partilerden seçilmiş milletvekillerinin de olmasını arzu ettim. Ancak olmadı. Milletvekili seçildiğimizde bize Eskişehir Milletvekili diyecekler. Hangi partiden seçilmişse seçilsin. Milletvekilleri Eskişehir milletvekili… O zaman sorunları birlikte tartışıp ortaklaşa çözüm bulmalıyız. Ben bundan yanayım. Ortak paydamız Eskişehir olmalı.”
“HALK İLE İLETİŞİMDE KOPUKLUK VARDI”
Emine Hoca’yı 7 Haziran seçimleri öncesi tanıdım. Ancak bir gün bile yüz yüze oturup özel sohbetimiz olmadı. Kendisiyle ancak 1 Kasım seçimleri öncesi iletişim kurabildim. Bu benim eksikliğim kabul ediyorum. Ama kendisi de bugünkü gibi o adımı atmalıydı.
Emine Hoca 1 Kasım seçimleri öncesi bunu fark etmiş. 7 Haziran seçimleri öncesi kuramadığı veya kuramadığımız iletişim dün gerçekleşti. Köprübaşındaki seçim ofisinde gazeteci arkadaşlarımızla birlikte önce kahvaltı yaptık. Daha sonra da bizden aldığı soruları cevaplandırdı.
7 Haziran’da sandıktan çıkan sonucu yaptıkları çok sayıdaki toplantılarda masaya yatırarak öz eleştiri yaptıklarını ve kendi eksikliklerinin bu toplantılarda çok daha net gördüklerini vurguladı.
İtirafta da bulundu:
“Bunun başında ise, halk ile iletişimde yaşanılan kopukluk olduğunu fark ettik. Biz gerçekten icraata ve görev yapmaya odaklanmışız ki, bunları anlatamamışız bile. Gençlerle iletişimizin koptuğunu gördük. Bazı illerde kıl payı oylarla vekillerimizi kaybettik. Bu illerle ilgili özel çalışmalar yapıldı. Eskişehir de bunlardan biri. Ve bunlardan yola çıkarak Eskişehir özelinde ekonomiden, sanayiye, gençlerimizden emeklilerimize geniş bir alanda projelerimizi hazırladık ve bunların hayata geçirilmesi için de ilk günkü aşk ile çalışacağız.”
Son sözü de şu oldu:
“1 Kasım’da milletvekili seçilirsem mutlu olurum. Seçilemez isem de halkın tercihine saygı duyarım. Eskişehir’den kopmayacağım. 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesi yaptığımız ziyaretlerde aldığımız notlar. Bize verilen raporlar doğrultusunda şehrin sorunlarının çözümü konusunda çalışacağıma söz veriyorum.”
Bende diyorum ki, milletvekili seçilsin veya seçilemesin. Ata toprağı olan Eskişehir’e “VEFA” borcu var. Babası rahmetli Yusuf Cemal Özkan, AP Milletvekili olarak şehrin sorunlarını meclise taşıdı. Çözdükleri oldu. Çözemedikleri de. Emine Hanım da babasının, annesinin, aile büyüklerinin yaşadığı bu topraklara olan borcunu ödemek zorunda.
*-********
Hoca sanatını konuşturdu
Önceki gün akşamı Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’un daveti üzerine “Uluslar arası Cam Festivali”nin kapanış organizasyonuna katıldım.
Turunç Otel’de yapılan Uluslar arası Cam Festivalinin Kapanış organizasyonu bana göre dört dörtlük oldu. Organizasyonu sadece ben değil meslektaşlarımda beğendi.
Cam Festivaline yurt dışından katılan cam sanatçıları da vardı. Türk Kültürünü bizler biliyoruz. Ama o kültür yabancılara da o kadar güzel yaşatıldı ki, yabancı sanatçılarda hayranlıklarını Başkan Kazım Kurt’a defalarca teşekkür ederek ifade ettiler.
Gecede Ceren adındaki dansçı yaptığı kısa dans ile katılımcıları büyüledi. Ardından sahne alan efeler oynadıkları zeybek oyunu ve kıyafetleri ile hayranlık yarattılar. Folklor ekibi Türk Folklarından iki örnek verdi. Ve bir semazenin yaptığı Sema geceye ayrı damga vurdu.
Her etkinlik 3-4 dakika olunca kimsede sıkılmadı. Ancak özellikle yabancılar kısa olmasından dolayı gösterilere doyamadılar.
Türk vatandaşı olarak yapılan etkinlikler beni de bile çok fazla etkiledi. Yurt dışından gelen misafir cam sanatçıları da Türk Kültürüne bayıldılar. Her etkinlik sonunda dakikalarca alkışladılar.
Geceye damgasını vuran başka bir olay ise Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in tabağa çizdiği yabancı cam sanatçısının karikatürü idi.
Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, aynı masada oturan Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükerşen’in sanatçı kişiliğinden bahsettikten sonra güzel karikatür çizdiğini söyledi.
Bunun üzerine Çek Cumhuriyeti Cam Sanatçısı Jiri Suhajek, cebinden kalem çıkarıp bir karikatür çizmesini istedi.
Yılmaz Büyükerşen, servis tabağına Çek Cumhuriyeti Cam sanatçısı Suhajek’in karikatür resmini çizerek hediye etti. Bu karikatürü gören Çek Cumhuriyeti cam sanatçısı ve diğer sanatçılar, Büyükerşen’in başarılı çizimi karşısında şaşkınlıklarını gizleyemediler.
Özellikle yurt dışından gelen cam sanatçıları yaşadıkları Türk Kültüründen örneklerin sunulduğu geceyi sanıyorum uzun yıllar unutamayacaklar. Hatta ülkelerinde diğer sanatçılara da anlatacaklar. Bu şekilde gelecek yıl düzenlenecek festivale daha çok yabancı sanatçının katılımına vesile olacak.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...