Değerli dostlarım Soner Yüksel ve Mehmet Aksoyek tarafından yazılan "İlklerin şehri Eskişehir" nihayet kitapçıların raflarında yerini aldı. ES TV Genel Yayın Yönetmeni Soner Yüksel'i size tanıtacak değilim. Ancak Mehmet Aksoyek, biz Eskişehirlilerin yeni yeni keşfettiği bir isim. Türk Hava Yollarında sorumlu kaptan pilot olan Mehmet Aksoyek, on parmağında on marifet bulunanlar takımından... İçimden bir ses, Mehmet Aksoyek adını önümüzdeki günlerde daha çok duyacağımızı söylüyor.
Aksoyek ve Yüksel'in imzasını taşıyan "İlklerin şehri Eskişehir"in konusundan bahsetmeye gerek yok. Zaten kitabın adı her şeyi özetliyor. Söz konusu kitabı daha yayınlanmadan okuma ayrıcalığına eriştim. Bir Eskişehirli olarak kentimizin pek çok ilke imza attığını zaten biiliyordum. Ancak Yüksel ve Aksoyek'in kitaplarını okuduktan sonra, ne kadar az şey bildiğimi gördüm.
"İlklerin Şehri Eskişehir" yazım sürecini yakından takip ettiğim bir eser oldu. Defalarca, "Böyle bir kitap yazılıyor" diye haber yapmayı istediğim, ama kendimi tuttuğumu bilirim. Soner Yüksel ve Mehmet Aksoyek'in geceleri gündüzlere katarak oluşturdukları ve kılı kırk yardıkları müthiş bir çalışma olduğuna bizzat şahitlik ettim. Fakat sonuçta çıkan eser, çekilen sıkıntılara değdi.
"Ben Eskişehirliyim" diye gururla söyleyen herkesin okuması gereken bir kitap. Tam anlamıyla bir başucu kitabı.
Şehirlerin de edebiyatı olur. Mesela Frank Sinatra'nın meşhur "New York, New York" şarkısı vardır. Paris hakkında neler yazılmıştır kim bilir? İstanbul ise şairlerin ve yazarların belalı sevgilisidir. Londra sokaklarında işlenen cinayetleri konu alan kitaplar toplansa, orta boy bir kütüphane çıkar. Şimdi görüyoruz ki Eskişehir'in de kendi edebiyatı oluşmaya başladı. Her sokağında ayrı bir hayat, ayrı bir ruh saklı olan Eskişehir bunu sonuna kadar hak ediyor. Mehmet Aksoyek gibi Soner Yüksel gibi isimlerin olduğu bu şehir kendi edebiyatını, kendi kütüphanesini kendi eliyle oluşturuyor. İyi ki Eskişehirliyim...
İYİ Parti İl Başkanı Eren Ekmen ve partisinin yönetim kurulu üyeleri, Tarihi Odunpazarı Mahallesi'ndeki Müftülüğün eski Eğitim ve Kültür Merkezi binasının durumuna dikkat çekti. Öncelikle şunu söyleyelim, tarihi binalar bir milletin manevi değerleridir. Mesela Mimar Sinan'ın baş eseri Edirne Selimiye Camii'ni ele alalım. Selimiye Camii elbette madi değeri olan bir yapı. Ancak o camii yıkıp, üzerine çok daha değerli olan bir AVM yapmayı kimse aklına bile getirmez. Çünkü bu binanan manevi, tarihi ve kültürel değerine paha biçilemez.
Bir dönem İsmet İnönü, bir dönem de Mal Hatun İlköğretim Okulu olarak kullanılan bu binanın da durumunu böyle değerlendirebiliriz. Ancak uzun süredir binaya bakılmadığı da ortada. Sıvaları dökülen, duvarları çaklayan bina kaderine terk edilmiş durumda.
İYİ Parti İl Başkanı Eren Ekmen de bu duruma işaret etmiş ve binanın hükûmete yakınlığıyla bilinen Birlik Vakfı tarafından sahiplenilmeye çalışıldığı iddialarını dile getirmiş.
Kurucu üyeleri arasında Recep Tayyip Erdoğan'ın da bulunduğu Birlik Vakfı, istediğini alma kaabiliyeti olan güçlü bir kurum. Hani "Birlik'ten kuvvet doğar" ata sözünü doğruluyorlar. Milli Türk Talebe Birliği kökenli olan vakfın pek çok kere bir dediğinin iki edilmediğini gördük.
Şimdi ortada tarihi değeri olan bir bina var. Bu binanın Valilikçe Odunpazarı Kaymakamlığı olarak kullanılmak üzere restore edildiğini duyuyoruz. Öte yandan Odunpazarı Belediyesi de binayı kültürel bir hizmet binası olarak kullanmak istiyor. Yani binanın tâliplisi çok.
Fakat aynı bina bir türlü kullanılmadığı gibi, kaderine de terk edilmiş durumda. Türk Milletinin ve Eskişehirlilerin malı olan bu binanın birilerine peşkeş çekilmeyeceğine eminiz. Muhakkak ki kamu yararına kullanılacaktır. Fakat binanın da bir an önce tamir edilmesi ve kullanıma açılması gerekiyor.
Neyine dikkat edelim?
Mehmet’e daha çok dikkat edin
Ahmet e dikkat edin