Bebeğini çöpe atan anne!

Yer Eskişehir.
Haber de şöyle; ilişkiye girdiği erkek arkadaşından olan bebeğini doğurduktan sonra hastane tuvaletindeki çöpe atan şüphelinin yargılanmasına devam edildi…
Faraza, Kezban diyelim biz genç kadının adına.  
Kezban, bir süre arkadaşlık yaptığı kişiden hamile kalıyor!
Haydi, o kişinin adı da Osman olsun! Kilolu olduğu için hamileliğini ailesinden gizleyen Kezban, beş ay önce karın ağrısı şikâyeti nedeniyle annesiyle birlikte Eskişehir'deki özel bir hastaneye gider. Hastanede doğum sancılarının artması üzerine tuvalete girerek burada kendi başına dünyaya getirdiği erkek bebeği tuvaletteki çöp kovasının içine atıp üzerini peçetelerle gizler. Hastane görevlileri Kezban’ı tuvalette kanlar içerisinde görünce durumu anlar ve talihsiz bebek Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü’ne teslim edilir. Kezban, on beş yıl hapis istemiyle tutuksuz yargılanmaya devam eder…
Eee, ne var ki bu haberde her gün duyuyoruz mu diyorsunuz?
Kanıksadık bu haberleri deyip sörvayvır izlemeye devam mı?
Ya da Taksim’den aşşa Kasımpaşa diyerek izdivaç mı izleyelim?
Haklısınız bu haberde hiçbir haber değeri yok. Gepegenç bir kız uymuş işte şeytana! Ne dersiniz, genç kadına o… yaftasını yapıştırıp kapatalım mı konuyu? Nasıl olsa genç kadın tek başına yaptı bu o… işini değil mi? Hem dişi köpek kuyruğunu sallamazsa erkek köpek yanaşmazdı zaten öyle ya! Hem bu erkek egemen toplumda erkek ne nane yerse yesin suçlanması ve yaftalanması söz konusu değildir değil mi? Kadın erkeğin elinin kiridir bunu da unutmamak gerek değil mi?
Kezban…
Bebeğini acımadan çöpe atabilen genç bir kadın! Canından bir parçayı zerre kadar muhakeme süzgecinden geçirme gereği duymaksızın çöpe atıp ölüme terk eden biri ülkesine de aynı kötülüğü yapmaz mı? Ya Osman, bir anlık orgazm güdüsünün gereğini yerine getirmek adına bir saat sonra olacakların muhakemesini yapmaktan aciz bu insan Kezban’dan farklı mıdır? Osman ne düşünür ülkesi ile ilgili olarak? Ya da Osman ve ona benzer milyonlarcası için ülke kavramı ne anlam teşkil eder? Hiç ama hiç sanmıyorum bir anlam teşkil edeceğini…
Son on yılda bu toplumun muhakeme yeteneği çalındı ya da gasp edildi. Muhakeme yetisi olmayan bir canlıda vicdandan söz etmek asla olası değildir. Vicdanı olmayan canlının da insan olması söz konusu olmadığına göre vahamet açıkça ortadadır kardeş…
Kezban ve Osman!
Kezban’lar ve Osman’lar, yani on milyonlar…
16 Nisan’da oy kullanacaklar. Kullandıkları oy benim kaderimin tayininde de geçerli olacak. Oy kullanmasalar da bu tercihleri benim kaderimi tayin edecek. Ve benim ülkem ( ya da Cumhuriyet sistemi) Kezban’la Osman’ın tercihleri sonunda “olmak ya da olmamak” gerçeği ile yüzleşecek…
 
Kezban için yaftayı yapıştırıp manşete taşımak kolaydır.
Vicdansız anne çocuğunu çöpe attı demek, erkek egemen zihniyetin farklı versiyonlarınca kadın damgalamasıdır. Kezban’ı sorgulayan ve yaftalayan zihniyetin, Osman’ı kuşunda boncuk bulacakmış gibi ödüllendirmesi de gayet normaldir! Çünkü asırlardır böyledir gelenek öyle değil mi?
Kezban dul ise, hele ki yüz vermesin mahallenin bitirimine!
Kezban korunmasız ise, hele ki çakal tayfanın sermayesi olmasın!
Kezban aşiret kıskacından aşıp okumak istesin yüreği yetiyorsa, töre denen aşağılık geleneğin çarklarına taş koysun!
Kezban yüzyıllardır adı olmayan bu coğrafyada kadının adı var diye isyan etsin, posta koysun sistemin yobaz taşeronlarına!
İşte sonu böyle olur Kezban ve Kezban’ların.
Önce gazete manşetlerinde başlar yargısız infazı…
Çünkü Kezban bu haltı tek başına yedi!
Çünkü Kezban’ı dört duvar arasına sıkıştırıp okutmayan, ekonomik özgürlüğünü asla istemeye, çocuk doğurmaktan öte seks objesi olmaktan öte bir hiç sayan yobaz zihniyetin hiç suçu yok! Sabahtan akşama dek televizyonların bayağı programlarını izleyerek zaman öldüren, dedikodu üreten, başkalarının mutsuzluğu ile mutlu olan hemcinslerinin hiç günahı yok!
Vurun Kezban’a…
SİZİN SESİNİZ
Hatboyu ve işçi alımları tartışması!
İshak Gündoğan, İŞKUR’un Toplum Yararına Çalışma Programı (TYP) kapsamında yapılacak işçi alımlarıyla ilgili haksızlık yapıldığını söyledi. Gündoğan “Devlet geleneğine yakışmıyor” açıklamasında bulundu. AKP’li Belediyelere 50-60 işçi alınırken, Mahmudiye’ye 20, Han’a 10 işçinin alınmasını eleştirdi. İşçi alımının biçiminde de adaletsizlik olduğunu da vurgulayarak; İşkur İl Müdürü Hasan Yoldaş’ın kamuoyuna açıklamada bulunmasını istedi. Elbette ki bizler de bu konu ile ilgili açıklama bekleyenlerdeniz!
İkinci konu da AKP Tepebaşı İlçe Başkanı İ.Yılmaz Kaynarca, hatboyunun çirkin görüntüsünü dile getirerek Tepebaşı Belediyesinin bu konuya özellikle duyarsız kaldığını dile getirmişti. Lakin ertesi gün CHP Tepebaşı İlçe Başkanı Vural Yörük tarafından yapılan açıklamada; hatboyunun bakım ve temizliğinin TCDD’ye ait olduğunu öğrendi kamuoyu. Demem şu; bu tür açıklamalar yapan insanlar olayın içeriğine vakıf olmadan nasıl böylesine açıklamalarda bulunabiliyorlar? Sorup soruşturmadan, sırf muhalefet olsun da ne olursa olsun alışkanlığından arınamıyorlar?
Daha da takdir edilecek davranış biçimini hemen belirteyim. Şehrin en çok izlenen kanalı ES TV ekranlarına çıkıp doğruları konuşmak adına neden medeni cesaretlerini gösteremiyorlar?