Görüşler
Aman dikkat Naci Hoca
“Şinasi Kula”ya ilk açıklamasını yapmış yeni Rektör "Naci Gündoğan..."
Projelerini şubat ortasında yapacağı geniş basın toplantısında açıklayacağını söylemiş...
“Ya ilk adımları?”
Birincisi güzel :
"Anadolu Üniversitesi ile Eskişehir halkı kaynaştırılacak… Duvarlar yıkılacak..."
İkincisi, yeni bir binada teknolojik donanımlı "sınav merkezi" yapılacak...
"Üçüncüsü ise, stad için 250 milyon verilecek…"
…………….
Rektör Gündoğan’ın bunları yapacağından şüphemiz yok…
Projelerini de merakla bekliyoruz...
Ama hiç kuşku yok ki..
"Her şeyden önce sağlık..."
Önceki Rektör "Davut Aydın", 2011’in Mart ayında çok ciddi bir kaza geçirmişti...
Pamukova yakınlarında önlerine çıkan köpek, faciaya yol açabilirdi...
“Şoförünün dikkati bunu önledi...”
Makam arabası da bir Reno’ydu…
Olayı bu sütunlarda dile getirdikten sonra, "Yılmaz Büyükerşen", Etam’ın bir Audi’sini Davut
Hoca’ya vermiş ve uyarmıştı:
"Altındaki araç çok önemli..."
……….
Rektör Gündoğan, bu Audi’yi geri vermiş...
Ya kendisine daha iyi bir makam aracı alacak, ya da başka bir nedeni var!..
Dileriz birincisidir...
Çevreyolu’ndaki batçıklarda sizin önünüze de bir köpek çıkmış..
"Köpekler Reno'yu seviyor galiba!..”
Allah korusun hocam, dikkat!..
Havada bulut AB’yi unut!..
Ülkemizi ziyaret eden Fransa Cumhurbaşkanı “Hollande” dedi ki:
"Bütün kriterlerini yerine getirseniz de AB üyeliğiniz Fransa'da yapılacak referandumda halkın vereceği karara bağlıdır..."
Yani..
“Havada bulut, AB'yi unut!”
Bu umutsuz gerçek daha önceki AB “Egemen Bağış”ı da üzüntüye sevk etmiş. AB’ye karşılık İran’la ilişkilere ağırlık vermiş, "Zarrab"la konuyu görüşürken yanlış anlaşılmış, rüşvetten kabine dışına atılmış…
…….
Bu satırları “Horoz” başlığı ile Melih Aşık dile getirmiş... Noktayı da şöyle koymuş:
"Ah bu AB... Ah!"
Günün Olayı
AKP,"Cemaat tehlikeli bir yapılanma içinde" diyor!
Ne oldu? Yıllardır "Tehlikenin farkında mısınız?" diyenlere "şizofrenik" diyorlardı....
Akif Kökçe
Günün Biber
Türkiye "kısmen özgür" ülkeler arasında yer almış.
Öyle!
Vatandaş için olmasa da AKP’liler için "hukukun bile çiğnendiği" özgür bir ülke...
Kuaförü ağlatan ana kuzusu
Arif Çam,Eskişehirli bir kuaför...
Komşumuz...
Köşemizi okuyanlar anımsayacaktır..
İki oğlunu aynı anda askere gönderen "Vatan aşığı" alevi bir yurttaşımız...
Önceki gün saat 22.00 sularında çaldı zilimizi...
"Kusura bakmayın" diyerek yaşlı gözlerle başladı:
- Az önce Ali Fuat Güven'deki "Çağdaş"ta alışveriş yaptım...
Dışarı çıktım, orta yaşlarda bir kadını atıkları karıştırırken gördüm...
Domates, biber ne varsa ayırmaya çalışıyordu...
Hemen yanında da 13-14 yaşlarında bir çocuk vardı.. Yanaştım ve sordum:
"Telefonun varsa verir misin? Benimki fotoğraf çekmiyor.. Şu kadıncağızı çekip internete verelim belki yardımcı oluruz..."
