Dem Dem takılmadı Sümer’in başında Ali Onur Özer çıktı İşitme Engelliler yaşa takılıyor Birbirlerini tebrik ettiler Heyecanlı maça ilgi vardı Anadolu Üniversitesi kampüsünde sonbahar temizliği… Eskişehir parkındaki dubalar tepki çekti Eskişehir’de "Köpekli Park" hayvan dostu heykeller… Eskişehir İsmet İnönü Caddesi’nde futbol efsaneler… Eskişehir’in simgesi köprü, yılbaşı için hazırlanı… Eskişehir'in arka sokaklarında park sorunu büyüyor… Tepebaşı Belediyesi'nden çevre dostu atık getirme … Bitkilere Şekerli Su Vermek: Faydaları ve Zararlar… Eskişehir’de ilçe yollarına dev yatırım: 124 milyo… Akaryakıt istasyonu yanında yangın paniği! Eskişehir'in gözde ilçesinde yatırımcılara yeni fı…

Üye Girişi

Üye Ol

Eskişehir

Alpu

Spor

Gündem

Eskişehir Hava Durumu

Resmi İlanlar

Eskişehir Nöbetçi Eczaneler

Afyon

Bilecik

Eskişehir Gezi Rehberi

Eskişehir Parkları Eskişehir Müzeleri Eskişehir Yemekleri Eskişehir Camileri, Külliyeleri ve Anıtları Eskişehir Alışveriş Merkezleri Eskişehir Restoranları (Yeme İçme) Eskişehir Gece Hayatı

Magazin

DİĞER

Kütahya Ekonomi Eskişehir etkinlik Kültür Sanat Dünya Sağlık Teknoloji Eğitim Röportaj Biyografi Eskişehir Siyasetçileri Yaşam Ramazan

Eskişehir Videoları Foto Galeri Yazarlar Eskişehir İş İlanları Seri İlanlar İletişim

24.11.2024 - Pazar

Önder Baloğlu

Tüm Yazıları Diğer Yazarlar

Baskı altında zerafet!..

8 Mart 2014 09:46

Görüşler

Kimi için..

"Haram yıllardır yaşam..."

Kimi..

"Kaybolan yıllarını arar..."

Kimi için de..

"Her şey bir anda anlamsız gelir, o gün tükenir gideriz..."

Şarkılara güfte olmuş bu sözler herkes için geçerli olamaz... Hele yaşamını insana, insanlığa adamış kişiler için asla... Son örneği büyük bir Türk kadınıydı :

"Türkan Saylan..."

Değerini yaşarken onurlandırmak mı?

Hem de nasıl!

Neyi var, neyi yok aradık...

Tebessüm ediyordu :

"Umarım aşk mektuplarımı almadılar!"

Yitirdik, anlamı yok mu?

Hem de nasıl!

Adını "Helal yıllar"a yazdıran çok özel bir kadın...

Geçen her yılını "kaybolmuş" değil, "kazanılmış"lar tarihine yazan bir insan…

"Şimdi her şey bitti mi?"

Anlamsız mı?

"Tükenip giden nedir?"

Bu soruların yanıtlarını son sözleriyle vermişti Türkan Hoca :

"Görevimi yaptım, ölüme hazırım..."

……..

Öyle bir miras bıraktı ki, erişilmesi çok güç...

Ya vasiyeti?

"100 bin kızımızı okutalım..."

O sabah evini arayanlara tebessüm ediyordu:

"Umarım aşk mektuplarımı almadılar!"

Oysa, her alınan bir aşk mektubuydu...

"Dünya Kadınlar Günü"nde onu anmak istedik...

"Hemingway"in sözlerini anımsatmıştı:

"Baskı altında zerafet!.."

Cumartesi Öyküsü

Müslümanlığa kabul edilmek için!

Peygamberimiz Hz. Muhammed’e biri yaklaşır ve şöyle der:

"Ben de Müslüman olmak istiyorum.

Ama...

Günahkârım.

İçki İçiyorum, zina yapıyorum, çalıyorum, yalan söylüyorum.

İslam'a beni nasıl kabul edebilirsin?"

Hz. Muhammed "edebilirim" der ve devam eder?

"0 söylediklerinden sadece sonuncusunu yapma, yani yalan söyleme. Yarın gel konuşalım,"

Adam "oldu bu iş, en kolayı yalan söylememek" diye düşünür, evine gider.

Gece, saatler geçmek bilemez.

Adam sıkılmaktadır.

İçki içmek ister, "Yarın bana Hz. Muhammed ya dün gece n'aptın, içki içtin mi diye sorarsa yalan söyleyemeyeceğim" diye düşünür, içmekten vazgeçer.

