Başka Eskişehirspor yok!

Osman Cemoğlu yazdı

5 Haziran 2015 00:04
A
a
Sütiş Eskişehir
Zorlu bir sezonu daha geride bıraktık.  Galibiyetlerle mutlu olduk, yenilgilerle hüzünlendik…

Kariyerinden ve karakterinden asla kuşku duymadığımız bir teknik direktörle ve büyük umutlarla yola çıkmıştık…

Gerek hocamız “Ertuğrul Sağlam” gerekse Başkanımız “Mesut Hoşcan” her söylemlerinde gençleştirilmiş yepyeni bir kadro ile 50. yıla damga vuracak, büyük hedefleri kovalayacak bir takım vurgusu yapıyordu… 

Aslında sezona pekte kötü başlamadık. Özellikle BJK, GS,  FB ve Trabzonspor ile deplasman karşılaşmalarında başarılı sonuçlar da aldık. Ancak hakem hatalarının sürekli aleyhimize gelişmesi, düşmemek için oynayan takımlar karşısında başarısız futbol ve alınan kötü sonuçlar ortada hedef falan bırakmadı…

Sezonun ilk yarısı sona ererken Süper Lig’de tutunabilmek neredeyse tek hedef haline geldi…

Genç kadro bekleneni veremeyince beklenen istifa gecikmedi ve “Ertuğrul Sağlam” ile yollar ayrıldı…

Daha önce Eskişehirspor’da başarılı bir yarım sezon geçiren “Skibbe” ile alelacele kıyılan nikâh sonunda Alman Hoca yeni halaskâr olarak topbaşı yaptı…

Uzunca bir süredir kupalara hasret kalan Eskişehirspor sezonun ikinci yarısına “Skibbe” ile birlikte, ara transferde alınan “Nzuzi Toko, Emre Güral, Mustafa Yumlu ve Sezer Öztürk” ile ligde tutunabilme mücadelesine başladı…     

Skibbe’nin bilinen bir oyun sistemi vardı. Fizik olarak diri, çok koşan, savunma güvenliğini ön plana alan ve kontrataklarla gole giden oyun anlayışı semeresini vermeye başlamış ve alınan galibiyetlerle tehlikeli bölgeden uzaklaşılmıştı…

Takım artık rahattı. Düşme tehlikesi atlatılmıştı…  Sezon boyunca çeşitli kesimlerden ağır eleştiriler alan “Mesut Hoşcan” artık olağanüstü kongre kararı alabilirdi…

Çünkü kulübün mali yapısı iyi değildi. Sezon boyunca yönetimde oluşan çatlaklar, rotasyon uygulamasının yarattığı huzursuzluk ve istifalar bu kararı bir anlamda zorunlu hale getiriyordu…

Ve güven tazelemenin kaçınılmaz olduğunu gören “Hoşcan” olağan üstü kongrede delegelerin büyük bir çoğunluğunun güvenine mazhar olarak rakibi “Halil Ünal”ı ikinci kez yeniyor ve 3 yıllık yetkiyle donatılıyordu…

Sonuçta takım ligde kalmış, kongre yapılmış ve güvenoyu alınmış ama bütün bir sezonun ağır stresi “Başkan Hoşcan”ın saçlarına kısa sürede aklar düşürmüştü…

Türlü zorluklara rağmen kısmen de olsa huzur ortamı yakalanmış gözüküyordu…

Ne var ki Başkan ve Yeni Yönetim bu kez gerçekten ateşten gömleği giyiyordu. Tek avantajları deneyim kazanmış olmalarıydı. Ve bundan sonra yaşayacakları asıl zorlukları göğüsleme durumundaydılar…

Bir taraftan yükselen borçlar, diğer taraftan hedef kovalayan bir takım için yapılması zorunlu transferler, 50 yıl nedeniyle taraftarın beklentileri yeni yönetimin önünde duran en önemli sorunlar olarak göze çarpıyordu…

Takımına, renklerine gönül veren, yazın sıcağında, kışın soğuğunda, karında, yağmurunda sevdasının peşinden koşan cefakâr taraftar tertiplediği muhteşem balo ile başkan ve yönetime verdiği desteği açıkça göstermişti…

Görünen bütün zorlukları yenmenin tek bir formülü vardı. Her sıkıntılı durumda imdada yetişen iki sihirli sözcük “birlik ve beraberlik…”

Yani kentin bütün dinamiklerinin şehrin en büyük markasına gereken desteği vermesi, bunalımlı günlerden çıkışın belki de müjdecisi olacaktı…

Unutmayalım ki; İzmir, Adana, Antalya, İzmit, Sakarya, Manisa gibi büyük kentlerin Süper Lig özlemiyle yanıp tutuştuğunu o kentlerde yaşayanlar bugün açıkça haykırıyor…

Böyle bir ortamda, şehrin katma değerine büyük katkılar sunan Eskişehirspor’a destek vermek artık bu kentin boynunun borcu oldu…

Çok klasik bir söylem, pek sevmem ama popülizme kaçmadan bir kez olsun bende kullanmak istiyorum bu sözcükleri…

Gerçekten de “Başka Eskişehirspor yok!”

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi