Eskişehir’in en yüksek köylerinden birisi İdrisyayla…
1800 metrelik rakımıyla Türkmen Dağı’nın zirvesinde yer alıyor. Seyitgazi’ye bağlı! Köy Balkan Savaşı’nın ardından bölgeye gelen Bulgaristan göçmenleri tarafından kurulmuş. O günden bu yana köyde hayvancılık ve tarım yapılıyor.
Köyde doğup büyüyen ek çok önemli isim var. O isimlerden birisi de Beyti Çemen…
Tam bir Eskişehir sevdalısı! Beyti
Çemen’e “Eskişehir” denildi mi akan sular duruyor!
İdrisyayla’ya da bu nedenle gittik!
Akan sular durmuştu!
Beyti abi ziyaretime geldiğimde “
Ali bizim köyde çeşmeler, sular kurumuş, hayvanların içeceği bir damla su yok” deyince şaşırdım…
-Abi Türkmen Dağı’nda su mu biter!
-Gel kendi gözlerinde gör, deyince Meltem Karakaş, Mert Ergenç ve genç muhabirimiz Beyza ile birlikte İdrisyayla’ya gittik…
Beyti Çemen’in kendi çabalarıyla sondaj makinası getirtmiş…
Köye ulaştığımızda moraller bozuktu!
Çünkü 120 metre derinliğe inilen bir çeşmenin hemen yanından su çıkmamıştı…
Bir başka yerde yapılan sondajda da 90 metreye inilmesine rağmen su bulunamamıştı…
Susuzluğu ve kuraklığı yerinde görmek için hayvancılık yapan yerleri geziyoruz.
Kuyulara, çeşmelere bakıyoruz. Bir zamanlar gürül gürül akan çeşmeler ya hiç akmıyor ya da bir çocuk parmağının inceliğinde akıyor…
Hayvanlar cılız. Susuzluk nedeniyle hayvanlarını kaybeden üreticiler var
. Tankerlerle su getirip hayvanları sulamaya çalışıyorlar ancak bu da çare olmuyor…
İnsanlar kazma kürekle kuyu kazıp, su çıkartmaya çalışıyor. Bu örnek bile durumun vehametini anlatmaya yeter de artıyor bile…
Ormanları, meraları, su kuyularını, ağılları gezerken müjdeli haber geldi…
-Su bulunmuştu!
İnsanların yüzlerindeki su sevinci görmeye değerdi! Sıradan bir olay gibi gelebilir. Ancak su bulunmasa emin olun birkaç yıl içinde kırsal bölgelerde kimse kalmamış. Su olmayınca ne tarım ne hayvancılık yapılabiliyor. Kırsal bölgelere gereken destek verilmezse
sürekli şikayet ettiğimiz şehirlerin nüfusu daha da artacak…
İdrisyayla köyü şimdilik, bu sorunu Beyti Çemen’ın çabalarıyla ertelemiş oldu.
Ancak susuzluk ve kuraklık tehlikesi her geçen gün büyüyor…
TANKERLE SU GETİRİYORLAR!
Şerafettin Adalı, büyükbaş hayvancılık yapıyor. Türkmen dağının tepesinde bir su kuyusunu gösteriyor.
-
Bizans’tan kalma olabilir! Çok eski bir kuyu önceden su vardı…
-Şimdi yok mu? Eliyle gösteriyor:
-Dibinde biraz var. Çıkrıkla çıkartılıyormuş.
-Peki senin hayvanların susuzluğunu nasıl gideriyorsun.
-Siz de gördünüz çeşmelerde su yok. Su olmayınca da hayat duruyor. Hayvanlarımıza yetmiyor. 20 tane hayvan gelse su bitiyor.
Arkadan gelene su kalmıyor. Bende tankerle su getiriyorum. Ama bu çözüm değil. Kendi imkânlarımızla sondaj yaptırmaya çalışıyoruz. Kıraç bölgemizde yaşadığımız için su olmuyor, hayat duruyor ve göç veriyor.
Tankerle kullandığımız su 1.5, 2 gün gidiyor. 3 ton kapasiteli. Onu da 5 km uzaktan getiriyorum. Suyu da komşu köyümüzde yer altı kaynağı var oradan alıyorum.
