Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Siyasi partiler de gündem hep aynı kalıyor.
İktidar partisi kalkınma planı içinde, Eskişehir’e bir yatırım yapılacak olsa basıyor açıklamayı:
“Filan yere şu kadar, falan yere bu kadar yatırım aldık.”
İktidar geliyor ardından:
“Öyle olmaz böyle olur.”
Peki sonra.
Sonrası yok.
En son AKP Milletvekili Prof. Dr. Nabi Avcı konuştu:
“TBMM’de her hafta Eskişehir için toplanıyoruz. ”
Ardından da açıkladı:
“Salı günleri il ve ilçe başkanlarımız Ankara’ya geliyor. Burada Eskişehir meselelerini konuşuyoruz. Ankara’da konuştuklarımız Eskişehir’de seslenecek. ”
Şimdi buyurun.
Konuşulanlar değil. Konuşanlar ses verirse, ne yazarsınız bu yoruma?
Bu politikaysa, nasıl politika olduğunu anlatın.
--//--
İktidar partisi böyle de, ana muhalefet çok mu değişik?
CHP’de Prof. Dr. Süheyl Batum arada bir geldiği Eskişehir’de konuşuyor.
Peki, Eskişehir nasıl?
Yıllardır çözülmeyen sorunlar için ne yaptınız?
Yok bir şey.
Kazım Kurt’a gelince.
Çiğ Börek Evi’nde yaptığı toplantı halen tartışılıyor.
Gaye Hanım şöyle dedi.
Erman Bey böyle konuştu.
Kazım bey görmezden geldi.
“Dedim-dediye” meraklıyız ya...
CHP’de yeni bir karşılaşmaya kadar,
“Falan böyle dedi, filan şöyle dedi” ile idare ediyoruz.
--//--
Bu konuda en rahat parti MHP galiba.
Dr. Ruhsar Demirel geliyor.
Etliye sütlüye karışmadan sessiz ssedasız çekip gidiyor.
Dikkat ediyor musunuz bilmem?
Onun için de MHP’de karşılıklı itişmeler azaldı.
İlçeler bir araya gelmese de İl Başkanı Ayhan Sezer konuşuyor sadece ve, diyor ki:
“Seçimlerde biz de varız. ”
Bakalım yanına ilçe başkanlarını ne zaman alacak?
Küsenleri nasıl barıştıracak?
--//---
Yarın ”Kızılinler” olayında, Eskişehir medyasının nasıl birleştiğini yazacağım.
Bu olay, bazılarının ikide bir eleştirdiği medyamızın uygun gündemde nasıl davrandığını göstermiştir çünkü.
Günlerin getirdiği
-Belediye ekmeği kapış kapış—
Büyükşehir Belediyesi tarafından üretilen değişik türdeki ekmekler, kentin belli merkezlerinde ki büfelerde satılıyor. Ve çok ilginç, geliş saati belli olan ekmekler, kısa sürede kapış kapış bitiyor. Yolumun üzerinde bulunan ekmek satışı büfesinin günün pek çok saatinde kapalı olduğu, gelenlerin boş döndüğü dikkatimi çektiği için görevli, bayana ”Neden açık kalmıyorsunuz?” diye sordum.
Dedi ki ”Bizde ekmeğin geliş saati belli. Dahası müşterilerimizi de aşağı yukarı tanıyoruz. Ekmeğimin fabrikadan geliş saatini müşteriler bilir. Ekmek gelince gelip alırlar. Hatta ayırtmak isteyenler olur, ama biz ayırmayız. Gelen alır, ekmek tükenince biz de büfeyi, bir daha sefere kadar kapatırız. Zaten fabrikadan gelen ekmek ve müşteri belli olduğu için birkaç dakikada biter. Sıraya giren ve ekmek alanlar da birbirlerini tanıdığı için tartışma da olmaz.”
Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin çıkardığı ekmeği tuttu. Yukarıya özetlediğim olay, aşağı yukarı bütün ekmek satış büfeleri için geçerli. Bazı büfelerde eli boş dönenlerin olduğunu belirten bir vatandaş ”Sayı artırılamaz mı? ”diye sorduğu için bu yorumu yazdım. Vatandaş istiyorsa, neden olmasın değil mi? Şunu da belirteyim. Belediye ekmeği fiyatta olduğu kadar, kalite yönünden de rağbet görüyor. Maddi durumu yerinde olanlar bile belediye ekmeğini tercih ettiklerini belirterek “Alıştık. Hem ufak olmuyor, bayatlamıyor, hem de besleyiciliğinden dolayı belediye ekmeğini tercih ediyoruz” diyorlar.
---Eğitimciler bir araya gelince—
Önceki gün Yunus Emre Endüstri Meslek Lisesi’nde bir öğretmenin öğrencisi tarafından bıçaklanması, öğretmenler, öğrenci velileri ve okul yöneticileri tarafından tepkiyle karşılandı. Bu olaya Eğitim-Sen, Eğitim Bir-Sen, Türk Eğitim-Sen, Eğitim-İş ve Aktif Eğitim-Sen tarafından da tepki içeren mesajlar yayımlandı. Eğitimcilerimizin ortak görüşleri “Okullarda güvenliğin sağlanamadığı” yolundaydı. Gerçekten ilginç. Bir değil iki değil… Öğretmen ne yapacak? Öğretmenlerimizin, geç kalan öğrenciye ”aferin”, sigara içen öğrenciye ”bravo”, küfür eden öğrenciye “ne güzelsin” mi demesi isteniyor. Okullarda güvenlik birimleri oluşmuştu. Demek yetmedi. Okuluna bıçakla, kesici aletlerle ve hatta ateşli silahla giren öğrenci varsa bu nasıl önlenecektir? Unutmayalım yalnız öğretmenler değil, okul yöneticilerinin de bu konudan huzursuz olduğunu biliyoruz. Şunu demek lazım: Eğitim kurumlarında yaşanan benzeri olayların giderilmesinin tek yolu gene eğitimdir. Ama bu eğitime öğrencilerin yanı sıra öğrenci velilerini de dahil etmek gerekiyor.
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...