Askıda ekmek tartışmalarını rafa kaldırmıştık! CHP Tepebaşı ilçe Başkanı Atilay Dalgıç’ın sosyal medya paylaşımı sonrası tartışma yeniden başladı…
Dalgıç, başından geçen olayı şu şekilde anlatmıştı:
-Odunpazarı meydanındaki fırına ekmek almaya gittim. Kapıda bekleyen kadınlar vardı.
Önce sıra var sandım sonra öğrendim ki kapıda bekleyenler askıya asılacak ekmek için bekliyormuş. Bende askıya birkaç ekmek asılmak üzere fırıncıya parasını verdim, fırıncı daha ekmeği asmadan kadınlar ekmek için kavgaya tutuştular.
Araya girip hangi partiye oy verdiklerini sordum AKP dediler.
…/…
Askıda ekmek! Olmalı mı olmamalı mı?
Muhalefet diyor ki,
“askıda ekmeğe talep artıyor, demek ki vatandaş fakirleşiyor”
Haklılar!
Ama bu sistemde her zaman zenginler ve fakirler olacak! AK Parti’den önce de vardı
, AK Parti’den sonra da olacak! Sonuçta herkesin eşit olduğu bir yönetim sistemi şimdilik uzak bir ütopya!
Gözden kaçırdığımız bir nokta var!
Eskişehir’deki fırınlar için söylüyorum,
hangi fırına gitseniz, size ücretsiz ekmek verir!
-Param yok, dediğinizde hiçbir fırıncı sizi geri çevirmez, ekmeği verir! Diyeceksiniz ki öyleyse askıda ekmek niye var!
Yoksulluk artıyor! Fırıncılara gelen ücretsiz ekmek talebi katladı!
Bu nedenle “askıda ekmek” uygulaması çıktı! Her fırında ekmek askıya konmuyor zaten! Bir bağış kutusu var!
Bozuk paranızı oraya atıyorsunuz.
Fırıncı da ekmeğin ücretini oradan alıyor!
Böyle bir denge var!
Askıda ekmeğe ihtiyaç var!
Ama “gösteriş yapmaya gerek yok”
Dalgıç’ın anlattığı elbette doğrudur! Ancak bir istisnadır! Örneğine çok sık rastlayamayız!
AK Parti’ye oy veren kesimin daha yoksul olduğu gerçeğini Dalgıç bir kez daha doğrulamış oldu!
Dalgıç ve CHP’li tüm
yöneticilerin “askıda ekmek alan” vatandaşın oyunu niçin alamadıkları üzerine kafa yorması gerekiyor!
ÖĞRETMEN NE İSTİYOR!
Bir öğretmenler gününü daha geride bıraktık!
Övgü dolu cümlelerle onlara seslendik! Peki öğretmenler ne düşünüyor? Ne istiyor?
Eğitim-Sen 24 Kasım öncesi öğretmenlerle ilgili bir anket düzenledi
! 4 bin 500 öğretmen ankete katıldı…
Çarpıcı sonuçlar ortaya çıktı! Bir kısmını aktarıyorum:
- Öğretmenlerin yüzde 60’ı maaşlarının yaptığı işin karşılığı olduğunu düşünmüyor.
- Yüzde 70’i daha iyi bir iş teklifi alsa mesleği bırakmayı düşünüyor.
- Yüzde 56’sı iş yerinde kendisini değersiz, yüzde 70’i güvensiz hissediyor.
- Yüzde 70’i okullarda yeterli hijyen koşulları sağlanmadığını düşünüyor.
- Yüzde 69’u yüz yüze eğitimde üzerlerinde idari baskı hissediyor.
- Yüzde 94,5’i MEB’in sorunları çözmek için ürettiği politikaları gerçekçi bulmuyor.
- Yüzde 96’sı ücretli, kadrolu ve sözleşmeli ayrımını öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından tehdit olarak görüyor.
- Yüzde 91’i mülakat ile öğretmen alımının eşit, adil, geçerli ve yansız bir yöntem olduğunu düşünmüyor.
- Yüzde 90,7’si sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerle kadrolu öğretmenlerin eşit haklara sahip olduğunu düşünmüyor.
- Yüzde 88’i MEB’in vakıf ve derneklerle yaptığı protokolleri doğru bulmuyor
BİLİM KURULU GÜNAH KEÇİSİ Mİ?
Son zamanlarda AK Parti medyası tarafından “Bilim Kurulu” çok sık eleştirilmeye başlandı!
Dün okuduğum bir başlık karşısında şaştım kaldım…
Şöyle diyor:
-Zenginlerden oluşan sözde bilim kurulu fakirleri ezen kararlar alıyor!
Sağlık Bakanı’nın önemli konulardaki her açıklamasının sonunda şöyle diyor:
-Tabii ki son karar sayın Cumhurbaşkanımızındır!
Durum artık netleşmeye başladı…
-İyi olursa AK Parti’den kötü olursa bilim kurulundan! Bilim kurulunu “şamar oğlanına” döndürmek, günah keçisi ilan etmek kimseye bir fayda sağlamaz!
KALICI DEĞİL!
Charlie Chaplin seyircilere bir şaka yapar ve herkes güler. Aynı şakayı tekrar yapar ve artık kimse gülmez.
Sonra şu sözleri söyler:
-
Aynı şakaya defalarca gülemiyorsunuz, neden aynı şey için tekrar tekrar ağlıyorsunuz? Unutmayın, hiçbir şey kalıcı değildir endişeleriniz bile.
GÜNÜN SÖZÜ!
Hayattan pek çok şey öğrenen insanlar, neşeli ve masum kalamazlar.
Karamazov Kardeşler, Dostoyevski
GÜNÜN KARİKATÜRÜ