Yaşamın İçinden
-Anlayış farkı—
Evlendikten iki yıl sonra üçüzleri olan genç anneye liseden arkadaşı olan bir hanım ziyarete gelip demiş ki:
“Ne kadar şanslısınız. Üç çocuk birden ha?”
Genç anne gülümsemiş:
“Doktor söyledi kardeşim. Kolay değilmiş.”
“Ya. Öyle mi? Nasılmış?”
“Üçüz otuz bin seferde bir olurmuş. ”
“Demek otuz bin” demiş ziyaretçi genç kadın düşünceli:
“Öyleyse siz evlendiğinizden beri başka bir iş yapmaya vakit bulamadınız.”
--//--
İktidar partisinde hava değişti.
Artık önüne gelen, ileri geri konuşamıyor.
Özellikle iç politika da, adımlar dikkatli atılıyor.
Milletvekilleri Salih Koca ve Ülker Can’ı daha önce gördüğümüz gibi göremiyoruz.
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı oldukça sakin.
Ne bekleniyordu bilmiyorum.
AKP’lilerin genel kanısı şöyle:
“Nabi Hoca bakan oldu. Ama Kemal Unakıtan kadar etkili olamadı. ”
Başbakan ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın verdiği sıkı demek ki tutuluyor.
AKP’nin Tepebaşı İlçe Başkanı Vahap Ata’ya birkaç kez takıldım.
Yok. Eski havası kalmamış.
Bir AKP’li tanıdık öyle dedi:
“Muhalefetin eline koz vermek istemiyoruz. ”
--//--
Kendi adayları emirle geleceği için, AKP özellikle adaylıklar konusunda sürprizler bekliyor.
Bunlardan biri de Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen.
Deniyor ki:
“Havası DSP’de olduğu gibi değil. Yılmaz Hoca yapılan eleştirilerden usanıp ‘Ben aday değilim’ diyebilir.”
Oysa işler tam tersine.
Büyükerşen CHP ile de seçim kazanılacağını kanıtlamak istiyor.
Gördüğüm kadarı ile plan- proje derken aklında bunlar var.
Hatta alt belediyeleri uyarıp:
“Emlak vergilerini yükseltmeyin” derken bile Eskişehir ve Eskişehirli hesabı yapılıyor.
--//--
CHP’de Büyükerşen ve Ahmet Ataç tartışması yok artık.
Odunpazarı’nda kişiler değil, parti hesabı yapılmaya başlandı.
Ama iktidar partisinde seçim sonucu kadar başkan adaylarında bile, anketlere dayanıyor yorumlar.
Tepebaşı onlar için karanlık.
Burhan Sakallı’nın yanına ETO Başkanı Harun Karacan yakıştırılıyor.
Bunu da kimin yaptığını bilen yok.
Durum onu gösteriyor ki, Eskişehir siyasetinde işler çok değişecek.
ETO’ya, ESO’ya hatta, Es-Es kongrelerini içine alan bir politika izleyeceğiz galiba…
Günlerin Getirdiği
--Termal Turizm, ETO, ESO ve diğerleri--
Tayfur Bayar’ı lise yaptıran bir işadamı olarak duymuştum. Daha sonra Sakarılıca’da termal olayına girdiğini de öğrenip merak ettim. Geçtiğimiz hafta pazar tatilinden yararlanıp Sakarılıca’ya eşimle bir günlüğüne gittik. Tayfur Bayar, yıllarca gidip gördüğüm İl Özel İdaresi’ne ait tesisi ve etrafındaki termal açık alanı satın almış. Kırık dökük tesisi elden geçirerek insanlara hizmet verecek duruma getirmiş. Çam ormanı arasında, şahane bir çevre düzenlemesi ve yüzme havuzu ile hizmet veren Yıldız Termal Tesisleri gerçekten Eskişehir için bir kazanç olmuş. Tertibi, düzeni, müstakil odaları ve banyo tesisi ile ilgili olarak Tayfur Bayar ve eşi Gönül Hanım’la konuştuk. Yarım pansiyon uygulaması ile çalışmalarını sürdüren termal tesis için Tayfur Bayar diyor ki ”Buraya termal tesis için yatırım yaptım. Ne var ki, Eskişehir’de yatırım için her gün nutuk ataklardan hiç biri gelip sen ne yapıyorsun diye sormadı. ESO Başkanımız, ETO Başkanımız, belediye başkanlarımız, Valimiz, esnaf derneklerimiz arayıp da Eskişehir’de termal turizme destek olacaklarını söylemediler. Bu durum benim gücüme gitti. Doğanın bütün nimetlerini içine aldığı halde yıllardır atıl durumda kalmış bir tesisi canlandırıyorum. Eskişehir’de ihtiyacı duyulan termal turizm için maddi manevi bütün gücümü harcıyorum. Benim memleketimin ileri gelenlerinden, bırakın maddi, manevi yönden destek alamıyorum. Ticaret Odamız, Sanayi Odamız, esnaf derneklerimiz, belediye başkanlarımız telefonla bile hatırımı sormuyorlar. Unutmayayım Sayın Büyükerşen buradan geçiyormuş. Tesisi görmüş. Büyükşehir Belediye Başkanımız Yılmaz Büyükerşen gelip hayırlı olsun, çok güzel olmuş dedi. Bir destek için değil de, şehir adına bir iş yaptığım için doğrusu destek bekliyorum. Üstelik Eskişehir’in kültür ve turizm listesinde olan bu mekan için Kültür ve Turizm Müdürlüğü bile kapımı çalıp, ne yapıyorsunuz demedi. Yanlış mıyım? ”
Yanlış değilsiniz sayın Tayfur Bayar. Bizde işler ne yazık ki böyledir. Büyüklerimiz, yaptıklarınızı değil, yapmadıklarınızı görürler. Lafa geldiğinde mangalda kül bırakmayanlar, işe geldiğinde köşe bucak kaçarlar.
--Bize sıra gelmez abi—
Tacettin Sarıoğlu döneminde Tepebaşı Belediye Meclisi üyesi olan, Sarıoğlu’nun karşısına Murat Canözer’in çıkması ile de meclis üye listesine alınmayan işadamlarından biriyle konuştuk. Gördüğüm kadarı ile AKP’de hava değişmemiş. Partinin önde gelenlerinden olduğu halde, çağrılmadan partiye gitmediğini belirten bu arkadaş şöyle dedi: ”Meclis üyeliğinde bize sıra zor gelir ağabey. Zaten arkadaşların çoğu başvuru da yapmayacaklar.” HAS Partilileri sordum arkadaşa. ”Onlar kimden yana? Örneğin Mustafa Özkan, İbrahim Atıcı, Süleyman Şişman gibi isimler yerel seçimlerde aranacaklar mı? Gülerek yanıt verdi. “Bildiğim kadarı ile onlar da bin pişman. Numan Kurtulmuş HAS Parti’yi peşinden tam sürükleyemedi.”
Köşe yazımda belirttim. Başbakan ve AKP Genel Başkanı gelip gittikten sonra partide hava değişti. Kimse hatalı bir çıkış sahibi olmak istemiyor. Bütün mesele bu galiba.