Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne kimin atanacağı konusu halen Eskişehir’in en önemli gündem maddelerinden biri.
Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne kimin atanacağı konusu halen Eskişehir’in en önemli gündem maddelerinden biri.
Çünkü Eskişehir Osmangazi ve Eskişehir Teknik üniversitelerinin içinden çıktığı Anadolu Üniversitesi, Eskişehir’in öğrenci kent olarak anılmasına neden olan yegane unsur.
Kentte ikamet eden 70 bini örgün yaklaşık 30 bini Açıköğretim olmak üzere toplam 100 bin öğrenciye ev sahipliği yapan bu 3 üniversitede en az 3 bin akademisyen, bir o kadar da idari personel bulunuyor.
Anlayacağınız 900 bin nüfuslu Eskişehir’in can damarı bir üniversiteye rektör atanacak.
7 Haziran’da mevcut Rektör Prof. Dr. Fuat Erdal dahil aday 30 akademisyen YÖK’e çağrıldı ve görüşmeler yapıldı. Şimdi herkes merakla bekliyor.
Önceki yazımda da belirttiğim gibi Rektör Prof. Dr. Fuat Erdal’ın hafızalarda iz bırakan bir uygulaması veya yarım kalan bir çalışması, üniversiteyi bilimsel ve akademik anlamda yukarı taşıyan bir çabasının olmadığı konusunda bir görüş hakim.
Yani hakkında olumlu bir rapor olmadığı öne sürülüyor.
Diğer adaylar içinde AK Parti ile ilişkileri iyi olan, yüksek mevkilerde ahbabı veya yakını bulunanlar ile mevcut milletvekillerinden referansı olanlar var.
Ancak tüm bunlar rektör olarak atanmaya yetmiyor.
Aslına bakılırsa acele etmeye de gerek yok.
4 ay önce büyükelçi olan Prof. Dr. Nükhet Hotar’dan boşalan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğüne bile henüz rektör atanmadı.
Anadolu Üniversitesi ile birlikte toplam 6 üniversite için rektör ataması bekleniyor şu anda.
YÖK, 19 üniversite için de aday başvurularına ilişkin ilana çıktı.
Atamaların gecikmesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun programları ile Anayasa Mahkemesi’nce şeklen iptal edilen atama biçimiyle ilgili yasa çıkartılma ihtimali gösteriliyor.
Gelelim asıl konuya…
Edindiğim bilgilere göre, Anadolu Üniversitesi Rektörlüğüne büyük ihtimalle dışarıdan bir akademisyen atanacak.
Bu kişi, yüksek ihtimalle milletvekili veya belediye başkan aday adayı olup, listelere konulmayan veya aday yapılmayanlardan biri olacak.
“Hocam biraz bekleyin sizi uygun bir pozisyona yerleştireceğiz” diye söz verilen pek çok AK Parti’li akademisyen var.
AK Parti rektörlükleri bunun için de kullanıyor.
Yani, eskisi gibi “Biz sizden memnun kaldık görev sürenizi uzatalım” diye bir durum artık söz konusu değil.
Artık rektörlük de siyasi birer makam olarak dağıtılıyor.
En son adı AÜ Rektörlüğü için geçince görüştüğüm eski AK Parti Milletvekili Prof. Dr. Emine Nur Günay, asla böyle bir görevi düşünmediğini söyleyince siyaseten en güçlü ihtimal de sona ermiş oldu.
Hasılı…
21. yüzyılda rektör seçiminin yapılmadığı bir Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın atadığı kişi ha Ayşe olmuş ha Mehmet olmuş...
Bari hiç olmazsa Anadolu Üniversitesi’nden olsun.
AK Parti’nin sorunu gerçeklikten kopmak!
3 Temmuz’da 6 aylık enflasyon rakamları belli olduktan sonra en çok merak edilen iki konu;
“Asgari ücrete zam yapılıp yapılmayacağı ve emeklilere ne kadar zam verileceği” oldu.
Kısa süre sonra en yetkili ağızlardan asgari ücrete bir zam olmayacağını duyduk ki...
Şubat ayında cebine giren 17 bin 2 liralık ücretinin 4 bin 204 lirasını enflasyona kurban vermesine rağmen asgari ücretlinin…
En düşük emekli maaşının 10 bin liradan 11 bin mi, 12 bin mi, 12 bin 500 liraya mı çıkacağı ise halen belli değil.
Bir kaşık suda fırtına koparılıyor.
Sanki dünyanın parasını verecekler emeklilere de “Yok bugün, yok yarın, olmadı öbür gün toplanacağız” diyerek insanları meraklandırıyorlar.
Artık vatandaşın bu işlere karnı tok.
Emekliler için de asgari ücretliler için de en düşük maaşı 20 bin lira yapmadıktan sonra 300-500 liralık zam oyalamalarıyla bu milleti kandıramazsınız.
AK Parti’nin oy kaybetmesinin en önemli nedeni işte tam da bu…
Artık AK Parti halkın gerçekliğinden kopmuş durumda.
Açlıkla sınanan emeklilerin perişanlığını, öfkesini, yoksulluğunu görmüyor.
Bazı temel ekonomik göstergeleri bahane edip görmezden geliyor.
Kendi hatalarının bedelini yurttaşa ödetiyor.
Ancak unutmamak gerekir ki…
Bugünün yarını da var.