Bu haberi önemli bir gelişme olarak paylaşmamın ardından, birkaç saat geçti geçmedi, Antalya’daki fırtına ve hortum haberi düştü gündeme.
Geçtiğimiz hafta ülkemizde yaşanan olaylara bağlı olarak uzmanlık alanım dahilindeki gündemle ilgili öylesine çok şey var ki kafamda paylaşmak istediğim, bu yazının sonunun pek gelmesi mümkün gözükmüyor. Bu bakımdan bugünkü yazımda ana hatlarıyla geçtiğimiz haftanın uzmanlık alanım dahilindeki ana başlıklarını değerlendirmeye çalışacağım. Geçen haftanın gündemindeki öncelikli konulardan biri Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yıllardır mottomuz haline gelmiş olan iklim değişikliği ve afetlerin önlenmesi konusundaki sıklıkla önerdiğimiz tedbirleri, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Genelgesi olarak imzaladığı açıklamasıydı.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 81 il valiliklerine ve tüm belediyelere gönderilen Genelge, iklim değişikliğine bağlı afetlere karşı ivedi olarak alınacak önlemlerin hayata geçirilmesine ilişkin hususları içeriyor.
Genelgede, son yıllarda küresel iklim değişikliğine bağlı yaşanan sel ve taşkınlar başta olmak üzere, afetlerin sayısı ve şiddetinde artışlar yaşandığı belirtilirken,soruna yerinde ve öncelikle müdahale etme kabiliyetine ve sorumluluğuna sahip yerel yönetimlerin, iklim değişikliğine bağlı yaşanan afetlere karşı acil olarak alacağı önlemlerin hayata geçirilmesinin önemli bir konu olduğu aktarılıyor.Genelgede ayrıca, “konuyla ilgili mevzuat uyarınca görev tevdi edilmiş diğer kamu kurum ve kuruluşlarından da her türlü teknik, eğitim, personel ve koordinasyon desteğinin talep edilmesinin, bunun dışında anılan kurumlar ve yerel yönetimlerin eş güdüm içinde çalışmalarını yürütmesinin uygun olacağı değerlendirilmektedir” ifadesine de yer veriliyor.
Bahsi geçen Genelge kapsamda, acil olarak ülke genelinde küresel iklim değişikliklerine bağlı afetlere karşı hayata geçirilecek önlemlerle ilgili çalışmalar şu şekilde sıralanıyor:
- “Dere yataklarında biriken moloz ve topraklar temizlenecek, dere ve kanal ıslah çalışmalarına hız verilecek, arazinin düşük kotlarında suyun akışını sağlamak ve alt yapı tesislerinin inşasına imkan tanımak amacıyla su akış kesitini daraltmayacak şekilde köprü ve menfez çalışmaları yapılacak.
- Sel tehlikesi bulunan eğimli yamaçlarda teraslama çalışmaları yapılacak ve risk altındaki yapılar tespit edilerek, mevzuat uyarınca gerekli işlemler gerçekleştirilecek.
- Taşkınların ve yağmur suyunun uzaklaştırılmasıyla ilgili yetersiz gelen mevcuttaki yapılar ıslah edilecek, heyelana karşı duyarlı alanlardan olan atık sistemlerinin kullanıldığı ve yerleşimin geliştiği tepelik alanlarda heyelana karşı gerekli önlemler alınacak.
- Yeni yerleşim alanları belirlenirken arazi çalışmaları ve değerlendirmeleri yaptırılarak heyelana ve diğer afetlere maruz kalmış ve afet beklenebilecek alanların belirlenmesiyle hazırlanacak duyarlılık haritaları oluşturulacak, imar planları hazırlanırken ve onaylanırken bu haritalar da dikkate alınacak.
- Yeni yerleşim alanları için mühendislere, kent planlamacılarına yüksek riske sahip alanlardan kaçınılması konusunda yeterli bilgi ve veriler sunulacak.
- Deniz kenarındaki şehirlerde, sel sularının denize doğru akışını yavaşlatacak veya engelleyecek unsurlar (denize paralel kaldırım taşları vb.) ve yapılar tadil edilecek veya kaldırılacak.
