Herhangi kamu kurum veya kuruluşunda bürokrat olup da kamuoyu tarafından tanınan kişilerin sayısı oldukça azdır.
Tanınan kişiler, ya özel bir ya da birkaç yeteneği, ya da siyaset yaptığı için tanınır.
Bu isimlerden bir tanesi de
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Oğuzhan Özen!
Özen, birden fazla
‘özel’ yeteneğinin yanı sıra
siyaset yaptığı için de tanınan bir isim.
Büyükşehir Belediye Başkanı
Yılmaz Büyükerşen’le, yıllara sirayet eden birlikteliği olduğunu da ayrıca vurgulamanın faydalı olacağını düşünüyorum.
*
Özen, 1 Mayıs’ı 2 Mayıs’a bağlayan gece, saat 00.08 sularında, kişisel Twitter hesabından bir yazı paylaştı.
Paylaştığı yazı, öyle eften püften, yani okuyup geçiştirilebilecek bir yazı değildi.
O paylaşımı okuduktan sonra aklıma birçok soru takıldı.
*
Önce, ekran görüntüsünü alarak MIH sütunlarında da aktardığımız o paylaşımın içeriğini okuyalım ve sonrasında aklımıza takılan soruları soralım…
İşte Özen’in o paylaşımı:
“Gerçekten biliyordum, bir gün kendi kendisini bitirmek için Durmayacağını! Çünkü, ihtiras, ego, kibir hiçbir makam ile uyuşmaz, uyuşturmaya kalkan hem kendi hem de üstünü koltuktan eder!”
*
Bu paylaşımı, Tepebaşı Belediyesi Meclis Üyeliğinden milletvekili aday adayı olmak için istifa eden ve aynı zamanda Eskişehir Kent Konseyi Başkanı olan
Nuray Akçasoy’un
anında beğendiğine de dikkat çekelim.
*
Şimdi…
Büyükşehir Belediyesinde birçok grup var ama özellikle önde gelen iki grubun birbirleri arasında ciddi mücadelesi söz konusu.
Hangi gruplar onlar?
Birisi Oğuzhan Özen grubu…
Bu grup
köklü bir grup olduğundan, zamanla gruba giren ve gruptan çıkan sayısı bir hayli fazla.
Ancak şu anda grubun en güçlü üyelerinden bir tanesi Nuray Akçasoy.
*
Öbür grubu da aktarmak gerekirse…
Milletvekili aday adayı olmak için Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğinden ayrılan
Engin Çakmak grubu.
Mazisi çok da eskiye dayanmayan bir grup olduğu için, grup içerisine girip çıkan isim sayısı pek fazla değil.
Kapalı ve Özen grubunun aksine dışarıya çok fazla bilgi sızan, dedikodusu çıkan bir grup da değil.
Bu durumu, grubun kişi sayısının azlığına, kapalı oluşuna ve çoğunluğunun siyasilerden ziyade bürokratlardan oluşmasına bağlıyorum.
Yine Çakmak grubunun en güçlü üyelerinden bir tanesi
Özel Kalem Müdürü Deniz Kaplan.
Grubun temel stratejileri, Çakmak ve Kaplan üzerinden yürüyor.
*
İşte yukarıda anlattığım iki grup arasında, aşağı yukarı iki yıldır ciddi bir rekabet söz konusu.
Bu rekabet bazen, Büyükşehir Belediyesi’nin iç işlerinin dahi kamuoyuna sızmasına neden oluyor.
Rekabetin nedeni ise Yılmaz Büyükerşen tarafından verilen sözler!
Oğuzhan Özen’in, Odunpazarı Belediye Başkan adayı olmak istediğini bilmeyen yok.
Nuray Akçasoy da milletvekili olmak istediğini tescilledi zaten.
Engin Çakmak ise
genel sekreterlik bahanesiyle nadasa bırakılmıştı, 24 Haziran seçimlerinde aday adayı olmak için istifa etti.