Bu kez "kumar oynamayı” canı çeker.

Fakat, parası yoktur.

Çaresiz hırsızlık yapacaktır. Gene Hz. Muhammed’i hatırlar.

"Yarın ya hırsızlık yaptın mı diye sorarsa, yalan mı söyleyeceğim" diye düşünür. Çalmaktan da vazgeçer.

"Kadınlarla oynaşayım bari" diye bir arzu kaplar içini. Ama.. Ertesi gün Hz. Muhammed'e yalan söylememek için zina yapmaktan da vazgeçer.

Yarını beklerken hep düşünür ve fark eder ki, "yalan söylemezse" zaten diğer günahları işlemiyor...

Adam böylece arınmış olarak, geçmişteki günahları için tövbe ederek Müslüman oluyor...

Günün Sorusu

Hayatın sudan olduğu bir ülkede yaşıyoruz...

Çocuklarımız ölüyor, zindanlar doluyor...

"Türkan Saylan'a yapılan saldırıları unutacak mıyız?"

"Almazsan amcaya veririm"

Genç ve güzel bir kadın kucağındaki bebekle Ankara’dan otobüse binmiş... Yanında da yaşlı bir

adam oturuyormuş...

Otobüs kalkmış, kadın da memesini çıkarıp çocuğa uzatmış:

"Hadi al bak, almazsan amcaya veririm..."

Bolu'ya yaklaşmışlar, kadın yine çıkarmış!

"Hadi oğlum, al artık, almazsan amcaya veririm haaa!"

Artık yolculuk İstanbul'a yaklaşmış ve kadın memesini uzatmış çocuğa:

"Hadi oğlum, al artık, almazsan amcaya veririm!"

Der demez, "Yetti be kadın!" diye atılmış adam!

"Vereceksen ver be! Bolu'da inecektim, bu yüzden otobüste kaldım!.."

Ne yapsam olmuyor!

Yeni evli delikanlı babasına dert yanmış: "Ne yapsam yaranamıyorum baba" demiş!

"Onun arzu ettiği gibi olgun ve dengeli biri ne zaman olacağım?"

Babası için çekmiş:

"O kadar uzun yaşayan bir erkeği şimdiye kadar görmedim oğlum…"

Krallığı idare etmek

Adam merakla sormuş:

"Veliaht olan Galler Prensi” ne 14 yaşına geldiği zaman taç giymesine müsade ediliyor da, evlenme hakkına sahip olmak için niçin 18 yaşına kadar beklemesi gerekiyor?"

Karşısındaki gülerek yanıtlamış:

"Bir krallığı idare etmek bir kadını idare etmekten daha kolaydır da ondan..."

Gerilim

Açgözlü muktedirler giderek köşeye sıkışıyor, daha da kötüsü, hırsları kadar sınırsız aptallıkları, Türkiye'yi çok tehlikeli sulara sürüklüyor.

Mine G. Kırıkkanat

Cuk

Tek kelimeyle

"REZA'let..."

Veli Saçılık

Günün Sözü

Kimbilir Tanrı'nın daha nice emirleri bizden gizlenmiştir...

Jerzy Lee

Günün incisi

Ben sadece sesli düşünüyorum, yani yazarak.

Leyla Erbil

Marx ve Kapital

Komünizmin babası “Karl Marx”ın 1883 yılında Londra Mezarlığı’ndaki cenaze törenine topu topu 11 kişi katılmıştı... En ünlü sözlerinden biri mezar taşına kazındı:

"Filozoflar, dünyayı çok farklı biçimde yorumladılar ama asıl mesele onu değiştirmek...”

Dünyayı değiştirecek kadar güçlü bu adam hayatını polisten ve alacaklılardan kaçarak geçirmişti... Baş yapıtı "Kapital" hakkında da şunları söylemişti:

"Benim kadar az parası olup da para hakkında bu kadar çok yazan başka kimse olmadı.. Kapital, onu yazarken içtiğim tütünün parasını bile karşılayamayacak..."

Günün Şiiri

Muhasebeciler Günü'ne

Okuduğum okul hesabın mihenk taşı

Dürüstlük dedemden bana vasiyet

Lokmam helal’dir

Karışmaz haram aşı

Her gelen der nasıl vaziyet

Bir zamanlar vardı (E.R.İ.K.A?)

Tuşlar parmaklarda ederdi dans

Şimdi bilgisayar (H.A.R.İ.K.A?)

Her dans ölür sona kalır (VALS)

Elimde kalem, defter çocuğum