- Sel sularının bertaraf edilebilmesi için şehir merkezlerinde belirli noktalarda suların birikeceği ve gerektiğinde kullanılabileceği rekreasyon alanı olarak da kullanılabilecek havzalar oluşturulacak, afete maruz kalmış alanlardaki vatandaşların tekrar afet bölgelerine dönmemesi için gerekli teşvik ve bilgilendirme yapılacak.
- Afet risklerine ilişkin vatandaşlarla karşılıklı bilgi alışverişinin güçlendirilmesi sağlanacak, afetlere karşı erken uyarı mekanizmaları geliştirilecek”.
Bu haberi önemli bir gelişme olarak paylaşmamın ardından, birkaç saat geçti geçmedi, Antalya’daki fırtına ve hortum haberi düştü gündeme. Sürekli söylediğim gibi küresel iklim değişikliklerine bağlı ekstrem iklim olayları bizim için artık giderek sıradanlaşacak. Ülkemizde pek bilmezdik, yaşamazdık ancak son dönemde sık sık deniz kıyısı bölgelerde hortum oluşmasıyla ilgili haberlere rastlıyoruz. Ancak geçtiğimiz hafta Antalya’da karşılaşılan hortumlar hiç öyle kolay kolay gördüğümüz cinsten değildi. Antalya’da geçençarşamba günü başlayan ve haftasonu etkisini iyice artıran kuvvetli yağış,fırtına ve hortumlar yaşamı olumsuz etkiledi. Sadece çöp kontenyerlarını, tabelaları, çatıları uçurmakla kalmadı, önüne ne çıkarsa aldı götürdü.Önüne çıkan otomobilleri, minibüsleri, otobüsleri savurdu. Çok sayıda araç tahrip oldu. Ne yazık ki çok sayıda kişi yaralandı ve hayatını kaybedenler oldu. Tüm bu olayların yaşandığı geçen hafta içinde afet yönetimi, çevre yönetimi, savunma, tarımsal üretim, kentleşme ve daha pek çok alanda önem taşıyan mekânsal verilerin yerli ve mili olanaklarla servise sunulması konusunda önemli bir gelişmeoldu. Geçen hafta içinde Milli Savunma Bakanlığı Harita Genel Müdürlüğü, vatandaşlarla kamu kurum ve kuruluşlarının internet üzerindeki harita ihtiyaçlarını milli imkanlarla karşılamak, veri ve yazılımda dışa bağımlılığı kaldırmak ve dijital dönüşüme altlık sağlamak için HGM Atlas ve HGM Küre uygulamalarını hayata geçirdi. İçinde yaşadığımız yeri iyileştirmek istiyorsak, öncelikli ihtiyaç duyduğumuz şey, içinde yaşadığımız yerin tüm mekansal özelliklerini çok iyi bilmek. Dolayısıyla küresel iklim değişikliklerinden ve afetlerden daha az etkilenmek istiyorsak da, ihtiyaç duyduğumuz şey öncelikle nitelikli ve yüksek doğrulukta mekansal veri. Harita Genel Müdürlüğünün çözümleri bu anlamda da çok değerli.
............................
Sık sık söylediğim gibi, 21. yüzyılın en önemli gündem maddesi küresel iklim değişiklikleri ve küresel iklim değişikliklerine bağlı ortaya çıkan sorunlar…Keşke bunu bir daha hiç söylemek zorunda olmasam… Ama ben bunu demiştim... Hem de bu köşede yazdığım son yedi yılda, yüzlerce kere, farklı şekillerde… Küresel iklim değişiklikleri her geçen gün etkisini biraz daha fazla hissettirecek, Her geçen gün çok daha fazla sayıda insan bu etkilerden olumsuz etkilenecek. Onbinlerce yılda kurduğumuz medeniyetimizi, günümüzde yanlış yönde şekillenmeye devam eden medeniyetimiz çok hızlı şekilde tahrip edecek. Haftaya detaylar gelecek... Herkese iyi haftalar...