Görüşler
Ali İsmail Korkmaz
Genç kız mikrofonsuz bağırıyor:
"Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir’de darp edilerek yaşamını yitirdi. Abisi Gürkan Korkmaz, bu akşam ETİ Park’ta bizlerle olacak..."
Diğer gençler de ellerindeki duyuru yapraklarını dağıtmaya çalışıyordu…
İki genç önlerinden geçiyor, delikanlı uzatıyor...
"Başlarını ters yöne çevirip gidiyorlar!..”
Hemen ardından dört kişilik bir genç gurup geliyor...
Aynı film tekrarlanıyor…
Yaşı 70’i aşkın bir beyaz saçlı kadın geliyor, gencin elinden aldığı kağıdı okumaya çalışarak yoluna devam ediyor…
"Ahmet Atuk", elindeki fotoğraf makinesi ile görüntülemeye çalışıyor…
"Amigo Orhan", kafasını sallıyor, sanki varmış gibi dişlerini sıkmaya çalışıyor!..
Kafasından geçenleri de söylüyor:
"Genç olsam, inip döverdim bu başını çevirip gidenleri... Al ya, al... Al da git ilerde bir çöpe at…”
Sonra tekrar başını sallıyor :
"Ali kadar Korkmaz olun be kardeşim!"
………………
Aynı gün Ali'nin abisi "Gürkan Korkmaz" bakın neler söylüyor ETİ Park’ta:
"Ben Eskişehir'de okudum. Eskişehir'de reşit oldum, ilk defa bir kızın elini Eskişehir'de tuttum. Eskişehir'in benim için çok güzel bir yeri yardı. Hep öyle kalsın isterdim. Ama Eskişehir'e gelen kefenle, tabutla memleketine gitmez, gitmemeliydi..."
………
Ertesi gün "Cumhuriyet”in manşetiydi:
"İşte Ali'nin katilleri..."
Sopalı saldırının tanığı "S.B.Y." vahşeti tüm ayrıntılarıyla anlattı...
Okudukça tüylerimiz ürperiyordu...
"İlhan Taşcı"nın haberi, yürekli bir gazetecilik örneğiydi...
"Rahat uyu İsmail...”
Katillerin er ya da geç bulunacak...
"Eskişehir'e öyle bir heyecan getirdin ki..."
Mustafa Ekmekçi’yi anarken
Sabah gazeteye geldik telefon:
"Zekai Bey neyin oluyor?"
"Amcam" dedik...
Soran, zamanın Gençlik ve Spor İl Müdürüydü... Sorduğu kişi de, yeni kurulan hükümetin Spor Bakanı "Zekai Baloğlu..."
Adam bakanlıktan gidinceye kadar her ES ES maçına üç özel davetiye yollamıştı müdür... Söyleyemedik attığımızı!
…….
"Kara mizah"ın ayrı bir ustalarından olan "Mustafa Ekmekçi"nin 16. ölüm yıldönümünden anımsadık bu olayı...
Anadolu'nun dört kir yanında üretenleri, düşünenleri, çoban ateşini yakanları sütununa taşır, onlardan haberler getirirdi
Ali Sirmen, yalnız yazarak değil, sohbetlerinde bile ayrı bir incelik olduğunu dile getirmişti bir yazısında…
Bir gün Ankara'deki büroda Ekmekçi, Slrmen'e sormuş:
"Dün gelen ABD Dışişleri Bakanı ile sana görüşme ayarlayayım mı?'
-Nasıl ayarlayacaksın?
"Eeeee herif akrabam yahu!"
-Nereden akraban oluyormuş Ekmekçi?
"Söylesene adamın adı ne?"
-Baker…
"Peki,Baker ne demek?"
-Ekmekçi…
"Gördün işte, burada olunca Ekmekçi, orada olunca Baker oluyor, şimdi anladın mı?"
Gerilim
Erdoğan'ın aklına herkesi kucaklamak hep balkonda geliyor...
Galiba..
"Balkondan hiç indirmemek gerekiyor!"
Günün Sorusu
Politikacıyı ne kurtarır?
“İktidardayken dokunulmazlık, muhalefetteyken zamanaşımı…”
Balthör
Kıssa-dan
"Ey insan, kaf dağı kadar yüksekte olsan da kefene sığacak kadar küçüksün.
