"Kafamızı hâlâ devekuşu gibi gömüyoruz..."
"Hayır" dedi "Gülriz Sururi":
"Artık onlar gömüyor!..."
…….
"Gülriz Hanım"ın "Onlar" dediği kimlerdi?
Çok zor bir soru?
Ama bir "Eskimo"ya, devekuşu yerine "kutup ayısı" deseniz hemen bilirdi!..
Kutup ayısının mükemmel postu, bir Eskimo için hazinedir...
Sıfırın altında 60 dereceye varan soğukta ve buzun üzerinde avlamaya çalışırlar...
Sayıları gittikçe azalan bu hayvanın derisinden bir karışı bile ziyan etmek istemezler...
Kesici aletlerle ve silahla avlanmak posta zarar vereceği için ilginç yöntem geliştirmişler...
Ustura gibi keskin hale getirip ağzına fok kanı ve yağ sürdükleri baltayı keskin tarafı açıkta kalacak biçimde kara gömerler. Kan kokusunu alan ayı gelir ve baltanın keskin ağzındaki kanı yalamaya başlar...
Bir süre sonra, ayı hırsından dilinin kesildiğinin farkında olmaz ve kendi kanını yalamaya başlar...
"Bu işlem, ayının kansızlıktan bitkin düşüp ölümüne kadar sürer..."
…….
"Kamil Masaracı"nın karikatürüydü...
Devekuşunun biri kafasını kuma gömmüş, düşünüyor...
Diğeri, usanıp çıkarmış kafasını "boş ver arkadaş" diyor:
"Düşün düşün çoktur işin!"
Ya kutup ayısı?
"Kendi kanını emerek ölüyor!"
…….
"La Fonten" ne kadar haklıymış!
Asırlar sonra insanlara hâlâ hayvan yaşamları ile yol göstermeye çalışıyor…
Anlamayan…
“Kutup ayıları, develer düşündün!”
*******
"Rantçılar Eskişehir'e çullanamadı!"
Büyükerşen böyle diyor ve devam ediyor:
"İstanbul'da yükselen plansız gökdelenler, bana akılsızca ve acımasız şekilde öldürülen bir kentin mezar taşları gibi görünüyor... "
1999 yılında göreve geldi ve büyük bir deprem yaşandı...
Anımsayacaksınız, inşaatları durdurmakla kalmadı, kenti yaşanır kılmak için kolları sıvadı...
Çok tepki aldı, çok eleştirildi ama, adı gibi yılmadı...
Cumhuriyet'in "Gayrimenkul" sayfasına verdiği demeçte de, rantçıların henüz Eskişehir'e çullanamadığını öne sürdü...
Bir İşletme profesörü, nasıl oldu da "En ünlü şehirci" unvanını aldı?
Bu soruya bakın nasıl yanıt veriyor Yılmaz Hoca:
- Akademisyenlik ve üniversite rektörlüğüm sırasında gittiğim bütün ülkelerin şehirleri ve uygarlıklarını dikkatle inceler bazı sentezlere varırdım. Şehir yaşamlarını zenginleştiren sanat ve kültürün önemi hep dikkatimi çekerdi.
Rektörlüğüm sırasında üniversitede "2000'li yıllarda nasıl bir Eskişehir olmalı" konulu seminerler de yapardık. 0 tarihteki yerel yöneticilerin ilgilenmediği fikir projelerimiz ve başkan seçildikten sonra da Türkiye'de ilk kez bir kent için düzenlediğimiz "Ortak Akıl Arama Konferansı" da yolumuzu aydınlattı.
"Bugünkü turistik Eskişehir'i oluşturan projeler o dönemde olgunlaştı, başlatıldı ve sürdürülebilir hale geldi..."
****************************
İçki, kumar, çapkınlık yok!
Eski dönemde bir seçim zamanı, iktidara mensup bir politikacı, Karadeniz'de geziye çıkmış. Bir kahvede icraatlarını anlatırken, yaşlı biri sormuş:
"Uy uşağım, sizin çapkınlığınız, karı-kız merakınız falan var midur?"
Politikaca, "0 nasıl söz amca?” demiş:
"Biz harama uçkur çözmeyiz..."
