Allah belanızı versin!

HAYTAP Eskişehir temsilcisi sevgili kardeşim uzun zamandır sosyal paylaşım sitelerinden uzaktı. Hayata dair bir kırgınlık hissediyordum üzerinde taşıdığı, soramıyordum telefonu açıp da…  Aradığımda da tahmin ettiğim gibiydi yaşadıkları. Bizlere hayatı dar eden acımasız, örümcek kafalı, yoz insanlardan kaynaklanan istemediğimiz bir yaşam biçiminin dayatılmasıydı acılarımızın kaynağı. Dedim ya hayatın her alanında, cadde ve sokaklarında vıcık vıcık kol gezen bu dayatma sonunda gerçekten de insan bazen yaşama gücünü yitiriyor işte…
“Bazen direncimi yitiriyorum Şinasi Ağabeyim” dedi değerli kardeşim. Lafı fazla uzatmayacağını bana fotoğraflarla yaşadığı olayların kısa bir bilgilendirme notunu göndereceğini söyledi. Keşke ben de açmaz olaydın yolladıklarını, bakmaz olaydım. Eskişehir’de bu tür ucubelerle birlikte yaşamanın öfkesi ve isyanını iliklerime kadar hissettim o an itibarı ile! Yaşananları şöyle özetliyordu…
                                                     ***
Ankara yolu üzerindeki Samanyolu Koleji civarında, ayakları birbirine bağlanmış dört adet köpek ölüsü vardı. Tellerle bağlayıp sürüklemişler metrelerce. Beyaz köpeğin kafası kırk, paramparça edilmişti.
Ve öldürülen köpeklerin hemen yanı başına bırakılmış özel sopalar…
Bu utanç haberinin saatler sonrasında, başka bir yerden altı ölü köpek haberi daha geliyor Odunpazarı Belediyesi yetkililerine. Bunları da belediyeden arkadaşlarımız fotoğraflamışlar ve akabinde gömmüşler. Maalesef tasmalı olanlar da var aralarında. Belediyeye vatandaşlar haber vermiş. Zehirlenme ve işkence görme olasılıkları çok yüksek…
                                                     ***
Köpeklere karşı katliam türü haberlerin peş peşe geldiği şu sıralar, birileri çıkıp da “yahu kardeşim bu ülkenin daha büyük sorunları varken bunlarla mı kafa yoralım” türünden seviyesiz bir yaklaşımda bulunabilir mi? Denemeleri haline ona ve onun gibilere de anında verecek yanıtımızın olduğunu bir dip not olarak düşelim hemen! Çünkü Allah’ın bu masum sokak hayvanlarına karşı katliama girişen vicdansız ucubeler hayatı sadece onlara dar etmiyorlar. Bu hayvan katilleri, sokak hayvanlarına karşı sadist duygularını tatmin ettikten sonra insanlara da hayatı dar ediyorlar farkında olamadınız bu işte! Nicelerinizin masum çocukları dahi potansiyel birer kurban adayı öylelerinin nezdinde bilesiniz ki. Hayvanlara acımayan, katleden, işkenceden haz alan bu tabansız ensest ilişki kurbanları yaşadıkları her saniye hayattan intikam almak adına kurgulanmış biçimde yaşıyorlar anlasın artık…
Sokak hayvanlarına böyle bir işkenceyi reva gören, sapık yöntemlerle onları öldürmekten zevk alan insan görünümündeki bu pislikleri gören ya da olanlara tanıklık edip susanlar da aynı kategoriden sapıklardır bu böyle biline! Ve bu insan görünümündeki tabansızlar, bilinçaltı kirliliklerin yarattığı intikam duyguları ile yaşayan tabansız korkaklardır. Güçleri sadece bu masum hayvanlara, kendilerinden daha zavallı konumundaki insanlara yeter. Örnek vermek gerekirse; fotoğraflarda gördüğünüz şekilde işkence edilerek bu hayvanların ölümüne neden olan tabansızlar, gölgesinden korkan ruhu karanlık zibidilerdir sadece. Öylelerinden insanlıktan ve cesaretten eser yoktur eser! Karşıma geçecek, ulan bu yazıları yazan sen misin diyerek bana da savunmasız köpeklere uyguladığı yiğitliğini gösterecek yürek yoktur bunlarda. Varsa yoksa Allah’ın masum sokak hayvanlarına, varsa yoksa evindeki ezik aile fertlerinedir onların ucuz erkekliği…
Allah belanızı versin diyorum sizlere bir kez daha!
Lakin bu katil ruhlu aşağılık canilere sokak hayvanlarını hedef gösteren medya mensubu bazı işgüzarları da buradan uyarıyorum ivedilikle. Bu zalimlere, ucuz habercilik anlayışı ile sokak hayvanlarını hedef gösterdiğiniz sürece; günaha ve bu toplumsal utanca sizler de ortaksınız demektir kardeşim!
Anladınız mı?
 
 
SİZİN SESİNİZ
 
Nasıl insanız biz?
 
Bu görüntüler de Eskişehir’den saygın okurlar.
Sıkıştığımızda eksiği gediği olan kurum ve yetkilileri acımasızca eleştirmeyi erdem sayan biz halk katmanları ne denli vatandaşlık görevimizi yerine getirmekteyiz acaba? Her an paçamızı kaptırdığımızda “nerede bu devlet, nerede bu yetkililer” biçiminde feveran ettiğimiz kadar, yurttaşlık görevlerimizi yerine getirmekte de hassas mıyız acaba? Belediye sayesinde harika bir park(yeşile alan) elde etmiş mahalleli. Hafta sonları orada kahvaltı dahi yapan aileler var, ne güzel. Güzel de kardeşim, pikniğimiz bittiğinde evimize giderken tüm pisliklerimizi orada bırakıp gitmekten utanmıyor muyuz? Yeri geldiğinde adamlıktan, insanlıktan ve hatta dinden imandan söz ederken mangalda kül bırakmayan bu zevat; çevresine verdiği zararlardan ötürü kendisini sorgulamayı niçin akıl etmez?
Yine o parka yakın sokaklardan bir tanesinde(Ceylanbeyli sokakta) başka bir manzara buyurun! Çocuklarını hafta sonları dil kursu etkinliğine getiren ebeveynlerin neden olduğu bir kaos görüntüsü.
Her hafta sonu da benzer görüntüler tespit etmek de olası üstelik…
Etkinlik binasının önündeki sokağa sağlı sollu park etmiş, kaldırımları işgal etmiş araçlar. Nereden geçeceğini bilemeyen ve gelip giden araçlar karşısında hamam böceği misli kaçışan insanlar!
Biz nasıl insanız kardeşim? Kendinde asla kusur görmeyip, sürekli başkalarında suç arayan bizler nasıl bir toplum olduk böyle?