Bazı yazılarımız vardır ki…

18 Ocak 2017 10:08
A
a
Sütiş Eskişehir
6 Ekim 2016 tarihli köşe yazımın başlığı ; “Yazın bir kenara”
Toplumsal hastalıklarımızın başında unutkanlık ya da görmezden gelmek (burun kıvırmak) gibi marazlarımız gelmektedir. Bu gerekçe ile bazen aylar ya da yıllar önce yazdığım yazılardan anımsatmalar yapmak gibi bir hakkımın doğduğunu düşünüyorum tabii. Ortada fol yok, yumurta yok dendiği anlarda yapmış olduğum öngörülerin şu günlerde doğruluğunu siz saygın okurlarımızın da teyit etmesi gönlümü okşar…
                                                  ***
Tarihe doğru tanıklık etmek ve not düşmek namuslu insanların, aydınların, sanatçıların ve yurtseverlerin asal görevidir. Ozanlık geleneğinin yegâne kalıcılığı, bu tanıklığı yaparken yürekli olmaktan geçer. Aksi haldekiler (her ne kadar da kendilerini ozan sansa da) sadece borazandırlar…
Bu bağlamda, önümüzdeki süreçte (mucizeler yaşanmadığı sürece);
1-Olağan Üstü Hal (OHAL)’in; iktidar partisinin alacağı erken seçim kararına dek süreceği, sürekli uzatılacağı görüşündeyim...
2-FETÖ'nün AKP içerisindeki sirayetinin, partide olası bir kaosu önlemek adına erken seçim gününde dek asla ve asla söz konusu edilmeyeceği görüşündeyim...
3-Devlet Bahçeli yönetimindeki MHP'nin barajın altında kalacağını, bunun olumlu yansımasının da AKP'ye yarayacağı görüşündeyim...
4-Yine aynı biçimde; Amerika’dan icazet almadan politika üretemeyen HDP’nin de baraj altında kalma olasılığını yüksek görüyorum…
5-Yeni CHP'nin son bir kez daha yenilgi alıp artık başka bir yenilgi yaşamayacağı görüşündeyim (gülücük ikonu)…
6-Bana şu an köpüren kimi sosyal demokratların, Atatürk posteri ardına sığınıp tribünlere oynamayı yaşam biçimi olarak kanıksamış sözde Atatürkçülerin; erken seçimlerin ertesi gününde yılbaşı hindisi gibi düşünürken, bu yazdıklarımı anımsayacakları görüşündeyim...
7-İnançları uğruna uzun yıllar özgürlüğünden olan (hapis yatan)
Doğu Perinçek’in, hapisten çıktıktan sonraki (devamında da 15 Temmuz sonrası) süreçte; R.Tayyip Erdoğan’ın Atatürk çizgisine geldiğini açıklayan (bence komik) dünya görüşü ile AKP’ye oldukça ılımlı olduğunu gözledik. Bu politik hamle belki de bu millete asla umut olamayacağı giderek netleşen yeni CHP’nin oylarından bir kısmını alıp meclise girme hamlesidir kim bilir! Gerekçeleri ne olursa olsun, ben Vatan Partisi’nin oylarının yine binde üç-beşlerde olacağı görüşündeyim
8-Emekçi, bağımsızlıkçı, cumhuriyetçi halk kitlelerini sarmalayan bir UMUT partisi henüz olmadığına (maalesef kısa vadede olmayacağına) göre; AKP’nin umduğundan çok daha fazla milletvekili çıkaracağı görüşündeyim…
9-Dolayısı ile başkanlık sistemi dâhil, Türkiye’yi nice yeniliklerin beklediği görüşündeyim (bu yenilikler kısmını siz istediğiniz gibi zenginleştirebilirsiniz)…
10-Bu yenilikler içinde tüm eski partilerin yerinde yeller eseceğini, liderlerinin ise adlarının dahi anılmayacağı (unutulacağı) yepyeni bir dünyaya yelken açacağımız görüşündeyim…
                                                       ***
Bu yazıyı yazdığımda; Devlet Bahçeli’nin aniden ortaya çıkıp Anayasa değişikliği ve Başkanlık seçimleri paydaşlı, ülkemizin gündemini (hatta kaderini) değiştiren önerileri ortaya atacağı söz konusu bile değildi. MHP’den istifa edecek milletvekilleri gündemde yoktu, akıllardan geçmiyordu. Devlet Bahçeli öncülüğünde anayasa değişti. Anayasada değişmez denilen ilk dört maddenin dahi değişmesi dillendiriliyor ne ilginçtir ki! Bu köşemden defalarca yazılar yazdım MHP ve Bahçeli hakkında. Bahçeli’nin bir zamanlar başkanlık ve Recep Tayyip Erdoğan karşıtı konuşmalarını satır satır yayınladım. Zehir zemberek hakaret (hatta küfür) dolu sözlerinin bugünlerde tam karşıtı davranışlarının, başkalaşmasının nedenini sordum. Hiç ama hiçbir MHP’liden tek satır bir karşı açıklama gelmedi, geleceğini de sanmıyorum. Çünkü genel başkanlarındaki (ani değişim demeyeceğim) başkalaşmanın adını kendileri dahi koyamadılar eminim ki! Tanıdığım yüzlerce MHP kökenli insanın açıkça bu partiye oy vermeyeceklerini resmen deklare ettiklerine tanık olmaktayım her gün. Toplumsal açmazımız bununla sınırlı değil inanın. CHP için de aynı sızılar yaşanıyor. Bazı arkadaşlarım sosyal medya üzerinden CHP giderek güçleniyor gibisinden balonlar uçurmaya çabalasa da bu parti de UMUT olmaktan giderek uzaklaşıyor. Yani yurtsever insanların, Cumhuriyete ve Atatürk’e candan yürekten bağlı insanların sığınacakları bir umut partisi yok maalesef. Tanrısal bir mucize dışında henüz yüreğimizi aydınlatacak tek bir oluşum söz konusu değil. Aksini iddia eden saygın okurum ya beni bir çay içmeye davet eder, ya da gazetemize hoş gelir sefalar getirir…
 
 
OZANCA
 
ANADOLU’SUN…
 
Sen sevdam değilsin Anadolu'sun
Kışların yazında sevdim ben seni
Köyümün incecik tozlu yolusun
O yolun tozunda sevdim ben seni
 
Yunus'un dalında aşk oldu gönlüm
Sevdanın ceminde meşk oldu gönlüm
Bir yıkık gönülde köşk oldu gönlüm
Veysel'in gözünde sevdim ben seni
 
Koynunda yar diye bir kırık sazın
Yıllar var dinmedi yürekte sızın
Bir umut peşinde kayan yıldızın
Gökteki izinde sevdim ben seni
 
Turnaydım kanadı sözle kırılan
Harmandım tarlada göğe savrulan
Yıllarca kor gibi yanıp kavrulan
Bir yürek közünde sevdim ben seni… A.Haydar Timisi
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi