Bugün Aralık ayının yedisi. Yılsonuna daha 24 gün var. 24 gün sonra 2012’ye ‘güle güle’ 2013’e ise ‘Hoş Geldin’ diyeceğiz. Bir 365 günü daha devireceğiz. Ardından 2014 yılı gelecek. 2014’ün Mart ayı sonuna doğru, büyük ihtimalle 24’ünde yerel seçimler yapılacak.
Bugün ile birlikte yerel seçimlere daha 470 gün, yani bir yıl üç buçuk ay var. Ancak diğer illeri bilmiyorum ama Eskişehir’de siyasetçilerin söylemlerine baktığımızda, sanki çok yakında bir seçim varmış gibi bir algıya kapılabilirsiniz.
CHP İl Başkanı Erman Gölet, BBP İl Başkanı Ahmet Namık Akdoğan, Milletvekili Kazım Kurt, Süheyl Batum, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, Büyükşehir’in yapmak istediği projelere engel olduğunu iddia ederek hükümeti halka şikayet ettiler.
AK Parti İl Başkanı Süleyman Reyhan, Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can da, şehirde bakanlıkların yapmaya çalıştıkları hizmetleri Büyükşehir Belediyesinin bir takım zorluklar çıkarak engel olduğunu, önlerine set koyduğunu söylediler.
Yılmaz Büyükerşen de, “Hükümet maddi olarak zaten destek olmuyor. Müfettiş kapımızdan eksik olmuyor. Yapacağımız yatırımların gerçekleşmemesi için çalışıyorlar. Zaten destek olmuyorlar, birde köstek oluyorlar” diyerek hükümeti halka havale etti.
Hem iktidar partisi milletvekilleri, hem de Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen, bir birlerini halka havale ettiklerine göre, halk ne düşünüyor.
Halk, bir birlerini eleştirmek yerine hizmet beklediklerini söylüyor.
Halk böyle düşünürken, seçime de 470 gün varken karşılıklı atışmalarla aradaki uçurum daha fazla açılmadan, iktidar-muhalefet olmak üzere 6 milletvekili, belediye başkanları, şehrin en büyük mülki amiri kol kola girerek, bu şehre en iyi hizmeti getirebilmenin mücadelesini yapmalı.
Şu anda yaptıkları görevler sona erdiğinde, belediye başkanları da milletvekilleri de ömürlerinin sonuna kadar bu şehirde birlikte yaşamaya devam edecekler. Halkın arasında gezerken halktan, “Allah sizlerden razı olsun. Bu şehre birlikte yaptığınız hizmetlerden dolayı sizlere minnettarız” sözlerini duymak sizleri mutlu etmez mi?
Dönüşümün erken başlaması belediyelere bağlı
Hükümetin bugüne kadar gerçekleştirdiği hizmetlerin halk tarafından kabul görüp görmediği, seçimlerde sandıklara atılan oylarla belli olur.
AK Parti Hükümeti de, tıpkı Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen gibi girdiği son üç seçimden başarıyla çıktı. Seçmen demek ki Yılmaz Hoca’nın da, hükümetin de yaptığı hizmetleri destekliyor.
Hükümet bu yılın ortalarına doğru, özellikle depreme dayanıksız, deprem de ilk önce binalarının yıkılma riski yüksek olan illerden ve bölgelerden başlayarak ‘Kentsel Dönüşüm’ uygulaması başlattı. İstanbul başta olmak üzere birinci derece deprem bölgesi içerisinde bulunan illerde, riskli binaların yıkımları başladı.
Eskişehir’de ‘Kentsel Dönüşüm’ uygulaması yapılacak iller arasında.
Sevgili Esra Çevik ile ES TV’nin Genel Yayın Yönetmeni Soner Yüksel, İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Hamza Yılmaz ile bir söyleşi yapmışlar.
O söyleşi de, Sayın Hamza Yılmaz’ın aşağıda okuyacağınız söyledikleri dikkatimi çekti.
“Eskişehir, kentsel dönüşümde gerekli tüm çalışmalarını tamamlar ve bölgelerde uzlaşma sağlanırsa ve ben hazırım derse o zaman kentsel dönüşüm başlar. Eskişehir’de risk alanının olduğu her yerde dönüşümden yanayız. Belediyeler dönüştürülmesini istedikleri bölgenin haritasıyla değil projesiyle bize gelmeli.”
İl Çevre ve Şehircilik Müdürü Hamza Yılmaz’ın bu söylediklerinin altı çizilmeli.
Sayın Yılmaz, Eskişehir’in Kentsel Dönüşüm’de ikinci sırada olduğunu, belediyelerin kentsel dönüşüm uygulanmasını istedikleri bölgelerin planlarıyla müracaat etmeleri halinde değerlendirmeye alınacağını söylüyor.
Bugün için bakıldığında İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün elinde sadece Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu Porsuk ve Köprübaşı-eski otogar hattı üzerindeki plandan başka plan bulunmadığını öğreniyoruz.
O zaman gerek Odunpazarı gerekse Tepebaşı Belediyeleri, vakit kaybetmeden kentsel dönüşüm uygulaması yapılmasını istedikleri bölgelerin planlarını yapmalılar.
Eskişehir artık çarpış kentleşme görüntüsünden bir an evvel kurtarılmalı. Bugünkü görüntü Eskişehir’e hiç ama hiç yakışmıyor.
Fıkra:
Koltuk
Akıl hastası İzmir'e gitmek için uçağa binmiş, bir koltuğa oturmuş. Koltuğun sahibi gelmiş, kendi yeri olduğunu söylemiş, dinletememiş.
Kaptana başvurmuş. Kaptan gelip Temel'in kulağına bir şeyler fısıldamış. O da hemen kalkıp kendi yerine geçmiş. Kaptanın ne söylediğini merak etmişler.
Kaptan;
- ‘Ha bu oturduğun koltuğun İzmir'e cidmiyor, öbür koltuk cidiyor’ dedim.
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz. Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)