EN KIDEMLİ ÇOBAN BENİM!
Osman Turan ile bir ağılın önünde sohbet ediyoruz…
Elindeki asayı gösterip:
-En kıdemli çoban benim, dedi…
Emekli olduktan sonra doğup büyüdüğü köyüne geri dönmüş. Yazın köyde kışın Eskişehir’de kalıyor.
-Eskiden su durumu nasıldı?
-Buradan zamanında çok büyük suyumuz vardı. İki hayvanı besleyen suyumuz kalmadı. 2 yıldır bu sorun devam ediyor ama bu sene daha da arttı.
Su sıkıntısı yüzünden hayvancılığı bırakanlar var. İçme suyumuzu bile kısıtlı kullanıyoruz. Taşıma suyuyla hayvanları suluyoruz. Böyle giderse hayvancılık da bitecek yakında” dedi.
KAZMA KÜREKLE SU ÇIKARTIYORLAR!
Mahmut Yılmaz, kendi çabasıyla kazma kürekle toprağı kazıp su çıkartmış. Etrafını da taşla çevirmiş. Ağıla borularla su getirmeye çalışmış…
Ancak yetersiz olduğunu anlatıyor:
-Hayvanlar içsin dedik ama çok yetersiz. 8- 9 metre derine kazdık ama hiç su akmıyor. Maalesef olmadı.
Biz 8 metre kazabildik ama devlet daha fazla kazar.
20 BUZAĞI SUSUZLUKTAN ÖLDÜ
Celal Köroğlu, emekli olduktan sonra köye geri dönüp hayvancılık yapmaya başlayanlardan…
-Neden, geri geldiğini de şu cümleyle anlatıyor:
-Eskişehir’de insanlar üstüme üstüme geliyor. Kalabalığı sevmiyorum.
Burası temiz hava, doğa huzur buluyorum…
-Susuzluğa çözüm olacak mı?
-Çeşmeye geliyorum su yok. Öbür tarafa gidiyorum orada da su yok. Hayvanlarımız susuz kalıyor. Hayvanlar için yeterli değil sular. Kendi aramızda dayanışmayla çözmeye çalışıyoruz. 250 hayvanım var benim. Su ister istemez yetmiyor.
Susuzluktan kaynaklı telef olan hayvanlar oluyor. Biz de zorluk çekiyor. 20 tane buzağısı öldü başka bir köylünün…
…/…
Merada hayvanların hemen yanında çadırı var. Minik bir güneş paneli ile elektrik elde ediyor…
-Elektrik üretebiliyoruz ama suyu bulamıyoruz, diyor!
KÖYLER SUSUZLUK İÇİNDE!
Akif Bahar, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar ve İnegöl çevresinde sondaj çalışması yapıyor. Gittiği yerlerde durumun nasıl olduğunu soruyoruz…
-Eskişehir, Kütahya ve Afyonkarahisar ciddi anlamda su sıkıntısı çekiyor.
İlk yaptığımız sondajdan su çıkmadı. İkinci yaptığımız sondajda sizde gördünüz suyu bulduk. 120 metre derinde saatte 10 ton su çıkabilecek. Bir çok köyden su konusunda şikayet geliyor.
Biz de gücümüzün yettiği kadar her yere yetişmeye çalışıyoruz.
TADI DAMAĞIMIZDA KALDI!
Geziye gidenlere genel olarak şöyle denir:
-Yediğin içtiğin senin olsun, gördüklerini anlat!
Gördüklerimizi yazdık, ama yediklerimizi de yazmasak olmaz!
Şerafettin Adalı’nın eşi Fatma hanımın yemekleri gerçekten bir harikaydı.
Köy Yoğurdu, meşhur kırma böreği…
Tadı damağımızda kaldı!
Adalı çiftinin çocukları Nehir ve Kaan…
Köpekleri, kedileri var. Taşımalı eğitim alıyorlar.
Okullar açıldığında servislerle Kırka’ya gidiyorlar…
Konukseverlikleri ve güzel yiyecekleri için teşekkürleri kendilerine bir kez daha iletmek istedim.