Çocuk kafasını kaldırdı ve "O benim annem" dedi..
Yıkıldım!..
Hem de nasıl?
Bu yaşta bir çocuk, belki kafasına göre annesine gözcülük yapıyor...
“Bu nasıl Türkiye?”
Paylaşmayı nasıl bilmiyoruz?
Kendi kendimi de suçlayarak size bunun için geldim...
…….
Çok duygulanıp üzüldüğü açıktı...
Hani mendil satan çocukları, benzer görüntüleri çok yaşadık ama, bunları anlatırken, gözyaşları hıçkırıklı ağlamaya dönüştü Arif’in...
Anlaşılan, 17 Aralık'tan sonra çok daha koyuyor insana böyle görüntüler!..
Sen bunca yıldan sonra!
45 yıllık evli bir çift, kahvaltılarını yaparken kadın aniden kocasına yaklaşmış ve var gücüyle bir tokat patlatmış...
Adam neredeyse sandalyeden düşerken, "Bu da neyin nesiydi?" diye sormuş...
“Bu tokat var ya, bu tokat!” demiş kadın:
"45 yıldır benimle yapmış olduğun kötü seks içindi!”
Aradan biraz zaman geçmiş ve bu kez adam karısına öyle bir tokat atmış ki, neredeyse bayılacak!.. Biraz kendine geldikten sonra sormuş kadın:
"Bu tokat neyin nesiydi?”
Adam sinirli bir şekilde yanıt vermiş:
"Sen bunca yıldan sonra bu işin iyisiyle kötüsünü nereden anladın!.."
Delinin zoruna bak!
Akıl hastanesinde delinin biri "Ben peygamberim" diye nutuk çekiyor, bir başka deli de "İnanmayın, o sahte peygamber" diye ortalıkta dolaşıyormuş...
İkinci deliye, "Neden arkadaşına sahte peygamber diyorsun?” diye sormuşlar...
“Yeryüzüne öyle bir peygamber göndermedim ki" demiş…
Günün İncisi
Herkesin birbirine benzediği yerde, hiç kimse yoktur.
M. Foucault
Günün Sözü
İnanmak istemeyeni hiçbir mantık inandıramaz
Oscar Wilde
Gerilim
Cumhuriyetin laiklik ilkesine milletçe sahip çıkılsa, din istismarına meydan verilmese, ülkenin yönetimini imamlar, cemaatler ele geçiremezdi…
Kolsuz Yaşar’dan
Her ne kadar "namuslu" bir iş olmasa da.. "Telefon dinlemek bir sanattır abiler!"
Cuk
Bu dünyadaki rantları yetmiyormuş gibi, öteki dünyayı da parselliyorlar!
Geçmiş olsun Kemal Hoca
Eğit-Der’in neşeli insanıdır "Kemal Gültekin..."
Fidanı Trakya'dan gelmiştir ama, tohumu Eskişehir’de yeşermiştir... Yılların eğitimcisi bir ameliyat geçirdi... Ciddi bir operasyondu...
Kemal Hoca dayandı ve ayağa kalktı...
Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki ameliyatı başarıyla gerçekleştiren Prof. Dr. "Aydın Yenilmez"e teşekkür ederken, "Kemal Hoca"ya da geçmiş olsun dileklerimizi iletmek istiyoruz...
Günün Şiiri
Sonra
Şimdi başka olmalı
Ellerin kalçaların
Saçlarında bir gece
Uyuyup kalmış olmalı
Ağaçlar, yıldızlar, maviler adına
Bir şeylerden vazgeçilmiş
Ve nefes nefese bir deniz
Şimdi seni arıyor olmalı
İnanmıyorsan bak
Parmaklarını göz kapaklarının üstünde
Çarmıhtan çıkmış gibi vücutlarımız
Bir şeyler değiyor avuçlarıma
Ve bir soluk ötede sabah…
Nazmi Akıman (Varlık-1970)