Ruh sağlığı bitik bir toplum haline geldik. Ve maalesef bunun yansımaları kendimizden çok başkalarına zarar verir şekilde tezahür ediyor. Okulda öğretmen, adliyede savcı avukat, kışlada asker, hastanede doktor, evde kadın, sokakta kedi köpek derken şiddetin olmadığı, giremediği herhangi bir yer, güvenli bir ortam bile kalmadı.
Üstelik bu ruh sağlığı bozukluğu sadece belli bir kesimi değil, toplumdaki herkesi grip gibi ayırt etmeksizin salgın bir şekilde sarmış durumda. zengin, tahsilli, sanatçı, siyasetçi ayırt etmiyor. Eline sopayı, bıçağı, silahı alan üzücü işlere kalkışıyor ve vaka sayısı giderek artıyor. Eskiden insanlar film senaryolarından etkilenirdi, şimdi film senaryoları insanlardan etkileniyor o derece yani. İşin en ürkütücü yanıysa artık bu tür haberlere sıradan, olağan, sanki normalmiş gibi bakıyor, garipsemeden karşılıyor oluşumuz. Bu hepsinden vahim, her şeyden kötü bir durum.
Malumunuz geçtiğimiz günlerde antidepresan ilaç kullanımı ile ilgili bir rapor yayınlandı. Bu rapor zaten total olarak ülkenin ruh sağlığında geldiği içler acısı durumu ortaya koyuyor ama raporda Eskişehir özelinde dikkat çeken bir husus da var. Kişi başına antidepresan ilaç kullanımında Eskişehir ilk sırada. Bu da ilginç değil mi?
Asayiş yönünden huzurlu sayılabilecek, siyasi baskının pek olmadığı, sosyal hayatın üst düzeyde yaşandığı ve insanların eğitim seviyesinin yüksek olduğu söylenen şehrimiz bu listede ilk sırada ne yazık ki.
Demek ki tüm bu etkenler insanların mutlu, huzurlu, gelecek kaygısından uzak, stresi az yaşayan, içe kapanık, kendini ifade edemeyen ve çözümsüz bireyler olmasını engellemiyor. Demek ki bu durumu eni konu araştırmak, buna çözüm üretmek, fikir üretmek, en azından tartışmaya açmak lazım.
Yoksa uzman olmadan bol keseden analizler yapacağız. Ya doktorlar önüne gelene antidepresan yazıyor diye dedikodu yapacağız, ya insanlar eskisi kadar dirayetli, güçlü, sabırlı değil diyeceğiz, ya küçük şehirlerde yaşamak daha mutluluk verici, daha iyi diye kanaatler getireceğiz. Yazık...
---------------------------------------------------------------------
Beklenen gün geldi
Nihayet beklenen gün geldi çattı. Bugün saat 17.00'de YSK'ya partilerin aday listeleri teslim edilecek ve 2 aydır merakla beklenen birçok soru cevap bulacak. Kimileri üzülecek, kimileri kırılacak, kimileri partisinden bile nefret ederken kimileri belki de hiç umudu yokken listede yer alacak. Tabi bizlerde aday adayları kadar listeleri merak ediyor ve heyecanla bekliyoruz.
AK Parti'de Ali Demirel, M. Akif Erdem, Yetkin Tetik, M. Kemal Biçerli, İbrahim Atıcı gibi isimleri arasında kim sevinecek, kim üzülecek, kime haksızlık yapılmış olacak?
CHP'de benim dışında olabilir diyen pek olmadı ama Recep Cengiz sürprizi olabilir mi? Erol Özkan listede yer alacak mı? Cemal Okan Yüksel Hoca'dan destek mi almış, veto mu yemiş? Zeki Ünal listede nerede yer alacak? Erdal Çakıcıer, Metin Tomsuk, Yunus Emre Karabulut gibi parti tabanından gelenlerin akıbeti ne olacak? Genç kontenjanı kullanılacak mı?
MHP'de Ruhsar Demirel'in pek sanmıyoruz ama Eskişehir listesinden aday olmaması sürprizi yaşanabilir mi? Şenel Altun, Mehmet Yeşil, Kayhan Çağlar isimlerinden hangisi daha önde yer bulacak?
Tüm bu soruların cevapları için çok değil mesai bitimini beklemeniz yeterli olacak. Zaten 19.00 Ana Haber bülteninde Es TV'de bu soruların cevaplarını sizlerle paylaşıyor oluruz