Ayaklar suya ererse

Yaşamın içinden: Ömer Duru

“Ayakların suya erdi” deyimi, “Hatalar anlaşıldı. Gerçek ortaya çıktı ”anlamına gelir.

Bu konuda bir yazı okudum.

Eskiden uykuda gezme hastalığı olan kişilerin yatağının etrafına tepsiler içinde su koyarlarmış.

Hasta uyku sırasında yataktan kalkıp yürürken,  ayakları bu suya değince uyanırmış.

Günlük yaşamda da yanlış iş yapmaya kalkılırsa, herhangi bir uyarı üzerine doğruyu bulanlar için kullanılır.

--//--

Son günlerde,  

“Ayakların suya erdiği” gelişmeler görmeye başladık ilimizde.

Buna en basit örneklerden biri, ünlü Kızılinler projemiz.

İlkin Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç,  bütün olanakları seferber ederek, projeyi hazırlattı.

Ardından bir basın toplantısıyla yaptığı projeyi kamuoyuna açıkladı.

Yetmedi,  teknik ekibiyle milletvekilleri ile Ankara’da görüşüp, Kızılinler projesini anlattı.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay’ın bu konuyu bütçe görüşmelerinden sonra ele alacağına ilişkin yorumlar yapıldı.

Derken Odunpazarı Belediyesi çıktı ortaya.

“Tepebaşı yaptı,  siz neden yapmadınız?” iteklemesi ile olay uzadı.

Öğreniyoruz ki,  uzun süredir sümen altında bekleyen Kızılinler dosyası açılmak üzereymiş.

İktidar ve muhalefet milletvekilleri bir araya gelmişler.

 Tepebaşı ve Odunpazarı Belediyesi teknik elemanlarının da katıldığı bir toplantıda proje incelemeye alınmış.

Bakan Ertuğrul Günay da duyumlarımıza göre,  Kızılinler olayını ciddi biçimde  ele alacaklarını açıklamış.

Şimdi gözler,  Ankara’ya çevrilmiş durumda.

Bakalım Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın başlattığı,  ardından Odunpazarı Belediye Başkanı Burhan Sakallı’nın takip ettiği ve“Eskişehir’in kaderini değiştirecek” diye yorumlanan Kızılinler projesinde başladı denilen gelişmeler ciddi biçimde ihale aşamasına  gelecek mi?

Yoksa  olay politik rüzgar olarak, Kültür Başkenti olayının, gölgesinde mi kalacak?  

İzleyip göreceğiz.

Tekrar belirteyim,  bu konuda en çok sorumluluk,  iktidar ya da muhalefet, Eskişehir milletvekillerine düşüyor.

----//---

Eskişehir Valisi Sayın Kadir Koçdemir  ve koruma ekibinin  trafik kazası geçirdiğini üzüntüyle öğrendim.

Günlerin getirdiği

 -Trafikte haklı ve haksız—

  Eskişehir’de trafik sürekli tartışılıyor.  Önceki gün de aynı konu Büyükşehir Belediye Meclisi’nde gündeme gelmiş ve tartışılmış.  AKP’li üyeler trafik ve otopark olayına parasal yönden bakarak  “ücretli parka karşı ”oy kullanmışlar.

AKP’li meclis üyesi Ahmet Süzer paralı parkı rant olarak değerlendirince Başkan Büyükerşen “Eğer bir rant olacaksa o da belediyenin olacak” diyerek şöyle konuşmuş:  “Esnaf işyeri önüne eşya koyunca işgaliye parası alınıyor.  Öyleyse 4 metrelik alana park eden araçtan para neden alınmasın? Bakın şehirdeki otoparklar boş.  Araçlar caddelere park ediyor.  Emniyet Müdürlüğü ise tüm uyarılara karşın gereken çalışmayı yapamıyor.”

Dikkatimi Büyükşehir Belediyesi Ulaşım Daire Başkanı Ümit Günay’ın sözleri çekti.  Günay diyor ki  “Eskişehir’de araç sayısı 400 bine yaklaştığında trafik kilitlenecektir.  İşte o zaman bu sorunu çözmek için başka yollar aranacaktır.”

Çok ilginç değil mi? Ümit Günay araç sayısına göre trafiğin kilitleneceğini söylemekte.  Bırakın 400 bini.  Akşamüzerleri çıkıp bir bakın Eskişehir’e.  Yunus Emre Caddesi’nde,  Sakarya Caddesi’nde, Muttalip Caddesi’nde,  Sivrihisar Caddesi’nde ve Çifteler Caddesi’nde trafik nasıl kilitleniyor görün.  Her neyse…  Eskişehir’i yakından ilgilendiren trafiği önemli ölçüde rahatlatacak ücretli park olayına iktidar partisinin  büyükşehir üyeleri neden rant gözüyle bakıyorlar da,  kent adına bakmıyorlar hayret!

-- Tepebaşı Belediyesi’ne teşekkür—

  Köşemizde yer alan Muttalip Caddesi’ndeki ”Yıkık işyeri çok çirkin. Gelip geçenler tuvaletini yapıyor.  Yıkık işyerinin üst katına geceleri çıkıp içki içenler çevreyi rahatsız ediyor” şeklindeki yakınmanın Tepebaşı Belediyesi tarafından değerlendirildiğini öğrendik.  Belediye Başkan Yardımcısı Erdoğan Aydoğmuş yaptığı değerlendirmede, yakınmanın

(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz.