Osman Cemoğlu yazdı
Maçın 14 Şubat Sevgililer Günü’ne denk gelmesi güzel bir tesadüftü…
Ligin ikinci yarısıyla birlikte “Diriliş ve Direniş” parolasıyla başlayan kutsal yürüyüşün önemli adımlarından birisi olan Antalya karşılaşmasına özel bir anlam yüklüyordu 14 Şubat…
Alınacak bir galibiyet sevgiliye verilecek en güzel ödül olacaktı…
Eskişehirspor taraftarı 14 Şubat 2010 tarihinde de unutulmaz bir gün yaşamıştı. Antalya’da oynanan karşılaşmada “Erkan Zengin ve Adem Sarı”nın golleriyle 2-1 galip gelen Kırmızı Şimşekler taraftarına o gün sevgililer günü hediyesini Akdeniz’den göndermişti…
Ligin sonu yaklaştıkça, düşme potasındaki rakiplerin can havliyle galibiyet aldığı hafta puan kaybetmek Eskişehirspor için sonun başlangıcı olabilirdi…
Bir hafta önce şampiyonluğun en kuvvetli iki adayından birini 4-2 gibi müthiş bir skorla yenen Antalyaspor bu maçın özgüveni ve “Eto’o” farkıyla başlamıştı oyuna…
Şans faktörü de oyunun başlarında Antalya’nın yanındaydı. Henüz 9’ncu dakikada talihsiz bir vuruş yapan “Hadzic” Siyah-Kırmızılı forma altında ilk golünü kendi kalesine atıyordu…
Bu gol Eskişehirspor’u adeta kamçıladı. Sahadaki onbir ve tribünlerin tamamı galibiyete inanmıştı bir kere. İlk yarıyı 1-0 yenik kapatmak bile EsEs’in hızını kesemedi…
İkinci yarının hemen başında “Kaan Kanak”ın soldan götürüp yaptığı sert orta “Fornezzi”nin büyük hatasıyla Antalya ağlarıyla kucaklaştı…
Bu gol Eskişehirspor’un galibiyet inancını daha da pekiştirdi. Sahanın her bölgesine yüreğini koyan “Axel Meye”nin düşürülmesiyle kazanılan penaltıdaki golün adı “Emre Güral” oluyordu…
Üçüncü golde ise “Boffin” usta bir kalecinin gerektiğinde nasıl asist yapabileceğinin adeta dersini verdi. “Boffin-Meye” işbirliğindeki ustalık Eskişehirspor’un galibiyetini perçinleyen gol olarak “Meye” tarafından Antalya filelerine asılıyordu…
90’ncı dakikada “Ömer Şişmanoğlu”nun Antalyaspor adına attığı karambol golü maçın sonucunu değil, yalnızca skorunu değiştirirken Eskişehirspor’un savunma zaaflarını da bütün çıplaklığıyla gözler önüne seriyordu…
Kazanılması gereken bir maçtı, zorda olsa üç puan alındı ve sevgililer günü ödülünü alan taraftar coşkunun zirvesine çıkarak, tribünlerden adeta tek bir yürek halinde haykırıyordu; “Aşk bunun adı aşk” şarkısıyla…
Ve bu anlamlı günde, zor maçta formasını inançla ıslatan futbolcularda sevdanın en büyüğüne karşılıksız kalmıyor, adeta “Ter bunun adı ter” dercesine tribünleri selamlıyordu…