Amerikancı Fethullahçı Terör Örgütü (A-FETÖ)

Yahu kardeşim, birçok ülkede ciddi anlamda teşkilatlanan uluslararası bir terör örgütünü, ne diye Anadolu topraklarının bir projesi olarak gösteriyorsunuz?

16 Temmuz 2020 09:33
A
a
Sütiş Eskişehir
Yahu kardeşim, birçok ülkede ciddi anlamda teşkilatlanan uluslararası bir terör örgütünü, ne diye Anadolu topraklarının bir projesi olarak gösteriyorsunuz?
Neden buna fırsat veriyorsunuz?
Niye bu terör örgütünü, “CIA, Pentagon ve NATO” dünyanın başına bela etti diyemiyorsunuz?
Niçin A-FETÖ değil de FETÖ demekte ısrar ediyorsunuz?
Aslına bakılırsa bu soruların cevabı çok net ama…
 
*
 
Türkiye Cumhuriyeti Devletini yöneten hükümetten, muhalefet partilerine kadar hepsi FETÖ deyip gezmeye devam ededursunlar…
Ben ısrarla A-FETÖ diyeceğim ve gerçek neyse anlatmaya gayret göstereceğim.
 
*
 
Dilerseniz şimdi A-FETÖ’nün ülkemizde örgütlenme, yayılma ve gelişim sürecini küçük bir özet halinde inceleyelim, böylelikle neden A-FETÖ denemediğini kavramaya çalışalım…
 
*
 
Soğuk savaş döneminde, ABD tarafından, Malatya ve Erzurum’da, Komünizmle Mücadele Derneği adı altında iki oluşum ortaya konuldu.
İşte, bu derneklerle iş birliği yapacak birisi aranmaya başlandı.
En iyi iş birliğini, halkın kalbine hükmedecek birisi yapabilirdi.
Ülke genelinde din adamlarının peşine düşüldü.
Nihayet aranan kan bulundu.
Yaşamı boyunca babası tarafından sürekli aşağılanan, bu nedenle hırslanan, topluma kendini kabul ettirmeye çalışan bir adamdı bulunan bu kan.
İlkokul mezunu bir vaizdi.
Fethullah Gülen!
 
*
 
Keşfedilen bu kanla birlikte CIA, Pentagon ve NATO, terör örgütünün bir numaralı aktörü haline getireceği Fethullah Gülen’i hazırlamaya koyuldu.
Öncelikle küçük bir cemaat kuruldu, sonrasında yurtlar ve öğrenciler derken süreç başladı.
 
*
 
Tabii cemaat gitgide büyüyor ve saygınlık kazanıyordu.
Gülen ismi de lider olarak adlandırılmaya başlanıyordu.
1968’li yıllarda CIA, Pentagon ve NATO’dan, devlete önemli bir öneri geldi: “Fethullah Gülen ve cemaatini içinize almalısınız!”
Bu öneriden sonra devlet, Gülen ve cemaatini içine alma kararını verdi.
Hemen akabinde 1971’de dönemin MİT Başkanı Korgeneral Fuat Doğu, Fethullah Gülen ve cemaatini, devletin bir unsuru olması için bizzat kendisi davet etti ve devletin içine soktu.
İşte, devlet içerisinde yıkım ve yanlış, tam da bu noktada başladı…
 
*
 
Hani diyorlar ya A-FETÖ devletin içine sızdı diye. Yok, öyle bir şey. CIA, Pentagon ve NATO’nun talimatıyla, devletin içine, devletin davetiyle, devlet tarafından alındı.
Şu yaklaşım çok daha mantıklı: A-FETÖ kurulmuştu ve devlet, A-FETÖ’nün içine sızdı! Çünkü 15 Temmuz hain darbe girişiminin olduğu gün ve sonrasında görüldü ki, biz azınlıkta kalmışız, onlar ise bizden daha çok. Dolayısıyla biz cemaate sızmışız! demek en doğrusu olur kanısındayım.
Yani A-FETÖ devletin içine sızdı söylemi, algı yönetimi yapmaktan, halkı kandırmaya çalışmaktan başka bir şey değildir.
 
*
 
1971’de A-FETÖ’nün devletin içine sokulmasıyla birlikte cemaat; askeri okullara, polis okullarına sistemli bir şekilde yerleştirilmeye başlandı. Hemen akabinde; üniversitelere, daha özelde hukuk fakültesine ve siyasal bilgiler fakültesine yerleştirildiler.
Sonra ne oldu; cemaatin askerleri, polisleri, hakim ve savcıları yetişmeye başladı.
 
*
 
Mesela…
İlk sınav sorularının çalındığı tarihe bir bakalım.
A-FETÖ’nün devlet içerisine alınmasından tam iki yıl sonrası…
1973’te üniversite sınav soruları çalındı.
Çalınan sorular, Fatih’te bir cami imamından çıktı!
 
