Yaşamın İçinden: Ömer Duru
Karı koca araba alacak parayı denkleştirmişler.
Ama bir türlü marka konusunda anlaşamıyorlarmış.
Koca anlatmış:
“Psikologlara göre bir erkeğin arabası, onun karakterinin aynası ve erkeklik organının uzantısıdır.”
Ardından da eklemiş:
“Onun için alacağımız araba Mercedes olsun istiyorum. Hem kaliteli, hem dayanıklı.”
Burun kıvırmış karısı:
“O psikologların söylediği doğruysa bizim oğlanın oyuncak arabasına küçük bir motor taktıralım şekerim.”
Herkesin yorumu kendine.
İşte tipik bir örnek değil mi?
Bizim araba sevdalıları ne derler acaba?
Koca Mercedes örneğini niçin veriyor?
Kadın oyuncak arabayı örnek verirken ne anlatmak istiyor?
Varın çıkın işin içinden.
Dedim ya, herkesin yorumu kendine.
--//-
Bir mahallede yetim kalan çok güzel bir kız kadının huzuruna çıkmış rica etmiş:
“Kadı efendi anam babam öldü. Yetim kaldım. Geçinecek param da yok. ”
“Uzatma” demiş kadı,
“Ne istiyorsan söyle. ”
“Bir eşek istiyorum” demiş kız,
“Sakalık yapar, ekmek paramı çıkartırım.”
“Boş ver kızım” diye konuşmuş kadı:
“En iyisi seni evlendirelim. Bir koca bir eşeğe bedeldir.”
--//--
Komşumuz Hacı Bey eşiyle tartışırken ikide bir:
“Ulan eşek gibi çalışıyorum. Halen size yaranamadım” diye bağırdığı için geldi aklıma.
Acaba diyorum eşek yük çeken olduğuna göre, evlilik yaşamında eşekliğe, erkek mi yakışır kadın mı?
Hacı Bey’in “Eşek gibi çalışıyorum” demesinin altında yatan kahır kimedir?
Kıymetini bilmeyen eşine ve çocuklarına mı?
Yoksa çalışmalarının karşılığını alamadığına mı?
Kocasının bu çıkışına eşi çıkışıp:
“Ben bu kapıya geldim geleli eşek gibi çalışıyorum” dese haksız mı olur?
Bir bilge kişi şöyle demiş:
“Herkes kendi işinin eşeğidir. ”
Ne dersiniz,en doğrusu bu galiba?
Günlerin getirdiği
--Dört yıl dolmuş, az mı?—
Gazeteci Mustafa Balbay’ın cezaevine girişinin üzerinden 47 ay geçmiş. Bir ay sonra bu süre tam 48 olacak. Yıla vurduğunuzdaysa, tam dört yıl olacak. Kolay değil. Mahkum olmadan dört yıl yatmak… Balbay bir gazeteci. Fikir işçisi yani. Girdiği belli, çıkacağı belli değil. Balbay’a otuz bin mektup gelmiş. Öyle diyor bir yazar ”Balbay para yüzü görmüyor. Haftada on dakika telefonla konuşuyor. İnternet yok. Haftada iki saat bilgisayar var. Şimdiye kadar 30 bin mektup gelmiş. Oğlu Deniz ‘Babamı getirin’ diyormuş. Şimdi sakinleşmiş. Bir tiyatro oyunu yazmış. Silivri’yi dış dünyalara anlatmak için. Bu oyunun sonunda yargıç duruşmayı 30 Şubat’a erteliyor. Yani olmayan bir tarihe. Balbay bir milletvekili aynı zamanda. Dört yıldır içeride. Tuncay Özkan bir gazeteci. O da beş yılını dolduruyor. ”
Evet Balbay’ın son duruşması 30 Şubat. Varın gerisini, siz getirin.
--ORC’nin son anketine göre--
Geçenlerde GENAR bir anket yapmış ve “Seçimde oyunuzu kime verirdiniz?” diye sorduğu vatandaşların yüzde 52. 1’i AKP, yüzde 25. 4’ü CHP, yüzde 13’ü MHP ve yüzde 5. 8’i BDP’ye demişti. Bu anketi yorumlayan siyasi gözlemciler “AKP tek başına gene iktidar. Böyle giderse, durum değişmez” demişlerdi. Çok geçmeden ORC araştırma şirketi “Türkiye Siyasi Gündemi” araştırmasını yaptı. Araştırmanın 32 il merkezinde 4 bin 230 kişi ile yüz yüze görüşülerek gerçekleştiği bildirildi. ORC araştırma şirketi’nin “Yerel seçimler, belediye soruşturmaları, ülkede en önemli sorun.Yargıya güveniyor musunuz? Yargıya müdahele var mı?”şeklindeki sorularına verilen yanıtların iktidar partisi aleyhine olduğu gözlendi. Örneğin Bugün seçim olsa, sorusuna vatandaşların yüzde 46. 1 AKP’ye, yüzde 30. 5 CHP’ye, yüzde 13. 7’si MHP ye ve yüzde 5.8’i de BDP olarak çıkması ilginçti. Çünkü daha önce yapılan ankette AKP’nin yüzde 52. 1 olan oyu gerilemiş, CHP’nin ise yüzde 25 olan oyu yükselmişti. Politik gözlemciler bu duruma, iktidarın izlediği yanlış politikanın neden olduğunu yorumluyorlar. AKP’ye yakın çevreler durumun değişmeyeceğini söylerlerken, CHP’ye yakın çevreler ise iktidarın yaptığı hataların çok şeyi değiştireceğini konuşuyorlar.
Okuyunca yine haber edersin J
Yine okudumJ
Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...