Bu sıralar Eskişehir Ticaret Odası (ETO) seçimleri, Eskişehir Sanayi Odası (ESO) seçimlerinden daha fazla konuşulmaya başlandı.
Sebebini çok kısa bir özetle açıklamak gerekirse…
ETO seçim sürecine, Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Harun Karacan’ın müdahale ettiği iddiaları söz konusu.
Öyle ki Harun Karacan’la anlaşamadıkları yüksek sesle dillendirilen iktidar partisinin diğer milletvekilleri Nabi Avcı ve Emine Nur Günay, sanki
Karacan’a inat, sanayi ve ticaret odası seçimlerinde taraf olmadıklarını ayna anda ifade etti.
Bununla beraber iktidar partisinin vekilleri arasındaki ayrışma daha da keskinleşti.
*
Şimdi asıl konumuza gelelim…
ETO’nun bir diğer adayı
Ayhan Sezer.
Arkaları sağlam olan diğer adaylar Metin Güler ve Erdoğan Tekgöz’e rağmen, ısrarla çalışmaya devam ediyor.
Belki seçimi kazanamayacağını o da biliyor ancak umudunu yitirmiyor.
*
Diğer adaylar kadar olmasa da Sezer’de, iletişim kampanyasına hatırı sayılır para harcıyor.
Broşürler, bilboardlar, gazete ilanları, kısa videolar vesaire…
*
Önceki gün sosyal medyada dolaşırken Sezer’in bir videosu çarptı gözüme.
Açtım izledim.
Genelde, bir TV kanalında yaptığı açıklamalar derlenerek oluşturulmuş.
Söz konusu video nasıl süslenmiş peki?
Büyükşehir Belediye Başkanı
Yılmaz Büyükerşen’in gerçekleştirdiği projelerle!
Onun dışında ne bir esnaf, ne bir ziyaret, ne de Sezer’in herhangi bir çalışması videoda yok.
Sanırsın ki video, Yılmaz Büyükerşen’in tanıtım filmi!
Öyle ki Ayhan Sezer’i tanımayan birine o videoyu izlet, izleyen kişi Sezer’i, Büyükşehir Belediyesi’nin bürokratı sanır!
*
Söz konusu videonun bilinçli mi yoksa çalakalem mi yapıldığını bilmiyorum.
Ancak bilinçli yapıldıysa amaç şu olabilir:
Yılmaz Büyükerşen’e sempatisi olan ETO üyelerine şirin görünmek.
Öyle bile olsa bu iş insanların gözüne sokularak yapılmaz.
Çaktırmadan yapılır. Aday olan kişinin çalışmalarının olduğu görüntülerin yanına, belli aralıklarla serpiştirilir.
*
Ha, söz konusu video bilinçsiz yapıldıysa eğer, zaten bir şey söylemeye lüzum yok;
saldım çayıra mevlam kayıra zihniyetinin kötü bir ürünü olmuş.
Barlar sokağında bir ‘sorumlu’ kurum var bir de ‘sorumsuz’ kurum var!
Genellikle Barlar sokağı olarak bilinen Vural sokakta, her hafta, mutlaka
kanlı biten bir olay gerçekleşirdi.
Onun dışında kavga ve gürültü, hiç eksik olmazdı.
Vatandaşlar bu durumdan oldukça şikâyetçiydi.
Zaman zaman bizleri de arayıp, Vural Sokak’ta gerçekleşen olayları gündeme getirmemizi ve yetkilileri göreve çağırmamızı isterlerdi.
*
Bugün ise durum değişti.
Eskişehir Emniyet Müdürlüğü, uzun süredir, Vural sokağı mercek altına aldı.
Sivil ve resmi olmak üzere özel bir ekip kurdu.
Sokağı, mobese kameralarıyla da her an takip etti.
İşletme sahipleriyle işbirliği içerisine girdi.
Vural sokakta 7/24 huzur ve güvenliği sağlamak için elinden geleni yaptı.
*
Sonuçta…
Emniyet güçleri yaptığı çalışmanın meyvelerini toplamaya başladı.
Artık Vural sokakta bırakın kanlı biten sonları, taşkınlık yapan kişilere dönük şikâyet bile almıyoruz.
*
Ancak…
Bu sefer de Vural sokak ve Vural sokağı Sakarya Caddesi ile İsmet İnönü Caddesine bağlayan sokaklardaki işgallere dönük “şikayetler” geliyor.
İşgal derken yanlış anlaşılmasın!
Kaldırım işgalinden bahsediyorum.
Bununla da kalmıyor, bazen bu işgal yola kadar taşıyor.
Masa ve sandalye atanlar, seyyar satıcılar, aracını bırakıp gidenler, duba koyup yolu sahiplenenler vesaire...
Peki, bu sorunu çözecek olan hangi kurum?
Tabii ki Tepebaşı Belediyesi!
*
Emniyet müdürlüğü üzerine düşen sorumluluğu
başarılı bir biçimde gerçekleştirdi.
Şimdi aynı sorumluluğu, Tepebaşı Belediyesi’nden bekliyoruz!