AKP-SP, CHP-DSP ittifakı sandıkta olacak

Ancak bu partiler seçim işbirliği veya ittifak konusunda anlaşamadılar. Bu nedenle 1 Kasım’da yapılacak seçimlerde onlarda yarışacak.  Bu sloganı reklamlardan biliyoruz...

Ben AK Parti ile Saadet Partisi ittifakı veya seçim işbirliğinden umutluydum. “Yok, aslında birbirimizden farkımız, ama biz Osmanlı Bankasıyız” diye Osmanlı Bankası'nın 90'larda yayınladığı reklam vardı…

Bu slogan bana Saadet Partisi ile Adalet ve Kalkınma Partisi’nin bir birlerinden çok fazla farkları olmadığını hatırlattı. Dönemin Refah Partisi’nin lideri rahmetli Necmeddin Erbakan’ın “ADİL DÜZEN” söylemi ile Refah Partisi ipi göğüslemişti.

2001 yılında başta Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere Refah Partisi’nden kopanların kurdukları Adalet ve Kalkınma Partisi’nin ilk kez girdiği 2002 yılı seçimlerinde hafızalarda kalan; “Yeter! Söz milletindir”, “Her şey Türkiye için” ve “Durmak yok yola devam” seçim sloganları seçmenin ilgisini çekti ve AK Parti’yi tek başına iktidara taşıdı.

2002 yılında bir yıl önce kurulan AK Parti yüzde 10’luk ülke barajını aşarak yüzde 51 ile tek başına iktidar oldu. AK Parti’nin iktidar olmasından sonra yıllarca Refah Partisi ve onun devamı olan Saadet Partisi çatısı altında mücadele verenler koşa koşa AK Parti’ye üye oldular.

AK Parti’nin bölmesi yetmedi. Daha sonra Numan Kurtulmuş’ta Saadet Partisi Genel Yardımcısı iken istifa ederek bir grup arkadaşları ile birlikte HAS Parti’yi kurdu.

Bünyesinden iki parti çıkaran Saadet Partisi zamanla eski gücünü kaybetti. Yakın zamana kadar girdiği seçimlerde yüzde 2 ila 3 arasında oy almaya başladı. 7 Haziran seçimlerinde yüzde 10 barajını aşarak TBMM’ye girmenin hesaplarını yapan Saadet Partisinin yöneticileri, siyasi görüş olarak MHP’ye daha yakın olan Büyük Birlik Partisi ile seçim ittifakı yaptı.

Ancak 7 Haziran seçimlerinde Saadet Partisi ve Büyük Birlik Partisi seçim ittifakı beklenen başarıya ulaşamadı. Türkiye genelinde yüzde 2,06 oy oranı ile seçmenden 949 bin 636 oy alabildi.

Yani tıpkı Adalet, Doğru Yol ve Anavatan Partisi’nin devamı Demokrat Parti gibi Saadet Partisi ’de son yıllarda yapılan seçimlerde bekledikleri oyları alamadıklarından dolayı kan kaybetmeye başladı.

1 Kasım’da yapılacak erken genel seçimlerde AK Parti ile Saadet Partisi arasında seçim işbirliği veya ittifakı gündeme geldi. Saadet Partisi, AK Parti’den 20 milletvekili talep edince anlaşma sağlanamadı.

CHP ile Demokratik Sol Partisi ve Vatan Partisi’nin de seçim işbirliği için attıkları adımlar sonuç vermedi. DSP ile Vatan Partisi de 1 Kasım seçimlerine katılma kararı aldı.

Ancak Saadet Partisi, DSP ve Vatan Partisi 1 Kasım seçimlerine katılma kararı almış olsalar da, kâğıt üzerinde sağlanamayan “seçim ittifakı veya işbirliği” bence sandıkta sağlanacak.

Saadet Partili seçmenler sağ oyların bölünmemesi ve CHP’nin yükselememesi için tercihini AK Parti’den, DSP ile Vatan Partili seçmenlerde sol oyların bölünmemesi ve AK Parti’nin tek başına iktidar olmasının önünü kesmek için tercihlerini Cumhuriyet Halk Partisi’nden yana kullanacaklarını düşünüyorum.

 Liderlerin yapamadıklarını, sandığa gittiklerinde seçmenler tercihlerini yaparak AK Parti ile Saadet Partisi’nin, CHP ile DSP ve Vatan Partisi’nin birleşmelerinin önündeki engelleri kıracağı düşüncesi bende daha ağır basmaya başladı.

