Aman Hocam, Canım Hocam

Benim dava sonrası dikkatimi çeken ve garipsediğim iki şey var.

Birincisi  “dava sürecinde acaba ceza alır mı? Büyükerşen hapse girer mi diye ondan uzakta durmanın faydalı olacağını, ona dair övgü içeren sözler söylemenin göze batacağını düşünüp kenara kaçanların. Beraat kararının ardından birden küheylan kesilip, bülbül gibi Büyükerşen lehinde şakımaları”  Bu biraz da yaklaşan seçimin hatırına da olabilir ama çok komik durduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

İkinci garipsediğim şey ise “Büyükerşen’in beraat edeceğini zaten biliyorduk, Hocayı içeri atacak kadar cesur hâkimler yok” minvalinde söylemi olan insanlar. Garip olan bu insanlar birkaç gün öncesine kadar “Hocam dediğiniz insan ağır ceza da yargılanıyor, siz neyi konuşuyorsunuz. Hoca hapse girmemek için vekil olacak “ diye kesim hüküm vermekten sakınmayan insanlar. Karar istediği gibi çıkmayınca “ülkede adalet yok” demek ne kadar adil ise o kadar adiller.

“Bu karar en çok Ak Parti’ye yarayacak”

Bazı Ak Partililer Hoca’nın beraat etmesini üzülerek karşılıyor. Ama farkında değiller bu beraat kararı aslında en çok Ak Parti’nin işine yarayacak bir gelişme.

Şayet bu davada haklı ya da haksız ne şekilde olursa olsun Büyükerşen hüküm giymiş, ceza almış olsaydı Eskişehir ve Türkiye’de bu karara “siyasi bir karar” gözüyle bakacak milyonlarca seçmen olacaktı. Ve CHP’de bu durumu çok iyi kullanıp, tepki oylarını bünyesine çok rahat çekebilirdi.

Hatta size çok iddialı gelebilir ama adım gibi eminim ki, şayet Yılmaz Hoca ceza alsaydı CHP Eskişehir’de 4 vekili ile müthiş bir çıkış yapardı.

Ben Ak Partili bir erk olsaydım ve yargıya etki şansım olsaydı, kesinlikle beraat kararı çıkması için çaba sarf eder ve bakın “Türkiye Adil Bir Ülke” diye bu durumu da reklam yapardım.

Çünkü bazen dağınıklaşan, kendi içinde sıkıntılar yaşayan CHP’yi birleştirecek, kararsızların oy tercihlerini CHP’den yana kullanmasını sağlayacak en önemli hamle böylesi mağduriyet olurdu ancak.