Yaşlı adam yine sormuş:
"Ha uşağım, rakı-şarap içer misunuz?"
"Haşa amca, sarhoşluk veren her şey günahtır. Asla içmeyiz..."
"Peki uşağım, kumar oynar misunuz?"
"Asla! Kumardan gelen para haramdır..."
Yaşlı adam "Ula nasıl heriflersiniz?" diye patlamış:
"Karıya kıza gitmezsinuz, rakı – şarap içmezsinuz, kumar oynamazsinuz. Peki, ne halt
edeysinuz da milleti yolaysinuz? Ne masrafınız var ki, bu kadar çok çalaysinuz?"
**************************
Rüyanın güzeli
"Delikanlı, birlikte çalıştığı kıza, "Sizi dün gece rüyamda gördüm" der:
"Birlikte akşam yemeğine çıkıyorduk. Sonrasını pek hatırlamıyorum. Bu ne demektir?"
Genç kız tebessümle yanıtlar:
"Rüya gördünüz demektir..."
***************************
Günün Şiiri
Susamış yalnızlık
Benim yalnızlığım çorak toprağa benzer
Takımlısına yıldızların o kadar uzağım ki
Tutabilir misin ellerimi?
Doğsa tüm yıldızlar
Akşamlardan bir yaz olsa
Soba yanımda gürül gürül yansa
Gene de üşür gecelerim, ısıtabilir misin?
Hiçbir zaman bu kadar derinden
Yalnızlığı hissetmedim ben
Sallanıyor boşlukta sanki içim
Dokunabilir misin?
İbrahim Tekelioğlu (Varlık-1955)
******************
Gariptir politika
Çetin Altan "Gariptir politika tarihi" diye yazmıştı:
"Kimi ulusunu kurtarmak isterken kahredip yıkılmış, kimi de kendini kurtarmak isterken, ulusunu yakıp kahretmiştir..."
Fıkrasını da eklemişti:
Doktor kendisine gelen hastayı muayene ettikten sonra, "Önce sigarayı bırakın" demiş...
"İçmem ki" demiş hasta...
"Öyleyse içkiyi bırakın..."
"Onu da içmem..."
"0 zaman kahveyi bırakın..."
Hasta, "Ağzıma bile koymam" yanıtını verince de "vazgeçebileceğin bir şey yoksa "demiş doktor: "Ben de seni kurtaramam!"
*******************
Özdeyiş
"Keşke" demektense, "Bir dahaki sefere" demeyi dene...
Collinius
Cuk
Namuslu birisini aldatmak kadar kolay şey yoktur...
La Fontaine
Günün Sözü
Bir milyon dolar kazanmak isteyen adam için en sağlam yatırım, yeni bir din yaratmaktır...
Ron Hubbard
Kolsuz Yaşar’dan
Türkler, cinselliği kendi kendine öğreniyormuş.
Verilmiş sadakalar çok olmalı!
"İstisnalar konuşmayı bilmiyor ki!"
Günün Sorusu
Özgürlüğün tanımı nedir?
Hitler'in toplama kamplarının kapısında "çalışmak özgürlüktür" yazıyordu.
0 kamplara katılanlar özgürleşmiyor, gaz odalarında can veriyorlardı...
Gerilim
Ay, yine ürküntü bastı beni!..
"Düşünce özgürlüğümü kullanmaktan vaz mı geçsem acaba?”
Aydın Engin
Günün Balı
Türkiye'de milyoner sayısı bir yılda 5 bin 664 kişi artmış.
Yoksullar için iyi haberi!
Balthör
Günün İncisi
Kusursuz dost aramaktan vazgeç, çünkü dostsuz kalırsın...
Balthör
Günün Olayı
Erdoğan Güney Amerika'da, Davutoğlu Arabistan'da...
Bilmeyen de Türkiye'nin orunları çözüldü sıra dünyanın sorunlarına geldi sanacak.
Akif Kökçe
Günün Biberi
Kadını kapatmak, doğaya, doğa yasalarına, doğa nimetlerine ve sağlığa aykırı olduğu için…
Artık bırakın kadının giysisini...
"Erkeklerin kafalarındaki örtüleri kaldırmaya bakın!.."
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...