Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Emin Gülören’in açtığı sergide yer alan eserler görülmeden tersyüz edildi.
Yetmiyormuş gibi,
Tersyüz edilmeye Gülören ile İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, ayrı ayrı açıklamalarla yanıt verdiler.
“Komisyonumuz kendisine getirilen CD’deki fotoğraflarla, sergi için asılan resimlerin farklı olduğunu görüp bunları tersyüz etmiştir . Biz nü resimlerine karşı değiliz. ”
Bu açıklama Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nden.
“Ben komisyona yaptığım eserlerden örnekler sundum. Onlar benim resim konusunda yeterli olup olmadığıma baktılar. Yeterli görüp sergime izin verdiler. Açılışın ardından resimler duvardan indirildi. Gerekçe komisyona nü tarzı eserler göstermediğim söylendi. Oysa ben komisyona sergileyeceğim, tüm eserlerin fotoğraflarını sunmak zorunda değilim. ”
Bu açıklama da resmi yapan Emin Gülören’in.
Gelin tarafsız olarak karar verin: Kim haklı?
Sonhaber’de, Nihal Açıkel arkadaşımız diyor ki:
“Rezil olduk. ”
Ardından da soruyor:
“Düşünün çağdaş Eskişehir’de bu oyunlar oynanırken, Türkiye genelinde kim bilir neler dönüyordur?”
Evet. İşte bütün mesele burada. Heykellere ”beton” dersek, sanatçının iç dünyasına karışıp yaptığı eseri “ucube” diye yıkarsak…
Daha neler göreceğiz neler?
Bana göre, Emin Gülören’in sergi olayının arkasında yatan da budur.
---//--
Her neyse…
Gelelim bir başka konuya.
Geçtiğimiz günlerde Eczacılar Odası Başkanı Yücel Yenilmez açıkladı:
“Bakkaldan ilaç almayın. ”
Ardından da şöyle devam etti:
“Kim tarafından ne şekilde üretildiği belli olmayan ilaçlar konusunda vatandaşlar uyanık olmalı.”
Hemen her gün haberlerde izliyoruz.
Yanlış ilaçtan yatağa düşenleri, ölenleri görüyoruz.
Ne yazık ki gözünü para hırsı bürüyenler, insan sağlığı filan dinlemiyorlar.
Onun için Yücel Yenilmez’in bu açıklamasına eczacı olarak değil, bir insan olarak bakmak lazım.
Bir de olay sağlık sistemi içinde ki aklı almaz gelişmelere bakarak değerlendirilmelidir.
Çünkü eczacılar da her gün değişen uygulamalar karşısında ne yapacaklarını şaşırıyorlar.
25Aralık 2012
Günlerin getirdiği
-Maaşını bölecek baba Ahmet Sezer olursa—
Geçtiğimiz günlerde bir haber gündeme oturdu. 10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Eximbank’ta çalışan iki kızının sözleşmeleri yenilenmemiş. Yani Sezer’in iki kızı da işten çıkarılmış… Gazetelere yansıyan bu haber için CHP’li Umut Oran soru önergesi vermiş. Bunu duyan medya mensupları 10’uncu Cumhurbaşkanı
Ahmet Necdet Sezer’in kapısını çalmışlar. Öteden beribenzeri konulardan uzak duran A. Necdet Sezer demiş ki: ”Bu konuda konuşmak istemem.” Bunun üzerine basın mensuplarından biri demiş ki: “Efendim. Kızlarınız işsiz kalırsa ne yapacaksınız? ”
10’uncu Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer gayet rahat, bir baba olarak şu yanıtı vermiş:
“Emekli maaşım var. Maaşımı böler onlarla paylaşırım. ”
Çok ilginç değil mi? Ne ahlama, ne ohlama var.
Tam bir baba yanıt veriyor A. Necdet Sezer. Yani kendisine yakıştığı gibi.
---Odunpazarı’na AKP’nin hesabı—
AKP yerel seçimlere dört koldan hazırlanıyor. İlçeleri, köyleri ve merkezi gezen AKP’li yöneticiler dikkat ediyor musunuz, Odunpazarı üzerine fazla bir yoruma girmekten kaçınıyorlar. Çünkü Odunpazarı’nda oy dağılımı çok farklı. Geçtiğimiz seçimde Burhan Sakallı’nın yüzde 36 oyla başkan seçildiği Odunpazarı’nda, CHP’nin adayı Erman Gölet yüzde 19, DSP’nin adayı J. Nur Sülü ise yüzde 32 oy almışlardı. İçinde bulunduğumuz dönemde bu iki adayın oyları CHP’de birleştiğine göre sonuç çok farklı olacaktır. Bunun içinde politik yorumcular, Odunpazarı Belediyesi’nin bu dönemde el değiştireceğini yorumluyorlar. İşte bunun içindir ki, Odunpazarı’nda Burhan Sakallı tek başına çalışırken, AKP yönetiminin Tepebaşı bölgesine ağırlık verdiği izleniyor. Odunpazarı başkan adaylığında şimdilik Burhan Sakallı tek isim. İleride çok şey değişeceğini söyleyenler olsa da bana göre Burhan Başkan’dan başkası olmaz. Tepebaşı’na gelince. Ahmet Ataç ‘a karşı Tepebaşı bölgesinde ”sevgi seli” her geçen gün büyüyor. Belde evlerinde Ataç’ın çevresini saran hanımları görmek gerekir. İktidar partisi tıpkı Büyükşehir gibi, giderek çok güçlenen Ahmet Ataç’ın karşısına çıkaracak aday için kararsız kalmış. Bir AKP’li şöyle demiş: “Vahap Ata hafif kalacak galiba. Büyükşehir’de Yılmaz Hoca neyse, Tepebaşı’nda da Ahmet Ataç o. Nereye gitsek, karşımıza Ataç sevgisini, koyuyorlar”.
Evet. Seçimin nabzı hafiften kımıldamaya başladı. Kımıldayan bu nabzın atışını yakından görmek için, vatandaşın arasına girmek gerekiyor.
(Bize mesaj ve ihbarda bulunmak için, sitenin üst ve alt kısmında bulunan mesaj gönder bölümünü kullanabilirsiniz.
Herhangi bir haber ya da köşeye yorum yapmak için ise haberin altında bulunan mesaj bölümünü doldurmanız yeterli olacaktır)
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...