Eskişehir'deki anlamsız yoga yasağı kaldırıldı. Bazıları, "Canım ortada bir yasak yoktu. Güvenlik görevlisi yanlış anlamış" gibi açıklamalar yapsa da, bu cümleler yasaktan utanan AK Partililerin uydurduğu birer bahane. Nitekim Valilik'in yaptığı yazılı açıklama da ortada. Haydi diyelim ki "Güvenlikçi Dayı" olayı yanlış anlamış. Bir an bu lafı yuttuğumuzu var sayalım. Peki Valilik'in açıklamasını kim yaptı; çimleri biçen Bahçıvan mı resmi siteye yükledi? O yazılı açıklama da mı "Yanlış anlaşma?"
Yaşadığınız bu kadar utanç kâfi; Lütfen daha fazla güldürmeyin kendinize...
Ayrıca durumdan vazife çıkartan ve talimat alan trol ve gazetrolcülerin 1 gün boyunca yasakları nasıl savunduğunu da gördük. Bu arada "Gazetrolcü" sözü benim icadımdır. Ne anlama geldiği ortada. Hani Dede Korkut Parkı'ndan bahsediyoruz, "Adını ben verdim, yaşını Allah versin" diye boy boylayıp, soy soylamayacağım. İnşallah Türk Basını bir an önce bunlardan kurtulur. Gerçi önce yasakları savunup, sonra kıvırmalarını seyretmenin de ayrı bir keyfi var ancak, yine de onların düştüğü rezillikten biz utandık.
Bu arada gazeteci olma iddiasında bulunanlara küçük bir nasihat verelim. Abdi İpekçileri, Uğur Mumcuları, Uğur Dündarları örnek alırlarsa başarılı olurlar. Yok Nagehanları, Yok nargileci Hadi – Süleyman "Gubidik Kardeşler"i, yok "Milliyetçi Yankesici" Metinleri örnek alırlarsa, adam yerine konmazlar.
Her neyse...
Şimdi "Aslında yassah yohdu da, güvenlikçigiller yanlış anlaşmışmış..." diye başlayan, "Çimlerin gübre zamanı geldiydi, hani üzerine basılmasın diye şeyettik" diyen veya "Hem bizim parkımızın etrafında duvar bile yok. Bunlaaar yasakçı CeHaPe zihniyetiiii!.." diyenlerin çabalarını tek bir başlık altında toplayabiliriz; Dansöz gibi kıvırmak!..
Gerçek çok basit; yoldan geçen bir grup mürteci "Göbeği açık" kadınları yoga yaparken gördüler. Sapık şehvetleri kabardı ve salyalarını ellerinin tersiyle temizledikten sonra da kadınları CİMER'e şikayet ettiler. Mülki amirler bu talimatların gereğini yerine getirdiler. Sonra bütün Eskişehir ayaklanınca da duruma Nabi Avcı el koydu.
AK Partililer Nabi Avcı'ya ne kadar teşekkür etseler az gelir. Bu Nabi Avcı'nın AK Parti'yi Eskişehir'deki son iki aydaki ikinci kurtarışı.
Daha önce de Hasan Polatkan Havalanı meselesinde AK Parti'yi kurtaran Avcı'ydı. Hiç kimse hikaye anlatmasın; eğer Nabi Avcı olmasaydı, şu anda Hasan Polatkan'da tavuklar dolanıyordu. Eğer ki Hasan Polatkan'a uçaklar inmeseydi, bunun bedelini Eskişehir olarak hep birlikte öderdik. Ancak bedelin ağırını da ilk seçimde AK Parti teşkilatı öderdi.
Şimdi sormak lazım; 8 – 10 kadının yoga yapmasını engellemeye kalkanların eline ne geçti? Eğer Nabi Avcı'nın sağduyusu olmasaydı, yine ağır bir seçim bedeli ödenecekti. Sayın Avcı Süpermen gibi gözlerinden lazer ışınları fışkırtıyor mu bilemeyeceğim. Ancak bir süper kahraman gibi en olmadık yerlerde ortaya çıkıp, tek yumruk önde uçarak ve pelerini rüzgardan dalgalanarak teşkilatı kurtardığı ortada.
Bu kafayla daha çok krizler yaşanır. Ancak süpermen bile bir gün yorulabilir. Olay mahalline son anda yetişemeyebilir.
Sorulması gereken soru şu; bundan sonraki ilk krizde sizi kim kurtaracak? Cemaatler mi kurtaracak? Onlar "Cemaat adı altında" ihale kopartmakla ilgileniyorlar. Troller mi sizi kurtaracak? Onlar da "Vatandaş" adı altında sahte hesaplarında iftiralar atıyorlar. Gazetrolcüler mi sizi kurtadacak? Onlar da "İlan" adı altında sizi söğüşlemekle meşguller. Umurlarında bile değilsiniz. Mülki amirler mi kurtaracak? Onlar da "Devlet Adamı" adı altında verilen talimatları yerine getirmekle meşguller.
Bence siz kurtarıcı beklemeyin. Şu ortaçağ kalıntısı cemaat ve hokkobazlarından yakanızı kurtarın yeter...
Ahlaksizligi değer yargisi diye yutturamazsiniz Bay Kerem
Kerem bey yakayı fena kaptırmışlar.. kurtaramazlar artık...
ne bu şiddet bu celal. Nedir bu sağ görüş düşmanlığı
sagolun yoga yasak hucular gelsin hulaşsın bakalım yasakmı