Alışacakmışız. Öyle mi?

Hatırlarsınız…
Rahmetli Turgut Özal şortla askeri birliği teftiş ederken, kendisini eleştirenlere:
“Alışırsınız… Alışırsınız.” demişti.
Şimdi de:
Yüksek yargı başkanlarıyla gezilere çıkan Erdoğan da aynı şeyleri söylüyor:
“Alışırsınız… Alışırsınız.”
Sizi bilmem…
Ama ben bir türlü alışamıyorum…
Galiba alışamayacağım da…
Bugün Turgut Özal yok, ama kendisine rahmet okutan o kadar çok kişi var ki.
Onlar alışabilirler…
Görüyoruz…
Bazıları çoktan alıştı bile…
 
--//--
 
Gelelim fıkramıza…
Trafik kazası ihbarı alan polis olay yerine intikal eder ki…
Kaza yeri berbat…
Yerde ağızları burunları dağılmış, kafaları yarılmış iki kişi yatmaktadır.
Ne var ki kullandıkları araçta en küçük bir çizik bile yoktur...
Polis yaralılardan birine sormuş:
“Hemşehrim kaza nasıl oldu?”
Adam anlatmış:
“Hava çok sisliydi. Önümü göremiyordum… Yan camdan başımı çıkarıp yol çizgilerine bakıyordum” diye devam etmiş:
“Meğer bu salak da karşı yoldan benim gibi geliyormuş.”
 
--//--
 
Vali Güngör Azim Tuna’nın:
“Şanlıurfa’ya atanması konusunda farklı yorumlar yapılıyor.”
“Güle güle gidin” diyorum sayın Tuna’ya…
Eskişehir’e atanan Azmi Çelik’e de “hoş geldiniz” diyorum…
Şunu da kısaca belirteyim…
Herkesin yaptığı yanına kalmaz…
İyisi ve kötüsü ile…
Kendisi ile birlikte gittiği ve geldiği yere taşınır…
 
--//--
 
Önceki gün pek çok okurum, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı için sordu:
“Yılmaz Büyükerşen ve Ahmet Ataç’ın Han ve Kızılinler konusundaki yorumlarına Bakan Avcı’dan yanıt geldi mi?”
“Geldi” dedim gülerek:
“Napçez… Netçez… Turistleri buraya getcez” diye konuştu…
Konuştu konuşmaya da yakın çevresine sayın Avcı’nın:
“Bu sorunlara önem veriyorum. Mutlaka çözüm bulacağım” dediğini belirten bir okurumuz şöyle konuştu:
“Bakan Avcı Eskişehir’i bilen ve yaşayan bir kişi. Onun için de Kızılinler ve Han’da var olan sorunların üzerine mutlaka gidecektir.”
Beklenen de bu zaten...
Çünkü sayın Avcı şimdiye kadar hem dar politikadan uzak kalmıştır,
Hem de dar politika yapanlara tavır koymuştur...  
Günlerin getirdiği
 
--Annesi ile birlikte kep giydi—
 
Anadolu Üniversitesi AÖF İktisat ve İşletme bölümlerinin mezuniyet töreninde emekli Müzik Öğretmeni 63 yaşındaki Sabiha Tahan ile 38 yaşındaki kızı Şeyma Tahan’ın aynı üniversiteyi bitirip, aynı günde diploma almaları ilgiyle izlendi. Annesi Sosyoloji kendisi de Medya ve İletişim bölümünü bitiren 38 yaşındaki Şeyma “Eğitimin yaşı yok. Biz bunu gösterdik” derken, kızıyla aynı gün diploma alan anne Sabiha Tahan ise “Bundan sonra master çalışmalarına başlayacağını belirtti.” Annesinin baskısı ile ve biraz da ona inat bu bölümü seçip bitirdiğini anlatan kızı Şeyma da; “Annemle birlikte aynı okuldan mezun olmak çok gurur verici” dedi. Şeyma’nın annesiyle aynı günde AÖF bitirdiğini görenler ise “Okumanın yaşı gerçekten yok. Bu anne ile kızının durumu buna en güzel örnektir” diye konuştular…
 
Hayvan sevgisi üzerine bir sergi
 
Tepebaşı Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Yusuf Selek “Küçük yaşta hayvan sevgisini aşılamak, onları canlılara karşı daha duyarlı duruma getirmek için, her yıl Hayvan Sevgisi temalı bir resim yarışması düzenliyoruz. Çocuklarımıza yapılan bu yatırım bizim için çok önemlidir” diyor.
Gerçekten de sayın Selek’in sözünü ettiği yarışmaya bu yıl 33 okuldan 634 öğrenci katılmış. Yarışmayı baştan sona izleyen Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç dereceye girenlere ödüllerini verirken demiş ki “Benim gönlümde böyle bir konuya ilgi duyduğunuz için hepiniz birincisiniz. Hayvanlarla aynı dünyada yaşıyoruz. Yarışmaya katılan herkesi kutluyorum…” Gerçekten ilginç bir yarışma değil mi? Yusuf Selek ve kendisine destek veren herkesi kutluyor, “kolay gelsin” diyoruz…