Eskişehir dışından da destek geliyor

Geçtiğimiz günlerde AK Parti’nin Eskişehir eski milletvekili ve Turizm Bakanlığı eski Müsteşarı olan Nedim Öztürk telefon ederek, 1 Kasım seçimlerinde AK Parti’den ikinci sıra milletvekili adayı olarak gösterilen Harun Karacan’a destek verdiğini söylemişti.

Bana telefon eden Öztürk,”Harun Karacan’ın AK Parti listesinde yer alması isabetli olmuş. Ben milletvekili iken Harun Karacan’ın Eskişehir’de ne kadar sevildiğine bizzat şahit olmuştum. Büyükşehir Belediye Başkan adaylığı döneminde de partiye bir canlılık getirmişti. Milletvekili adayı olunca da yine o canlığı sağlamış. Ben Eskişehirli bir eski milletvekili ve bürokrat olarak Harun Karacan’ın yanındayım” demişti.

Dün de iki telefon daha geldi. Birincisi 2011 seçimlerinde ESOGÜ’de yapılan rektörlük seçimlerinde rektör adayı olan, şimdi ise İstanbul’da ünlü bir özel hastanede koltuk altından kalp ameliyatları yapan Prof. Dr. Yavuz Beşoğul.  İkinci isim ise yine İstanbul’da yaşayan bir bankada uzun yıllar müfettişlik daha sonra şube müdürü olarak görev yaptıktan sonra emekli olan Ali İhsan Haytap..

İkisiyle de çok önemli arkadaşlık, kardeşlik bağlarımız var. Yüz yüze gelemezsek de zaman zaman bir birimizi telefonla arayıp hal hatır sorarız.

Sanki anlaşmışlar gibi ikisi de dün telefon ettiler.

Yavuz Hoca, Harun Karacan’ın babası Hacı Ali Karacan ile babasının arkadaş olduklarını hatırlattı.

“İsmet Angı ve Ali Karacan ağabeylerim Adalet Partisi’nde siyaset yaparken babamda o yıllarda aynı parti çatısı altında idi. Bu nedenle rahmetli İsmet Angı ile Ali Karacan amcaları bende çok iyi tanırım. İsmet Angı’nın da Ali Karacan’ın da  Adalet Partisi çatısı altında iken çok kişinin yardımlarına koştuklarını hatırlıyorum.  Hatta işlerini göremedikleri partili partisiz insanlar içinde üzüntü duyuyorlardı. Ali Karacan ağabeyim daha sonra Anavatan Partisi’ne geçti. Yöneticilik yaptı. O yıllarda ben de ANAP’a devlet memuru olmama rağmen destek veriyordum. AK Parti’nin kurulduğu yıldan beri de hem oy veriyor hem de destek olmaya çalışıyorum. Harun Karacan’ın milletvekili adayı olması isabet oldu. Her ne kadar İstanbul’da yaşasam da Eskişehir’de evim duruyor. Eskişehir’e geldiğimde evimde kalıyorum. En son adaylar belirlenmeden önce gelmiştim. Harun Karacan’ın adaylık için adı geçiyordu. Daha aday olmamışken bile Eskişehir’de ses getirmişti. Harun Karacan ismi ve gücünün AK Parti’ye üçüncü milletvekilini yeniden kazandıracağına inanıyorum” dedi.

Diğer isim Ali İhsan Haytap’da Yavuz Hoca’nın sözlerine benzer sözler ifade etti ve Harun Karacan’ın adaylığından duyduğu memnuniyeti ifade etti.  Yavuz Hoca’da Ali İhsan’da önümüzdeki hafta içerisinde Eskişehir’e gelerek bir hafta yanında çalışacaklarını söylediler.

Harun Karacan’ın adaylığı Eskişehir dışında yaşayan Eskişehirlileri bile heyecanlandırmış. Birisi milletvekili, diğeri ünlü kalp cerrahi, üçüncüsü ise yıllardır müfettişlik ve müdürlük yapmış üç isim Harun Karacan’ın adaylığına sevindiklerini söylüyorlarsa demek ki doğru tercih.  

Ben 40 yıldır bu şehide gazetecilik yapıyorum. İlk kez şehir dışında yaşayan Eskişehirli dostlar telefon ederek, bir ismin milletvekilliği adayı olmasından dolayı duydukları mutluluklarını benimle paylaşmalarına tanık oldum.

Aynı memnuniyet duygularını paylaşan Eskişehir’de yaşayan pek çok dost, arkadaşta oldu. Bakalım bu memnuniyet Nabi Avcı, Harun Karacan, Emine Nur Günay’ı 1 Kasım’da TBMM’ye taşımaya yetecek mi?