Anadolu’nun özel günü

Anadolu’nun özel günü

12 Aralık 2013 10:12
A
a
Sütiş Eskişehir

Görüşler

 

 

AKP milletvekili "Salih Koca"nın seçildikten sonra ilk açıklamasıydı:

"Anadolu Üniversitesi'ni yönetenler artık laf değil icraat yapmalı..."

Neden?

"Sıralamada çok geri kaldılar!"

…….

YÖK, üç büyük ildeki üniversitelere soruyor:

"Türkiye'nin yarı kadrosunu size veriyoruz ama, bakıyoruz da, hala bir şey üretemiyorsunuz...”

İstanbul, Ankara ve İzmir üniversiteleri kendilerine yönelik ölçütlerle sıralama sunuyorlar:

"İşte biz buyuz..."

Anadolu Üniversitesi böyle değil...

Türkiye'nin büyük sorunlarına katkıda bulunan bir üniversite...

"Dağdaki çocuğu bünyesine alan üniversite..."

Klasik üniversite sıralamasında yeri olmayabilir...

Ama biliyor musunuz?

"Bugün internette en fazla tıklanan üniversite…”

 …….

Kulakları çınlasın…

"Murat Mercan" da milletvekili olduktan hemen sonra ilk açıklamasını yapmıştı:

"Üniversiteler laf değil, iş yapmalı..."

Gariptir!

"İlk hedef hep üniversiteler..."

"Öncelikle de Anadolu..."

İnsan ister istemez düşünüyor..

"Temelinde Büyükerşen var ya!.."

…….

Bugün "Anadolu Üniversitesi"nin ayrı ve özel bir günü daha yaşanacak...

“Yeni rektörünü seçecek...”

9 aday var ve ikisi kadın...

Oldukça renkli geçeceğine inanıyor ve hepsine başarılar diliyoruz...

Anadolu'nun Eskişehir değil, dünyadaki yerini tartışmaya bile gerek yok!..

Yeter ki..

“Eğitim yuvasına siyaset girmesin!..”

 

 

 

 

İngiliz leydisi ve Temel

 

Temel Avrupa'da trenle seyahat ediyormuş.

Kompartmanda bir İngiliz leydisi ile biri İngiliz, diğeri Fransız iki centilmen daha var. Bir ara kadıncağız, herhalde yediği fasulyelerin azizliği olacak, hafif seslice bir gaz çıkarmış.. Tabii yüzü kıpkırmızı olmuş!

İngiliz centilmen Leydi’yi mahcubiyetten kurtarmak için hemen kabahati üzerine almış:

"Çok affederseniz leydim, kendimi tutamadım. Özür diliyorum..."

Biraz daha gitmişler, birkaç istasyon geçilmiş.

Haydi Leydi bir daha!..

Belli ki fasulye fazla kaçırılmış...

Bu kez Fransız centilmen üstlenmiş:

"Pardon madam.. Bendeniz de boş bulundum, affınıza sığınırım..."

Biraz sonra Temel yerinden kalkmış, çantasını almış, kapıya doğru giderken "Ha uşaklar" demiş:

"Ben bu istasyonda ineyrum. Ha bu karı bir daha yellenirse kabahat benimdur daaa!.."

 

 

Kiminle evlisin?

 

Mahkemede hakim, Temel'e sormuş:

-Kiminle evlisin?

"Bizim kariylan!"

Hakim sinirlenmiş:

-Sen hiç erkekle evlenen duydun mu?

"Duydum hakim bey..."

-Kimmiş?

"Bizim kari!.."

 

 

Tıp Fakültesi öğrencisine

 

Başbakan Erdoğan, gerçekten durmak bilmiyor! Trakya'da ayaküstü üniversite eğitimini de düzenledi...

Ne demişti?

"Kardeşim 6 yılda bitireceksen bitir, 7-8-9 yıl sınırsız böyle bir şey olur mu?"

Böylece örneğin tıp öğrencisi sınıfta kaldığı anda atılır.

"Çünkü TIP fakültesi zaten 6 yıl malum..."

 

 

Baransu'nun iki hayatı

 

Gizli askeri planları ve elindeki sahte belgeleri önce yayınlayan sonra savcılığa teslim eden "Mehmet Baransu" hakkında, ne bir soruşturma açıldı... Ne bu CD'leri nereden bulduğu soruldu. Ne de mahkemede tanık olarak dinlenmesi talebi kabul edildi...

