Yerel seçim dönemlerinin en klişe, en ısrarlı savunulan ve kulağa en mantıklı gelen propagandalarından biridir. Hele ki İktidar’a muhalif bir parti o şehirde yerel yönetimin favorisi ve seçilmişi ise her dönem altı çizilen, ısrarcı olunan bir oy isteme politikasıdır. Derler ki “ İktidar partisi kimdeyse Yerel Yönetim onda olmalı” Şayet böyle olursa işler daha hızlı ilerler, daha uyumlu olur, daha çok yatırım, daha çok ödenek sağlanır. İşte bu ve benzeri söylemler şeklinde kulağa hoş gelen gerekçeler her zaman karşımıza çıkar ve yadırgamayız.
Eskişehir bu propagandanın sık yapıldığı şehirlerden birisi. Özellikle Ak Parti cephesi ve saha çalışmaları yapanlar, partiyi açıktan destekleyenler yıllardır aynı söylemi dillere pelesenk etti. Büyükşehir Başkanı İktidar partisinden olursa Eskişehir alır başını gider. Her iş daha hızlı, her yatırım fazlasıyla yapılır dediler.
Belki bu söylem tutmadı hatta demek ki bundan ceza kesiliyor diye düşünen ve bu resti tabiatına uygun bulmayan Eskişehir ahalisi bir nevi bu restin muhataplarına cezayı keserek sürekli Büyükerşen cephesinde yer aldılar. Hatta son seçimde yerel seçimde yetinilmeyen cezayı genel seçime yansıtıp Ak Parti’nin 1 vekilini de elinden aldılar. Yani aklı başında olan bu söylemi bundan sonra pek savunmaz ama yine de insan merak etmeden duramıyor.
Diyelim ki siyasi değil de mantıksal açıdan Yerel ve Genel seçimlerin galibi aynı olmalı. Merkezi Hükümet ve Yerel Yönetim aynı partiden olursa işler daha sağlıklı işler diye savunan, ısrarcı olan ve aksi düşünceyi kabul etmeyen çok muhterem dostlar şimdi de bu düşünceleri savunacak mı?
Millet seçimini yaptı buna tesir edecek güç artık yok ve nasıl bir İktidar tablosu çıkacağını tahmin etmek bile neredeyse olanaksızken, Yerel Yönetim hangi partiden ise İktidara da o parti gelmeli diyen olacak mı?
Yoksa bu tezi artık çöpe atma vakti geldi mi? Çünkü dün bu tezi savunanlar bugünde savunamazsa gerçekliği, objektifliği bitti demektir. Demek ki bunu savunanların derdi iktidar ve yerel yönetim uyumundan ziyade partisel, tamamen siyasal bir çıkarımmış demek en doğal hakkımız değil mi?
Sinek küçük ama…
Başlığa bakıp herhangi bir ima ya da hiciv aramayın. Sorun gerçekten küçücük dediğimiz sinekler. Belki farkındasınız belki değilsiniz ama inanın son günlerde en ciddi sıkıntılar ve şikâyetlerin başında bu sinekler geliyor. Parklarda, otluklarda, yeşil alan olan her yerde küçük sinek kolonileri almış başını gitmiş durumda. İnsanların ağzına, yüzüne, gözüne fütursuzca acil iniş yapıyorlar. Ve her geçen gün giderek çoğalan bir tehdit olarak gerçekten atasözünde olduğu gibi mide bulandırıyorlar.
Elbette bu sene yağmurlar, buna bağlı fazlaca büyüyen çimenler, yaban otları bunda son derece etkili ama gelin görün ki yerel yönetimlerinde bu konuya biraz eğilmesi lazım. Gerek yeşil alanların, yaban otlarının temizlenmesi gerek ise ilaçlama çalışmaları hele ki bazı bölgelerde biraz zayıf kalıyor. Bu konuya özen gösterileceği umuyorum. Sinek sorunu ciddiye alınır diye umut ediyorum. İnşallah yanılmam.