23 Nisan denince akla ilk gelen etkinliklerden biri de küçüklere temsili olarak devredilen makamlardır. Vali, Belediye Başkanları v.s. birkaç dakikalığına yerini o gün için seçilmiş, hazırlanmış bir çocuğa devreder ve geleceğimiz bugünün çocukları mesajı verilir.
Aslında madalyonun diğer tarafı hep unutulur. 23 Nisan’da asla o koltuklara temsili olarak oturamayacak ve kendilerine armağan edilen bayramı gününde bile çalışan, ekmek parası kazanmak için, meslek sahibi olmak için mesai yapan çocuklar yok sayılır.
Bu 23 Nisan’da ise bu tabuyu yıkacak ve çok şık duran bir hamle oldu. Kim nasıl düşündü, nasıl akıl etti önemli değil. Önemli olan Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ın Sanayi Sitesi’ne giderek işçi tulumu giymesi ve bir çocuğun yerine çırak olarak geçerek onlara da hürmet edildiğini, yok sayılmadıklarını temsili olarak göstermesiydi. Güzel oldu, şık durdu. Bir an çırak olarak Başkan Ataç’ı karşımızda görünce “bize 3 çay kap, kendin de ne içiyorsan söyle” diye çıraklık yaptığım günlerdeki klasik replik geldi. İşin şakası bir yana o çocuklar adına çok mutlu oldum. Umarım bu güzel örnek yeni bir temsil alışkanlığını da beraberinde getirir. Bununda ilham kaynağı Eskişehir olmuş olur.
“Gölet çalışıyor!”
Ne oldu, nasıl oldu, kim yaptı, ne düşünüldü demenin, yazmanın, çizmenin faydası yok. Görünen bir gerçek var ki Erman Gölet, Metin Tomsuk, Erdal Çakıcıer çalışıyor. Yani herkesin beklediği 4,5,6. Sıra adaylar çalışmaz, hatta aksi yönde çalışır tezi yıkıldı, ezber bozuldu. Bu CHP için iyi bir adım, adaylar içinde Gölet için iyi bir adım ama tahmin ediyorum ki bu en çok Cemal Okan Yüksel için iyi bir adım haksız mıyım?
“Lig bitti demek yanlış olur”
Erciyes galibiyeti sezonun bitimine 7 hafta kala “sezon bitti, gerisi önemli değil” algısı yarattı herkeste. Kritik bölgeden kurtulmuş olmanın verdiği sevinç bazı somut gerçekleri unutturuverdi bir anda. 7 hafta, 7 maç ve ligi daha iyi bir yerde tamamlama düşüncesi bir yana herkes kazanılan veya berabere kalınan maçlarda Eskişehirspor kasasına girecek olan maddi desteği düşünmüyor herhalde.
Şu bir gerçek ki Eskişehirspor’un para getiren kaynakları, sıkıntıdan kurtaracak hâsılat geliri ve her şeyden önce çok atıp tutmasına rağmen destek olarak “al bu 1 milyon TL takıma feda olsun” diyen babayiğit destekçileri yok.
Gel gelelim 7 maçtan 3 galibiyet, 2 beraberlik çıkarsak yaklaşık 5 Milyon TL Hak edişimiz olacak fena mı? Her galibiyet 1,2 Milyon beraberlik ise 600 Bin TL getirecek bu kulübün kasasına.
Bu sebeple lig bitmedi. Asıl maraton şimdi başlıyor. Yaraya ne kadar merhem sürer, ne kadar kazanım alırsak hem soyut hem de somut bir kazanım elde edeceğiz. İnşallah ilk galibiyeti de Fenerbahçe maçı ile alacak ve güzel bir seri yakalayacağız. Hazır baskı da ortadan kalkmışken ne derseniz, güzel olmaz mı?