Başkan Kurt masayı dağıttı

Odunpazarı’nde bekleyen Kentsel Dönüşüm projeleri var. Ne yazık ki bir türlü ilerleme sağlanamıyor. Belediye, TOKİ, Başkan, AK Parti dörtgeninde açıklamalar, konuşmalar yapılıyor ama mesafe kaydedilmiyor.
Peki neden?
AK Parti Büyükşehir ve Odunpazarı Meclislerinin grup başkanvekili Murat Özcan, bu konuda farklı bir değerlendirmede bulunuyor…
-Kazım beyin üslup olarak önce masayı bir dağıtması sonra da ‘gelin bu masayı toplayalım’ demesi  beni gerçekten hayretlere düşürüyor. Bunu 2014 yılında çok rahatlıkla yapabileceği bir hamleyken aradan 5 sene sonra gelmiş, doğal olarak herhalde kendisi de şimdi azap duyuyor…
-Kendin götürdün kendi elinle bakanlığa teslim ettin bunu, şimdi de diyorsun ki bakanlığa niye vermiyorsun? Adamların işi gücü yok Kazım Kurt ile niye verdin niye aldın münakaşasını mı yapacaklar!  Bir sene önce götüren sensin bir sene sonra niye vermiyor diyen sensin. Ne yapacağız da yaranacağız biz Kazım beye?
…/…
Masa toplanır mı?
Masanın etrafında buluşulur mu?
Anlaşılan o ki, dönüşüm projeleri için yeni aktörler ve yeni bir masa kurulması gerekiyor!
 

MURAT ÖZCAN’IN HAYALİ!

Murat Özcan, AK Parti grup başkanvekili mecliste yaptığı konuşmalar, öneriler, yerinde ve zamanında çıkışları meclisi takip eden Eskişehirliler tarafından takdirle karşılanıyor…
Siyasetçilerin itibar kaybettiği “siyasetçi” denildi mi pek güvenilmediği bir toplumda, Murat Özcan doğrusunu söylemek gerekirse fark yaratıyor.
“Benim siyasette her zaman savunduğum bir metafor vardır” diyor Özcan ardından da şu cümleleri aktarıyor:
- Türkiye’de en güvendiğiniz meslek grubu ve insanlar kimdir diye halkımıza sorduğumuz zaman benim hep hayalimdir bunlar siyasetçiler olmalıdır. Çünkü memleketin kaderini, şehrin kaderini emanet ettiğiniz siyasetçilere güvenmiyorsanız niçin seçiyorsunuz? Siyasetçiler de bu metafora uygun bir şekilde hareket etmelidirler. Yani özü sözü bir, söyledikleri şeyler konusunda da halkına doğru bilgiler veren siyasetçiler olmalıdır.
 

TEST EDİLDİK!

Büyükşehir ve Odunpazarı Belediye Meclis’lerinde kimi zaman çok anlamsız tartışmalar yaşanıyor. İş kavga boyutuna geliyor.
AK Parti grubu gerçekten her konuda muhalefet mi ediyor…
Hiç mi “yapıcı” bir şeyler söylemiyor.
Sürekli engelliyor mu?
Murat Özcan, bunun tam aksi görüşünde…
ES TV’de Meltem Karakaş ile yaptığımız programda söylediklerini özetliyorum:

• Arkadaşların getirmiş olduğu herhangi bir teklifi eğer biz muhalefet edeceksek her konuda etmemiz de şart değil, şehrin menfaatine olan konularda beraber hareket etmek kadar da doğal bir şey yok.
• Ama sözü olmayan insanlar kavga ederler diye düşünüyorum. Bizim sözümüz var.
• Bazen bunu tetikleyen taraf karşı taraf da olabiliyor. Çünkü bir gümbürtüye gitsin, konuşulacaklar konuşulmasın, burada bir harala gürele çıkartalım, mantığında hareket edilebilir. Biz bu anlamda birkaç sefer test edildik işin açıkçası.

 

TUZAĞA DÜŞMÜYORUZ!

Odunpazarı Belediyesi’nde genel siyaset çok konuşuluyor, bu konuda Murat Özcan neler düşünüyor:
-Arkadaşlarımız, CHP’li meclis üyeleri genellikle Odunpazarı’nı, şehri konuşmaktan ziyade genel siyaseti konuşma gibi bir hevesleri var. Bunu birkaç sefer uyardık, eleştiri de yaptık. Ama sonuçta orası da bir siyaset arenasıdır. Meclis’te Türkiye gündemini tartışıyor olmamız, orayı bir Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne çeviriyor olmamız çok da anlamlı olmadığını düşünüyorum. Ama bu da bir taktik olabilir. Hani bunu konuşalım da nasıl olsa belediyeyi konuşmayalım da olabilir ama biz sordukları sorulara cevabımızı verdikten sonra biz o tuzağa düşmüyoruz…
 
 

ELİMİZ NASIR TUTTU! SIRTIMIZ DAYAKTAN MORARDI!

Eskişehir’in yapılamayan yollar var…
Alpu, Sarıcakaya, Kırka…
Ve en önemlisi çevre yolları…
Bu konuda yapılan eleştirilere Murat Özcan şu cümlelerle yanıt veriyor:
-Bizim hükümet kadar yol yapan bir hükümet var mı? AK Parti hükümetindeki kader arkadaşları olarak biz bu şehirde çalışmaktan ellerimiz nasır tuttu. Ama maalesef sırtımızda da sopaları eksik olmadı. Eleştirmek, eleştirmek, eleştirmek. Şimdi biz elleri nasır tutan ve sırtı da dayaktan moraran siyasetçileriz. Bu memlekette iş yaparak dövülen insanlarız. Biz onlara diyoruz ki biz sizi dövmeyeceğiz. Yeter ki hizmet yapın.