Unutma, her şeyin bir hesabı var üzdüğün kadar üzülürsün.
Şems-i Tebrizi
Günün Balı
Bir adamın başarısını ne kadar yükseğe tırmandığıyla değil, dibe vurduğunda ne kadar zıpladığıyla ölçerim.
George S. Patton
Günün Sözü
Etkileyici olan sadece iki çeşit insan vardır...
"Her şeyi bilenler ve hiçbir şeyi bilmeyenler..
Oscar Wilde
Cuk
Her şeye "RIZA" gösterenlerde bir "ARIZA" yok mudur?
İbrahim Ormancı
Gtinün İncisi
Unutmayın ki, ışık azaldıkça gölge kaybolur...
Hanri Benazus
Savunmasız hayvanın acısı!..
Anne ve kızı büyük bir alışveriş merkezinde dolaşırlarken annenin gözü vitrindeki pahalı bir kürke takılmış...
"Ahhh Ah! demiş kızına:
"Bunun sahibi olmam lazım..."
"Ama anne" diye atılmış kız:
"Sen ona sahip olacaksın diye, savunmasız hayvan kimbilir ne kadar acı çekecek!"
Anne gülümseyerek, "Kredi kartına taksitle bilmem kaça bölüyorlar kızım, sen üzülme" demiş:
"Babanın ruhu bile duymaz!"
Kızılderili ve karısı
Adam Kızılderiliye "Karının adı ne?" diye sormuş... "Biz ona Beş at diye hitap ederiz"' yanıtını vermiş Kızılderili...
"Peki ama manası nedir?" demiş adam...
"Ne olacak ki?" diye yanıtlamış yerli:
"Bütün gün arkadaşlarıyla lak lak lak lak lak!.."
Günün Şiiri
Tedirgin
Bu gözler senin mi, duyma ne olur
Beraber yaşama hiç kimse gelmesin
Ne iyi çarşıya giderler dedikoduları var
İncir çekirdeğinde didinmelerinin türlüsü
Ne iyi evlerini düzerler boyarlar
Yaşamasıyla yaşamaları bir
Günler geceleri sürer çıplakları örtülü
Dişleri aç sivri
Oysa hepsi bir anda yemyeşil
Oysa mavi mavi bütün dünya
Ya hepsi yastıkların altında saklı
Ya bir kanatta düşleri dipdiri...
N. Ulvi Akgün (Varlık-1958)
Bunlar filozof İsmi değil!
Demokrat Parti zamanında bir aday konuşurken şöyle cümleler kuruyormuş:
-Ünlü Romalı düşünür "Tolvon" der ki...
-Yunanlı düşünür "Tofranil"in dediği gibi...
-Fransız ihtilalinin ünlü isimlerinde "Faverin"in bir sözünü hiç unutmam…
Derken bir arkadaşı şaşırıp sormuş:
"Bu kadar çok filozof adını nasıl öğrendin, nasıl aklında tutuyorsun?"
Bilgiç aday arkadaşının kulağına eğilip "çaktırma" demiş:
"Bunlar filozof ismi değil, kullandığım ilaçların isimleri, ancak bunları aklımda tutabiliyorum..."
Çıplak mıydınız?
Napolyon'un kız kardeşi "Pauline Borghese", ünlü İtalyan heykeltraş "Canova’ya çıplak bir heykelini yaptırmış.
Söylentiye göre, kusursuz vücudunun mermerde aldığı şekli görenlerden biri şaşırmış!
"Aman Altes" demiş:
"Çıplak mı poz verdiniz?"
Altes gülmüş ve "Sakıncası yoktu ki" demiş:
"Oda çok sıcaktı!.."
Günün Olayı
Türkiye'de dershane sayısı okul sayısını geçmiş.
Böyle bir rekabet ortamında şifre vermeyen dershanelerin işleri kesatlaşır herhalde...
Fahrettin Fidan
Günün Biberi
Alkol Piyasası Düzenleme Kurulu, alkolü silaha benzetmiş. Kitabın bombayla eş tutulduğu bir ülkeye de böyle bir kurul yakışırdı zaten!..