Aksine yargı tarafından korumaya alındı.

Yandaş medyada adeta kahraman ilan edildi.

Ancak olayın ucu AKP'ye dokununca aynı işlem "vatan hainliği" oldu.

“Bir kabile yönetimi yaşıyoruz adeta. Kabile reisi ne derse o!..”

Melih Aşık

 

 

Canküyer’den Balbay’ın denizi

 

Anadolu Üniversitesi'nden emekli Prof. Dr. "Ersoy Canküyer"in kalemi de bir ayrıcalıktır...

Kısa süre de olsa yazarlık yaptı...

Beğeniyle izliyorduk ama dedik ya kısa sürdü…

Canküyer, "Mustafa Balbay"ın tahliye olduğu gece duygulu bir yazı sundu facebook'ta...

Çok tıklansa da okuyucularımızla paylaşmak istiyoruz:

- "Sevineyim" diye düşünüyorum, birikmiş öfkem ve üzüntüm, layıkı ile sevinmeme mani oluyor...

"Sevinsem" diyorum, içeride çile dolduranların hayali sevinci gölgeliyor... "Sevinmeyelim" diyorum yapamıyorum...

Ağarmış saçları, çökmüş çehresi ile "Balbay" gerçeği beni alıkoyuyor. Neye sevineyim ya da neden sevindirebiliyorlar? Duygularımıza bile sahip çıkamadığımız bir ortamda, şaşkın, adeta çaresiz, edilgen bir konumda yaşayıp gidiyoruz...

" Balbay, denize atılıp hayata döndürülen bir deniz yıldızı, onun için fark etti..."

Tüm sevilenlerin, sevenleri ile kavuşmasını gönülden diliyorum...

 

 

Kıssa-dan

 

Ülkemizde her gün, her yıl seçim yapılıyormuş gibi bir hava var. İktidarın kavgacı tutumu nedeniyle zaten hemen her gün sanki seçim var bu ülkede..

Cüneyt Arcayürek

 

 

Günün Sorusu

İsmet İnönü döneminin milletimiz için ne büyük bir şans olduğunu, ondan sonraki iktidarları bir düşünün.

"Var mı İsmet Paşa gibi bir adamımız?"

Oktay Akbal

 

Gerilim

Bence hesap verme zamanı çok yakın...

Bu kadar şantaj, komplo, tuzak...

İşkence, acı, can, kan...

“Yerde kalmayacak…”

Bekir Coşkun

 

 

Günün Olayı

Erdoğan "Üniversiteyi zamanında bitiremeyen atılacak" diyor!

Bu durumda hem okuyup, hem çalışmak zorunda olan öğrenciler için okumak hayal olacak!

Akif Kökçe

 

Günün Biberi

BDP'den sonra MHP'nin İstanbul adayı da Gezi'ci çıkmış.

Her parti ayrı bir Gezi'ci aday çıkaracağına Geziciler birleşip bir aday çıkarsaydı ya!

 

 

Günün İncisi

İnsanın kazandığı paradan değil, paranın kazandığı insandan korkun.

Hanri Benazus

 

 

Günün Sözü

 

Davacının aptalı derdini mübaşire anlatır!

Balthör

 

 

Günün Balı

Yalnızlık paylaşılmaz…

Çünkü, kimisi çok pay ister, kimisi de az.

“Payına razı olan çıkmaz yani!.."

İbrahim Ormancı

 

 

Günün Şiiri

Çakıl

Seni düşünürken

Bir çakıl taşı ısınır içimde

Bir kuş gelir yüreğimin ucuna konar

Bir gelincik açılır ansızın

Bir gelincik sinsi sinsi  kanar

Seni düşünürken

Bir erik ağacı tepeden tırnağa donanır

Deliler gibi dönmeye başlar

Döndükçe yumak yumak çözülür

Çözüldükçe ufalır küçülür

Çekirdeği henüz süt bağlamış

Mavi bir erik kesilir ağzımda

Dokundukça yanar dudaklarım

Seni düşünürken

Bir çakıl taşı ısınır içimde

B. Rahmi Eyüboğlu (Varlık-1956)

 

Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi