Dün öğle saatlerinde Taşbaşındaki balık satışı yapan işyerlerinin önünden geçerken, her balıkçı dükkânın önündeki cazgırların ‘gel abi-gel abla taze balık bizde’ diye bağırmaları beni rahatsız etti. O balıkçılara ruhsat veren Odunpazarı Belediyesi’nin bir önceki başkanı Burhan Sakallı’nın kulaklarını çınlattım!
Tam ben Burhan Sakallı’nın kulaklarını çınlatırken koluma birisi girdi. Başımı çevirip baktığımda balıkçılara yakın bir işyerinin sahibi. Kendisini tanıyorum.
“Gel sana çay ısmarlayayım. Çayımızı içerken de sohbet ederiz” dedi. İşyerine girdik. Çaylarımızı içerken,”az önce balıkçıların önünden geçtin. Bende senin arkandaydım. Çığırtkanların attıkları çığlık seni rahatsız etmedi mi? 4-5 kişi aynı anda bağırıyor. Balık alan müşterilerinde bu aşırı gürültüden rahatsız olduklarını düşünüyorum. Akşama kadar bizim kafamız şişiyor. Ara sıra buradan uzaklaşarak kafamı dinlendiriyorum. Yoksa hasta olacağım!” dedi.
Balıkçılara yakın işyerinden çıktım hemen Pazarcılar Odası Başkanı Mehmet Çiçek’e telefon ettim.
“Müsait isen telefonda iki-üç dakikanı alacağım” dedim.
“Ağabey Ankara’dayım. Öğleden sonra Eskişehir’e döneceğim. Dönünce ben seni arayayım” dedi.
Mehmet Çiçek, aynı zamanda Türkiye Sebzeciler, Meyveciler ve Seyyar Pazarcılar Federasyonu
Başkan Vekili. İki gündür Ankara’da Federasyonun Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı ile Esnaf ve Sanatkârlar Genel Müdürü ile yaptığı ziyaretlere Federasyon Başkanın yurt dışında olması nedeniyle Federasyon Başkan Vekili olarak katılmış.
BİZ İSTİYORUZ, YILMAZ HOCA VERMİYOR
Öğleden sonra telefon etti.
“Mehmet Başkan Taşbaşındaki balıkçılardan, balıkçılara yakın işyeri olan esnaf aşırı gürültü yaptıklarından dolayı şikâyetçi. Ben de az önce oradan geçtim, o yüksek sesle bağırmalar beni de rahatsız etti. Eskiden Kurtuluş Pazar Markette idiler. Tekrar Kurtuluş Pazar Market’e taşınmaları mümkün olamaz mı?” diye sordum.
“Ağabey haklısın. Vatandaşta haklı. Ben Pazarcılar Odası Başkanı seçildikten sonra Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen’e ziyarete gittim. Bu ziyarette kendisine balıkçıların açık pazar yerlerinde satış yapmaları konusunda izin istedim. Yılmaz Hocam bu izni vermedi. Dış mahallelerde oturan vatandaşımız balık almak için çarşıya gelmelerinin önüne geçecektik. Yılmaz Büyükerşen’e bu isteğimizi bir kez de senin aracılığın ile tekrarlıyorum. Açık semt pazarlarında balık satışına izin verilir ise şehir merkezindeki gürültü önlenir” dedi.
BALIKÇILAR ÇUKURÇARŞIYA TAŞINMALI
Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen’e ben de sesleniyorum. Geçmişte Çukur Çarşı Balıkçılar Çarşısı idi. Burasını kaldırıp Kurtuluş Pazar Markete taşınınca balıkçıların satışları geriledi. Bu nedenle merkeze gelmenin yollarını aradılar.
Odunpazarı Belediyesinin bir önceki Belediye Başkanı Burhan Sakallı, Taşbaşında bir balıkçı esnafına işyeri açma ruhsatı verince, emsal gösteren diğer balık satıcıları da Kurtuluş Pazar Marketten işyerlerini merkeze taşıdılar.
Bugün park haline dönüştürülen Çukur Çarşı hareketliliğini kaybetti. Hafta iki-üç oradan geçerken baktığımda an fazla 8-10 kişiyi görüyorum. Çukur Çarşı yeniden balıkçı esnafına açılırsa, eskisi gibi iş yapacağına inanıyorum.
Merkezdeki ve Kurtuluş Pazar Marketteki balık satışı yapan işyerlerini tekrar bir arada toplamak için Çukurçarşı yeniden ‘Balıkçılar Çarşısı’ olarak düzenlenerek hizmete açılmalı. Balıkçı esnafına da, akşam atıklarını çevreyi kirletmeden poşetlere doldurarak gelecek çöp kamyonuna atmaları konusunda uyarı yapılırsa onlarda bu kurala uyacaklardır.
BAŞARI
Başarı deyince aklımıza farklı şeyler gelir. Toplumun gözünde başarı; iyi bir maddi gelir getiren kariyer, büyük bir ev, lüks bir arabadır. Aslında bunlar başarılı olmanın tanımı olamaz. Ralph Waldo Emerson 'in başarıyı şöyle tanımlamıştır:
BAŞARI:
Sık sık gülmek ve çok sevmektir
Akıllı insanların ve çocukların sevgisini kazanmaktır;
Dürüst eleştirmenlerin onayını almak;
Sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktır.
Güzeli sevmektir;
Herkesin en iyi yanlarını bulmaktır.
Karşılık beklemeyi hiç düşünmeden kendiliğinden vermektir.
Geride ister sağlıklı bir çocuk, ister kurtarılmış bir ruh, ister bir parça yeşil bahçe,
ister iyileştirilen bir sosyal durum bırakarak dünyanın iyileşmesine katkıda bulunmaktır.
Gönlünce eğlenmek ve gülmek,
Kendinden geçerek şarkı söylemektir.
Tek bir kişi bile olsa, birinin sizin varlığınızdan ötürü daha rahat nefes aldığını bilmektir.
İşte tüm bunlar başarılı olmaktır.
KORKMAK
İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor. Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için. Düşünmekten korkuyor sorumluluk getireceği için. Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için. Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için. Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğin kıymetini bilmediği için. Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için. Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için..
W.SHAKESPEARE