Sadi Seda yazdı
Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı’nın 7-8 Şubat tarihleri arasında İsrail ve Filistin’e yaptığı ziyaret Türkiye, İsrail ilişkilerinin sağlam temellere oturtulması için atılan önemli bir adım…
Bu tarihi ziyarete bende tanıklık ettiğim için kendimi şanslı klıyorum…
Bakan Avcı’nın İsrail’e adım attığı gün, İsrail Gazze’yi bombalamıştı…
“İsrail Bakan Avcı’ya Gazze’yi vurarak hoş geldin dedi. İsrail, Gazze’yi bombaladı hem de Türk bakanın İsrail’i ziyaret ettiği gün” şeklinde eleştiriler yapıldı…
İsrail’in uluslar arası sularda Mavi Marmara gemisine yaptığı saldırıyı elbette unutmak mümkün değil…
Ortada bir sorun var…
Bu sorunun da çözülmesi gerekir…
Yoksa Türkiye, Filistin’i kaderiyle baş başa bırakmış olurdu…
Nabi Avcı, 7 yıl aradan sonra İsrail’e giden ilk bakan…
Niçin gitti?
Herhalde İsraillilerin kaşını-gözünü çok sevdiği için değil!
Yıllarca İsrail ile küs duramazsın…
Filistin sorunu çözülmeden İsrail ile ilişkileri soğuk tutacak olunsaydı, bu sorunun çözümü konusunda bir adım atılmamış olunurdu…
Türkiye, İsrail ile asgariye indirdiği ilişkilerini canlandırma şartları olarak özür dilenmesini, tazminat ödenmesini ve Gazze'ye yönelik ablukanın kaldırılmasını şart koşuyordu.
31 Mayıs 2010'daki Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının üzerinden üç yıl geçtikten sonra İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, can kaybına yol açan her hata nedeniyle Türk halkından özür dileyerek, hayatını kaybedenlerin ailelerine tazminat vermeyi kabul etti…
27 Haziran 2016’da varılan mutabakatla ilişkiler normale dönmeye başladı, karşılıklı olarak da büyükelçi ataması yapıldı…
Yani iki ülke arasında yeni bir sayfa açıldı…
Bence bu eleştirileri yapanlar Türkiye-İsrail ilişkilerinin düzelmesini istemeyen veya Mavi Marmara Gemisi’ne yapılan saldırıya saplanıp kalmışlar…
Birileri sosyal medyada,”Keşke Nabi Avcı da Gazze’ye yapılan saldırıyı ‘one minute’ diyerek İsrail’den ayrılsaydı” mesajları yazmış…
Nabi Avcı, 7 yıl aradan sonra İsrail’e giden ilk bakan…
Niçin gitti?
Herhalde İsraillilerin kaşını-gözünü çok sevdiği için değil…
Zaten o olaydan sonra İsrail’in özür dilemesi ile ikili ilişkilerde gelişmeye başladı, İsrail’den Türkiye’ye ciddi oranda turist gelmeye başlamıştı…
Nabi Avcı, eğitimci…
Yani hoca, öğretmen…
Neyin nerede, ne zaman yapılacağını çok iyi bilenlerden…
O nedenle bu tahriklere kulak asmadı…
İsrailli bakanlarla bir araya gelip ilişkilerin daha da ileriye götürülmesi ve Filistin ile İsrail’in arasında yaşanan sorunun giderilmesi konusunda görüş alışverişinde bulundu…
İsrailli bakanlarla yaptığı ikili görüşmeden aldığı notları Filistinli bakana iletti…
Türkiye-İsrail, İsrail-Filistin ilişkilerinin sağlam zemine oturtulması konusunda adımı atan 7 yıl sonra ilk bakan oldu…
Bence Bakan Avcı’nın İsrail’de verdiği şu mesaj çok önemli:
“Sık kullandığım bir söz var. ‘Az laf çok iş’. Ben buraya turizm, kültür alanında ne gibi projeler geliştireceğimizi planlamak için geldim. Turizm dünya barışının da temelidir. Yunus Emre, ‘Gel tanış olalım, dost olalım’ der. Biz zaten tanışıyoruz. Ama buraya barışın, işbirliğinin yolunu açmaya geldik.”
Umuyorum Nabi Avcı’nın İsrail’de vermiş olduğu bu mesaj Türkiye-İsrail, İsrail-Filistin ilişkilerinin üst düzeye çıkarılması savaşın durması, Gazze Şeridi’nde yaşayan çocukların savaş korkusu yaşamadan okuyup ülkelerinin gelişmesi, kalkınmasında atılmış önemli bir adım olur…
Eleştirmek çok kolay…
Ama elini taşın altına koy dediğinde, bugün o ağır eleştirileri yapanlar maalesef arkasını dönüp kaçıyorlar…
Nabi Avcı’nın İsrail’e yapmış olduğu bu önemli ziyaretle Mavi Marmara saldırısı ve dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘One Minute’ çıkısı ile kopma noktasına gelen Türkiye-Israil ilişkilerinde yeni bir dönem başladı diyebilirim…
-*-******
Anne Kedi
Göl kenarında yaşayan ve sudan nefret eden bir kedi doğum yapar.
Bu kedinin yavruları ise annelerinden farklı olarak gölde oynamayı ve suya girmeyi çok sevmektedir. Anne kedi de yavruları ile birlikte göle girer ve onlarla suda oynar. Bunu gören bir başka kedi hayretler içinde kalır ve ona sorar:
"Sen hep sudan nefret ederdin, ama görüyorum ki artık sudan hiç çıkmıyorsun. Bunun sebebi nedir?"
Anne kedi şöyle cevap verir:
"Hala suyu sevmiyorum ama yavrularımı çok seviyorum".
Hepimizin hoşlandığı veya hoşlanmadığı birçok şey vardır. Ancak birini çok seviyor ve onunla bir şeyler paylaşmak istiyorsak, onun hoşlandığı şeylere bakış açımızda esnek olmalıyız. Özellikle ailemize karşı bize düşen daha özverili ve daha hoşgörülü olmaktır. Zararlı bir yönü yoksa sevdiğimiz kişinin hoşlandığı şeyleri sevmeye çalışmalı veya en azından hoşgörülü ve anlayışlı olmalıyız.
İnsanlarla uyum sağlamadan sıcak ilişkiler kuramazsınız..