Bir, bayan, diğeri bay..
Birbirini tanımayan iki turist bir kasabaya gelip kalmak için otele gitmişler.. Kasabanın tek otelinin katibi demiş ki:
“Maalesef ikiniz için ayrı odamız yok. İki kişilik yatağı olan bir odamız var. Onda da yatar mısınız bilmem..”
“Yatarız” demiş bayan turist:
“Odanın anahtarını verin lütfen”
Erkek çekingen girmişler odaya.
Kadın demiş ki:
“Aramıza yastık koyup yatacağız. Sakın ola ki yastığı aşmaya kalkışma..”
Aynı yatakta birbirine dokunmadan yatan turistler sabah kahvaltıda tanışmışlar.
Erkek olanı atmaya başlamış:
-“Ben subaydım. Savaşlara katıldım. Dağları aştım. Köprüleri yıktım..”
Gülümseyerek konuşmuş bayan turist…:
“Belli oluyor.. Bir yastığı aşamadın çünkü..”
---//--
Eskişehir’de AKP’den üç milletvekili çıktı..
Prof. Dr. Nabi Avcı.. Harun Karacan ve Emine Nur Günay..
Aynı şekilde CHP de üç milletvekili kazandı.
Prof. Dr. Gaye Usluer.. Gazeteci Utku Çakırözer ve Avukat Cemal Okan Yüksel..
Ankara’da bir araya gelip konuştuklarını duyduğumuz vekillerimizin ne yazık ki Eskişehir’in ortak sorunları için bir araya geldiklerini görmedik.
--//--
Sözü kenti ikiye bölen demiryolu hattına getireceğim.
“Altı kaval.. Üstü şişhane” örneği demiryolunu yeraltına aldılar. Üst taraf perli perişan bekliyor..
Geçenlerde Milletvekili Harun Karacan konuştu, planlamada Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in de imzasının bulunduğunu, müteahhit firmanın kaçtığını söyledi. Çok geçmeden Büyükerşen taşı gediğine koyup “Planlama böyle gerektiriyordu” dedi.
Ondan sonra ne hikmetse tartışmalar sona erdi. Gelişmelerin nasıl sonuçlanacağından kimsenin haberi olmadı.
Dün bir okurum sordu:
“Devler işini alan bir firma nasıl kaçar? Nereye kaçar? Bu firmanın teminatı filan yok muymuş?”
--//--
İlginç gerçekten de..
İhaleyi alan firma nereye kaçmış?
İflas edip kaçtıysa, iş yeni bir firmaya verilemez mi?
Demiryolu geçidi, “Çağdaş Eskişehir’de yüz karası” olarak daha ne zamana kadar böyle bekleyecek?
Sözün özüne gelince..
Eskişehir milletvekillerimiz gözler önündeki bu tehlikeli ve çirkin manzarayı neden görmezler?
Görüyorlarsa neden el ele verip de “sorunun çözümü için çaba harcamazlar?”
Niçin şehri ikiye bölen rezaleti göremezden gelirler?
Günlerin getirdiği
Kaçan balık büyük olursa
Düne kadar MHP’nin önde gelen isimlerinden olan, Genel Başkan Yardımcısı ve Eskişehir Milletvekili Ruhsar Demirel için partililer politikaya ters açıklamalarda bulunuyorlar ve “Bir an önce kongre yapılmalıdır” diyorlar.. Arkadaşımız Cihan Yıldırım güzel söyleşi yapmış. Oğuz Alp Döngel konuşmuş.. Hatta demiş ki “Tek başına iktidar olmalıyız. Başka yolu yok.” Çifteler İlçe Başkanı Döngel “Muhalefetten usandık. Rahmetli dedem ve babam MHP’nin iktidarını göremeden öldüler. Ben görmek istiyorum..” diyor. Haklı ve politikacı için yerinde bir istek. Peki MHP’nin içinde bulunduğu duruma ne demek gerekecek acaba? Parti içinde ortaya çıkan olumsuz olaylar nasıl sonuçlanacak dersiniz? Şunu görüyoruz.. Çifteler’in genç ilçe başkanı haklı. Bu yorumları Çifteler’de kalmamalı. Dalga dalga bütün örgütlere yayılmalı..
CHP’de gözler kurultayda
Dün telefon eden bazı okurlarım “CHP’de kongreler tamamlandı. Kurultay delegeleri seçildi. Partideki bu dargınlık ve kırgınlık neden bitmedi?” diye sordular.. İlginç gerçekten de.. Halen parti içinde “Tavşana kaç, tazıya tut” diyenler varmış. Adını vermeyeceğim milletvekillerimizden biri aynen şöyle konuştu “İnanın çok üzgünüm.. Ben partiye yeni katıldım. Ardından milletvekili seçildim.. Kiminle konuşsam adım başkası ile yorumlanıyor.. Eskişehir’de kongreler bitti. Bir de Genel Merkez’de bitse de CHP olarak ülkesel sorunlara eğilebilsek.”
Haklı ve yerinde bir yakınma.. Halen duyuyoruz.. “Filan falanla, falan filanla birlikteymiş” diyenler var.. Partililer haklı. Seçenler ve seçilenler “senliği ve benliği” bertaraf edip, parti bütünlüğü için çalışmalılar.