*
Şimdiki mücadele milletvekili adaylıklarına yönelik…
Çakmak Akçasoy’un, Özen ve Akçasoy ise Çakmak’ın milletvekili adayı olmasını istemiyor.
Çünkü her ikisinin de seçilecek yerden aday olması, Büyükerşen cumhurbaşkanı adayı olmadığı takdirde pek de mümkün görünmüyor.
O nedenle biri, diğerini yemek zorunda!
Dahası hem Çakmak, hem de Akçasoy, Büyükerşen’in kimi tercih edeceğini kestiremiyor.
Bu nedenle çarpışma, daha
şiddetli geçiyor!
*
Oğuzhan Özen ise…
Yıllardır Yılmaz Büyükerşen’in
yaverliğini yapmasına rağmen
“Herhangi bir yere aday olamayan” belki de tek adam.
Hak edip etmediği tartışılır ancak böyle bir gerçeklik net bir biçimde karşımızda duruyor.
O nedenle bu seçimler, Özen için fazlasıyla önemli.
Amacı, Nuray Akçasoy’un milletvekili olmasını sağlayarak, CHP Genel Merkezi’nde onun adına çalışma yapacak bir isim kazanmak.
(Bu yöntemi, kavgalı olduğu Cemal Okan Yüksel’le vekil olduktan sonra barışarak denemişti. Ancak Yüksel’den istediği verimi alamadı!)
*
Engin Çakmak ise…
Adaylık şansını sadece Büyükerşen’in iki dudağı arasına bırakmamak için Ankara’da hatırı sayılır bir zaman geçiriyor, işini garantilemeye çalışıyor.
Bunun yanı sıra Çakmak, boşalan koltuğunu da garantiye alarak, daha ilk dakikada Özen grubuna
gol atmıştı.
Bu nasıl olmuştu?
Ayşe Ünlüce, Çakmak’ın koltuğuna atanmıştı.
Ancak bu koltuğu Özen istiyordu.
Fakat Özen o koltuğu kapsaydı, Engin Çakmak, milletvekili olamadığı takdirde bir daha o koltuğa oturamazdı.
Çünkü o koltuktan Özen’i kaldırabilmek, hayalden öteye geçemezdi.
Bunu çok iyi bilen Çakmak, tereyağından kıl çeker gibi işi halletti ve koltuğunu,
kendi adına emin ellere teslim etti.
Tabi bununla beraber Özen küplere bindi!
Neyse…
*
Bütün bunları okuduktan sonra en başa dönelim.
Oğuzhan Özen’in o paylaşımına…
Özen o paylaşımında ne demek istemiş olabilir?
Kimleri kastetmiş olabilir?
*
İşte sorular:
- Özen’in ifadeleri, Engin Çakmak’a dönük olabilir mi?
- Peki, Sinan Özkar ve Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt’a yönelik olabilir mi?
- Ya daaa… Özel Kalem Müdürü Deniz Kaplan’a da bu ifadeler, cuk diye oturuyor olabilir mi?
*
Sorular bunlar…
Ben biraz kafa açmaya çalıştım.
Kafası açılanlar, bu soruları yanıtlamakta zorlanmayacaklardır.
Ha, bu soruların cevabını Oğuzhan Özen de verebilir.
MIH sütunları kendisine tabii ki açık.
Yüz kızartıcı olay!
1 Mayıs gecesi geç saatlerde bir telefon geldi. Telefondaki kişi, 1 Mayıs günü
Ercan Yavuz’un, CHP Bilişimden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı
Semih Özkan tarafından darp edildiğini söyledi.
*
Olayı doğrulamak için, darp edildiği iddia edilen
ÖDP eski İl Başkanı ve Erman Gölet başkanlığındaki CHP eski İl Disiplin Kurulu üyesi Ercan Yavuz’la görüştüm.
