Altın Hafta

Geçen hafta Yer ve Uzay Bilimleri Enstitüsü’nün bayram haftası gibiydi. Üst üste Yer Bilimleri ve Deprem Mühendisliği Anabilim Dalımızın başarıları ve başarılı etkinlikleri ile dolu bir hafta oldu. Hafta başında öncelikle Enstitümüz Yer Bilimleri ve Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı’na bağlı zemin ve üst yapı deneylerinin yapıldığı Yer Bilimleri Laboratuarlarımız 17025 standartlarına göre akreditasyona uygun bulundu. Bir kamu kuruluşu için oldukça zor bir süreçtir uluslararası laboratuvar akreditasyonu. Zira kamu mevzuatındaki bazı hususlar, sizi yeterince esnek davranma konusunda sınırlar. Ancak Anabilim Dalımızda görev yapan arkadaşlarımızın üstün gayretleriyle Yer Bilimleri Laboratuvarlarımızda yürüttüğümüz bazı deneyler, uluslararası standartlara uygun bulundu. Teamüller gereği gelen ziyaretçilerin ortaya koyduğu düzeltici faaliyetleri kısa zaman içinde yapıp, TÜRKAK tarafından akreditasyon kararının en kısa zamanda verilmesini bekliyoruz. Bu karar bizim için neden önemli, çünkü böylece özellikle kendi yaptığımız bilimsel çalışmalarda ve toplumsal fayda sağlamak ve kamu yararı için çeşitli kamu kuruluşlarıyla ortak yürüttüğümüz çalışmalarda artık üst düzeyde doğruluk taşıyan sonuçlara ulaşmamızı kalite güvencesi altına almış oluyoruz.
Geçen hafta içindeki ikinci büyük başarı, yine Yer Bilimleri ve Deprem Mühendisliği ABD Öğretim Üyelerimizin İl Afet ve Acil Durum Müdürlüğü-AFAD Müdürü Recep Bayar ile birlikte, Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Yücel Güney başta olmak üzere, Enstitümüz, AFAD, Ulusal Medikal Kurtarma - UMKE, Dorlion Arama Kurtarma-DAK ve Türk Kızılayı’nın katkıları ve katılımlarıyla Atatürk Kültür Merkezi’nde Deprem Haftası münasebetiyle gerçekleştirilen Deprem Sempozyumu, Deprem Paneli ve Deprem Sergisi’ydi. Aynı sergi geçtiğimiz Cumartesi günü Espark’ta Eskişehir halkının deprem konusundaki bilincinin artırılması amacıyla halka sunuldu. Her iki etkinlik de katılımın yüksek olduğu, oldukça başarılı etkinliklerdi.
Laboratuvar akreditasyonu almamızla başlayan, Atatürk Kültür Merkezi’nde Deprem Sempozyumu ve Paneli, Cumartesi günü Espark’ta Deprem Sergisi’yle devam eden bu haftada, Üniversitemiz Patent Ofisi Sorumlusu Özlem Tigin hanımın ilk günden itibaren olağanüstü danışmanlığıyla aldığımız patentimiz için İstanbul’da düzenlenen Uluslararası Buluş Fuarı’nda aldığımız altın madalya… Diyecek bir şey yok, tüylerim diken diken oluyor… İyi ki varsınız dostlar… Bu haftadaki bizim için gurur vesilesi olan bu başarılara imza atmamızı sağlayan Yrd. Doç. Dr. Emrah Pekkan, Yrd. Doç. Dr. Muammer Tün, Prof. Dr. Berkan Ecevitoğlu, Yrd. Doç. Dr. Uğur Avdan hocalarımız başta olmak üzere tüm Enstitümüz personeline, her zaman yanımızda olan, desteklerini bizden hiç esirgemeyen Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Yücel Güney başta olmak üzere, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Ali Savaş Koparal, Prof. Dr. Zafer Asım Kaplancıklı, Prof. Dr. Adnan Özcan hocalarımıza ve özellikle Kurumumuz adına ödül törenine de katılan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Aydın Aybar hocamıza ve tüm Üniversite Yönetimine şükranlarımı borç bilirim…
……………………………………..
Deprem Haftası, yer ve yeri oluşturan sistemleri araştırarak, afetlerin tehdit etmediği, çevreyi tehdit etmeyen insan yerleşimlerinin nasıl olması gerektiğinin yollarını araştıran Enstitümüz açısından güzel etkinlikler yapmamıza ve başarı hikayelerimize yenileri eklememize vesile oldu. Şurası bir gerçek ki, Deprem Haftası ülkemizde bilinç düzeyinin arttırılmasına ne düzeyde katkı sağlayabildi, burası tartışılır. Ne yazık ki şöyle bir huyumuz var, başımıza gelene kadar olaylara sadece seyirci kalmayı, ders çıkarmamayı tercih ediyoruz. Ancak zaten başımıza geldiğinde de çok geç oluyor. Ülkemizin yaklaşık % 92'sinin deprem bölgeleri içerisinde olduğu, nüfusumuzun % 95'inin deprem tehlikesi altında yaşadığı ve ayrıca büyük sanayi merkezlerinin % 98'i ve barajlarımızın % 93'ünün deprem bölgesinde bulunduğu düşünüldüğünde, deprem hayatımızın odağında yer alıyor. Her zaman dediğim gibi depremler Dünyamızı yaşanabilir kılan, yer altı sularının yüzeye çıkmasını, karbon döngüsünü, tarım topraklarının oluşmasını ve biyolojik çeşitliliğimizi sağlayan güzel doğa olayları… Bu güzel doğa olaylarını afete dönüştüren yapılarımız için yanlış yer seçimlerimiz, yanlış yapım tekniklerimiz. Kaybedecek vaktimiz yok… Bir an önce silkelenip, harekete geçmeliyiz…