*
 
1971’den 1980’e kadar A-FETÖ ciddi bir biçimde devlet içerisinde yapılandı ve güçlendi.
12 Eylül 1980’e gelindiğinde A-FETÖ, aslında ilk darbesini yapmıştı diyebiliriz.
Çünkü 80 darbesinin arkasında kimler vardı?
CIA, Pentagon ve NATO!
A-FETÖ’yü kuran ve devlete öneren kurumlar hangileriydi?
Yine CIA, Pentagon ve NATO!
 
*
 
Peki, 12 Eylül 1980 darbesi, çerez niteliğindeki gerekçeleri bir kenara bırakırsak, gerçekte neden yapılmıştı?
 
  • 24 Ocak 1980 ekonomik kararlarını uygulatmak. Çünkü demokratik bir rejimde bu kararları uygulatamazdınız.
  • Yunanistan’ın, NATO’nun güney askeri kanadına geri dönüşünü sağlamak. Çünkü Süleyman Demirel’de Bülent Ecevit’te buna karşı çıkıyorlardı.
  •  Yükselen solun önünü kesmek. Tabi bunu yaparken, ülkücüleri de, genetiği ile oynayarak yok ettiler. Çünkü hem solcularda hem de ülkücülerde ciddi bir Amerikan karşıtlığı vardı.
  • 78’li ve 79’lu subayların ve teğmenlerin ordudan ihraç ettirilmesini sağlamak.
 
*
 
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği yere…
80 darbesi sırasında uçan kuş içeri alınırken, işkence ve angaryalara maruz kalırken, Fethullah Gülen’in vaziyeti neydi?
Nurcu Gülen, gerici-irticacı faaliyetlerde bulunmak nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma açılarak gözaltına alınmış ve mahkum edilmişken…
Darbenin hemen sonrasında Nakşî Turgut Özal’ın talimatıyla salıverildi. Özal kime talimat verdi? Sözde Atatürkçü olan cuntacı Kenan Evren’e!
 
*
 
Fethullah Gülen Nurcu.
Turgut Özal Nakşî.
Kenan Evren cuntacı.
Nasıl oluyor da birbirlerini bu kadar kollayabiliyorlar?
Çünkü hepsi aynı kurumlara hizmet ediyor.
CIA, Pentagon, NATO!
 
*
 
Darbenin hemen ardından 78’li ve 79’lu subayların işini bitirdikten sonra, A-FETÖ kadroları hızla askeri liselere yerleştirilmeye başlandı.
 
*
 
Özellikle 1984, 85 ve 86 yıllarında askeriye içerisinde büyük bir yuvalanma gerçekleştirildi.
Bununla beraber, 1986 yılında, sınav sorularını bir kez daha çaldılar.
Ancak hırsızlık çok geçmeden ortaya çıktı ve deşifre oldu.
Peki, deşifre olunca ne olması gerekir?
Söz konusu sınav sorularıyla yerleştirilen askeri öğrencilerin ihraç edilmesi gerekir.
Ancak tabii ki bunu yapmadılar.
Tepkileri dindirmek için bir zahmet üç-beş kişiyi attılar, geri kalanını “biz bunları adam ederiz” diyerek askeriyede bıraktılar.
 
*
 
İşte skandal 1986 sınavında askeri liseye girenler, 8 yıl sonra meydana çıktılar.
Yani 1994’te…
2016’ya kadarki süreç içerisinde rütbeleri sürekli yükseldi.
Sonunda ne oldu?
15 Temmuz hain darbe girişimini yaptılar.
 
*
 
 
Peki, 86’da askeriyeye girenlerin hepsi mi haindi?
Tabii ki hayır.
A-FETÖ Allah değil ya!
Gözden kaçırdıkları Atatürkçü, devletçi, vatan millet sevdalısı askerler de vardı.
Ne yaptılar o askerlere?
Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk ve Poyrazköy kumpaslarıyla içeri aldılar.
Öldürdüler.
Çürüttüler.
İtibarsızlaştırdılar.
Hain ilan ettiler.
İşte bu engeli de ortadan kaldırıp, meydanı boşalttıktan sonra darbe hazırlıklarına iyice hız verdiler!
 
*
Tüm bu anlattıklarımdan yola çıkarak şunu net bir ifadeyle söyleyebilirim ki:
A-FETÖ’nün kuruluşundan 15 Temmuz’a kadar devleti yöneten tüm hükümetler suçludur.
A-FETÖ’nün kuruluşundan 15 Temmuz’a kadar görev yapan tüm genelkurmay başkanları suçludur.
 
*
 
En başa dönersek…
Artık Amerikancı Fethullahçı Terör Örgütü diyebilmemiz gerekmez mi?
 
 
*
 
Bitirirken…
Şu ünlü TBMM Darbe Araştırma Komisyonu’ndan bahsetmeden geçemeyeceğim.
İşini yap, işini!
 
NOT: Okuduğunuz yazıyı, 21 Ağustos 2017 tarihinde kaleme almıştım. 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü münasebetiyle, bir kez daha anımsatmak istedim.
 
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi