Bağlar geçidi ne zaman?

Yaşamın İçinden: Ömer Duru

Aslanın biri,  bir koyuna sormuş:

“Nefesim nasıl kokuyor?”

Koyun ”Pis” demiş, “Çok pis kokuyor. ”

Aslan kızmış ve koyunu parçalamış.

Daha sonra kurda sormuş:

“Nefesim nasıl kokuyor?”          

Kurt da aynı yanıtı verince aslan onu da parçalamış.

Sıra gelmiş tilkiye.                                                                                                        

“Söyle bakalım” demiş Aslan,“Nefesim kokuyor mu?”

“Üzgünüm” demiş tilki:

“Üşütmüşüm,  onun içinde koku almıyorum.”

----//--

İşte akıllı kişiye tipik bir değerlendirme.

Durumu görecek,  ona göre tavır takınacaksınız.

Tıpkı politik gelişmelerde olduğu gibi.

Geçenlerde CHP’yi yazmıştım ya.

Bir okurum aynen şöyle dedi:

“Yorumların güzel.  Yalnız Erman Gölet- Büyükerşen olayını biraz daha yumuşatman lazım. ”

Buyurun çıkın içinden.

Erman Gölet CHP’nin il başkanı.

Büyükerşen partili belediye başkanı.

Bu pozisyonun ”serti-yumuşağı” olur mu?

Demek ki,  oluyor.

--//--

Demiryolunun yer altına alınma işlemi değil, Bağlar Geçidi’nin trafiğe açılıp açılmayacağını tartışmaya başladık.

Geçidi açacak DDY değil, iktidar partisinin il başkanı ve milletvekili sanki.

Süleyman Reyhan açıyor,  Salih Koca devam ediyor.

4 Ocak dendi olmadı.  Şimdi şubat ayı içinde deniyor.

Peki sonra?

Sonrası yok.  Geçit açılacak. 

Salih Koca’nın “devlet yıkmazsa ben yıkarım” dediği İstasyon Köprüsü de bir aksilik olmazsa, ağustos ayında yıkılacak.

Diyeceksiniz ki, arkası nasıl gelecek?

Hemen belirteyim.  

Tramvaya gelecek sıra.

Ve biz,  4 Ekim 2012 tarihinden beri,  Bağlar Geçidi’ni, yaklaşık 7 yıldır Muttalip Geçidi’ni yazdığımız gibi, on binlerce insanın gelip geçeceği tramvay yolunu yazmaya devam edeceğiz.

 Günlerin getirdiği

--Ağır toplar Ankara’da—

ESO Başkanı Savaş Özaydemir, ETO Başkanı Harun Karacan,  ETB Başkanı Selim Öğütür başta olmak üzere Eskişehirli kadın ve genç girişimciler geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr.  Nabi Avcı’yı makamında ziyaret etmişler.

Ziyarette AKP’nin Eskişehir Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can da hazır bulunmuşlar.  ETO-ESO- ETB Başkanları Milli Eğitim Bakanı Avcı’ya neler söylediler?  Kurumlarının eğitim-öğretime yönelik ihtiyaçlarına ilişkin dosya sunan oldu mu acaba? Bakan Avcı’nın çalışmalarını anlattığı nezaket ziyaretinde konuşan Harun Karacan “Eskişehir’den bir bakanın çıkması sevindiricidir. Bu konuda ETO olarak biz üzerimize düşeni yapacağız” demiş.  Merak ettim.

Son günlerde ikide bir gündeme gelen üçüncü,  hatta dördüncü üniversite olayı ne oldu acaba?  Oda başkanları bu konuyu Sayın Avcı’ya açmadılar mı?  Açtılarsa ne yanıt aldılar.  Özellikle ESO Başkanı Savaş Özaydemir,  teknoloji alanında sanayiye yönelik üçüncü üniversite için çok konuşmuştu.  Acaba Milli Eğitim Bakanı Avcı’ya çıtlattılar mı?  “Sayın Bakan Eskişehir’e iki üniversite az geliyor” diyen oldu mu?

Sahi diyorum.  Üçüncü üniversite açılacak mı?  Açılacaksa hangi vakıf girişimde bulunacak?  Daha önce belirlenen alan kabul edilecek mi?

---Rastgele park etmiş kamyon ve otobüsler—

Eskişehir’de rastgele park etmiş araçlardan yakınmalar bitmek bilmiyor.  Necatibey Parkı’nın karşısında oturduğunu söyleyen bir bayan “Allah aşkına gelip bir bakın.  Kamyonlar, otobüsler hatta tırları parkın kıyısına bırakan gidiyor.  Akşamdan sonra bu araçların altında,  yanında ve kamyonların içinde neler oluyor acaba?” diye soruyor ve denetimin yapılmasını istiyor.  Şeker Makine yakınlarında yol kenarına park etmiş tırların trafik açısından çok tehlikeli olduğunu belirten bir okurumuz da ”Uzun araçlar.  Geceleri tehlikeli.  Bir kaza olmasını mı bekliyoruz” diyor.

Servis araçlarının sokaklara park ettiğini,  pencere önlerini kapattığını anlatan Seyit adındaki bir başka vatandaş ise ”Benim evim birinci kat. Adam aracını penceremin önüne bırakıp gidiyor.  Siz birkaç kez yazdınız ama aldırış eden olmadı” diye konuşuyor.  Hacıseyit mahalle muhtarlığının önüne,  sağına ve soluna kamyon,  otobüs ve minibüslerin park edip gittiğini anlatan bir başka okurumuz ise “Gazetenizde birkaç kez okudum.  Hat boyundan gelen araçları göremeyen diğer araçlar hemen her gün kaza tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Siz yazıyorsunuz.  Karşıdaki insanlar yakınıyor.  Fakat dinleyen yok.  İşin ilginç yanı bu tehlikeli durumu,  hemen her gün aynı yerden gelip geçen trafik araçları da görüyor” diye konuşuyor.

Trafik olayı böyle…  Nereye baksanız karşınıza tehlikeli,  bir manzara çıkıyor.  Normal zamanda fark etmediğimiz tehlikeyi ise bizler bir kaza olduktan sonra fark ediyoruz.