Ercan Yavuz’a böyle bir olayın gerçekleşip gerçekleşmediğini sordum.
“Gerçekleşti” dedi ve olayı detaylandırmaya başladı.
*
CHP İl Yöneticisi Semih Özkan tarafından Ercan Yavuz’a dönük yapılan darp olayının tüm detaylarını, yine Ercan Yavuz’un ağzından aynen aktarıyorum.
*
Okuyalım…
*
ÖNCE TEHDİT SONRA DARP!
- “1 Mayıs’a katılmak üzere Sıhhiye Meydanına gittik. Program bittikten sonra alandan çıktık ve pikniğe gittik. Piknik dönüşü partili arkadaşlarımızla birlikte İnönülüler Lokaline geçtik. Bizden sonra lokale gelen ve başka masaya oturan CHP’nin Eğitimden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı Mustafa Öztürk bizim masamıza geldi. Bununla beraber beni Semih Özkan’la tanıştırdı. Semih Bey’i daha önce hiç görmedim, tanımıyordum. Konu siyasetten açıldı. Ben bir ara şöyle bir şey söyledim: ‘Partiye rağmen il başkanı istifa etti. Partimize ve üyelere saygısızlık yaptı, örgütü yarı yolda bıraktı.’ Ben bunu söyledikten sonra Mustafa Bey ve Semih Bey hiçbir şey söylemeden masadan kalktılar ve kendi masalarına geçerek alkol almaya devam ettiler. 15-20 dakika sonra Semih Bey tekrar bizim masamıza geldi ve ‘Seninle özel bir şey konuşacağım’ diyerek beni dışarı davet etti. Dışarıya çıkar çıkmaz, ‘Sen ne biçim konuşuyorsun’ diyerek saldırıya geçti. Ben de ona, ‘Benim düşüncem bu’ dedim. Bunun üzerine bana, ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun, benim arkamda kimler olduğunu, belediyenin olduğunu, örgütün arkamda olduğunu biliyor musun?’ diyerek tehditler savurdu. Beni oğlum üzerinden tehdit etti. Oğlum belediyede şoför olarak çalışıyor çünkü. Bu sırada araya girenler oldu ama ben yine saldırıdan nasibimi aldım.”
CEMAL OKAN YÜKSEL RAPOR AL DEDİ
- “Sonra araya girenler onu uzaklaştırdılar. Milletvekilimiz Cemal Okan Yüksel’le bu konuyu görüştüm. Hemen darp raporu almamı istedi ancak ben bunu yapmadım. Çünkü şu seçim zamanında kendini bilmez birinin yaptığı şey yüzünden partim zarar görsün istemedim.”
SİNAN ÖZKAR GÖNDERİLERİ KALDIRTTI
- Sonra Sinan Özkar aradı, olayın nasıl olduğunu dinledi. Facebook’tan, il başkanlarının aday olmamasına ilişkin paylaştığım gönderileri de, olay sonrası yazdığım gönderileri de kaldırmamı istedi. Ben de kaldırdım. Ama Sinan Bey’e, o adamın disipline verilmesi gerektiğini, görevden alınması gerektiğini söyledim. Çünkü böyle birisi nasıl olurda partiyi temsil edebilir? Parti çoluk çocuğa kalmış resmen. Ama bu işin peşini bırakmayacağım ben de.”
*
Evet…
Ercan Yavuz’un anlattıkları bu şekilde.
Böyle hadiselerin, partiler için yüz kızartıcı olduğunu ifade etmek yanlış olmaz.
Hele ki oldukça kritik bir seçim sürecindeyken bu türlü olayların yaşanmasının, partilerin aleyhinde olacağı kesin.
*
Bitirirken…
Ercan Yavuz’un yukarıda okuduğunuz ifadelerinin hedefindeki isim olan Semih Özkan’ın cevap hakkı açık.
Herhangi bir cevap vermek isterse, yine aynı sütunlarda değerlendireceğim.