Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, göreve gelir gelmez diyaloğa açık, bu anlayışı en üst düzeyde tutacak bir başkan olduğunu icraatlarıyla gösteriyor.
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce, göreve gelir gelmez diyaloğa açık, bu anlayışı en üst düzeyde tutacak bir başkan olduğunu icraatlarıyla gösteriyor.
Şunu net bir şekilde ortaya koydu:
“Herkesin Büyükşehir Belediye Başkanıyım. Eğer mevzubahis Eskişehir ise gerisi teferruattır” sloganını şiar edindi.
Ünlüce’nin, belediye deneyimi, zarafeti, hukukçu kimliği, odağındaki Eskişehir’e hizmet ve yatırım için her türlü girişimin içinde olacağına yönelik çabaları takdir topluyor.
AK Parti İl Başkanı Gürhan Albayrak, Başkan Ünlüce’ye 20 Nisan’da hayırlı olsun ziyaretinde bulunmuştu.
Kendi partisinden en üst düzeyde tepki çektiğini birinci ağızdan kulaklarımla duyarak iyi bildiğim bu ziyaret, gerek büyükşehir ve ilçe belediyeleri gerekse CHP kanadında ise son derece olumlu karşılanmıştı.
Başkan Ayşe Ünlüce, beraberindeki başkan yardımcıları ve İl Başkanı Talat Yalaz ile dün Albayrak’a iadeyi ziyarette bulundu.
AK Parti’den ziyarete ilişkin yapılan açıklamaya göre Başkan Ünlüce, “Genel Başkanlarımızın gerçekleştirdiği diyaloğu devam ettirmeliyiz ve ara ara böyle toplantılar yapmalıyız. Misafirperverlikleri için başkanımıza teşekkür ediyorum” ifadesini kullandı.
İl Başkanı Albayrak’ın da “Eskişehir’imizin sorunları ile alakalı bir durum olduğunda saat mefhumu olmaksızın bir telefon kadar yakınız. Şehrin önünü açacak her projede merkezi yönetim nezdinde elimizden geleni yapmaya hazırız. Şehrimiz için düşündüğümüz projeleri değerlendirdik ve sıkıntı olan noktalarda karşılıklı şehrin geleceği adına uzlaşı içinde elimizden geleni yapacağımızı konuştuk. Her zaman söylediğimiz gibi mottomuz Eskişehir” ifadeleri gerçekten kıymetli.
Şu iyi anlaşılmalı…
Ülkede iktidar AK Parti, Eskişehir’de ise CHP’dir.
Eskişehir nüfusunun yüzde 90’ından fazla kesimine CHP’li belediyeler hizmet götürüyor.
Eğer bu işi iyi yapmıyorlarsa bir daha seçilemezlerdi zaten.
Aynı durum AK Parti için de geçerli.
Eğer AK Parti teveccüh görmese bir daha seçilemez.
Ancak iş kent menfaatine geldiğinde, şehre yatırım söz konusu olduğunda Ayşe Ünlüce’nin yaptığı gibi siyaseti bir kenara bırakmak gerekir.
Yaza yaza, söyleye söyleye dilimizde tüy bitti.
Eskişehir’i siyasete kurban etmeyin.
Bu ziyaretler, kentin yıllardır biriken sorunlarına çözüm üretmek adına çok kıymetli.
Hele bir de milletvekilleri benzer bir tutum içinde olursa…
Kazanan Eskişehirliler olur.
Sizce de öyle değil mi?
Enflasyon zirveye koşuyor!
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) mayıs ayı enflasyon rakamlarını açıkladı.
Tüketici enflasyonu aylık yüzde 3,37, yıllık da yüzde 75,45'e yükseldi.
Akademisyenlerden oluşan Enflasyonu Araştırma Grubu’nun (ENAG) açıkladığı rakamların ise TÜİK’in verileriyle yakından uzaktan ilgisi yok.
ENAG’a göre mayıs ayında enflasyon aylık yüzde 5,66, yıllık yüzde 120,66 olarak gerçekleşti.
Hatırlamakta fayda var…
Merkez Bankası yıl sonu enflasyon beklentisini yüzde 36'dan yüzde 38'e yükselterek revize etmişti. Revizeye göre bile bu beklentinin gerçekleşmesi imkansız görünüyor.
22 yıl önce iktidara geldiğinde yüzde 30’larda olan enflasyonu, verileri tartışmalı rakamlara göre bile yüzde 75’e yükseltecek kadar beceriksiz bir yönetimle karşı karşıyayız.
Bu enflasyon ne anlama geliyor?
Beş ayda yüzde 22,72 fakirleştiğimiz…
17 bin lira alan asgari ücretlinin cebinden 3 bin 862 liranın kaybolduğu…
10 bin lira alan emeklinin 2 bin 272 lira daha az maaş aldığı…
35 bin lira alan bir öğretmenin maaşının 1 Haziran itibarıyla 27 bin 48 liraya gerilediği anlamına geliyor.
Bir ülkenin başına gelebilecek en büyük derttir enflasyon.
Hele bir de kronikleşmişse…
Her gün yoksullaşan emekliler, hayat pahalılığından şikayet eden çiftçiler, üreticiler, dar ve sabit gelirliler sokaklardaysa eğer…
Sebebi belli.
İnatla uygulanan “faiz neden enflasyon sonuç” gibi yanlış ekonomi politikaları, basın ve ifade özgürlüğünün tartışılıyor olması, hukukun değil üstünlerin hukuku haline gelen yargı sistemi, ülkenin parti devleti haline gelmesidir.
Bugün eğer asgari ücrete yıl ortasında zam yapılması konuşulmuyorsa…
Açlıkla sınanan emeklilere ek iyileştirmeden bahsedilmiyorsa…
Büyüme rakamlarıyla övünen iktidar mensupları, gelirin adaletsiz bölüşümü karşısında seslerini çıkaramıyorlarsa…
Zirve yapan enflasyonu düşürmek için uygulanması zorunlu hale gelen ekonomiyi soğutma, yani sıkılaştırma politikalarından dolayıdır.
Uzun sözün kısası…
Balık baştan kokar…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ekonomistliği bize pahalıya mal oluyor…
İşin özeti bu.