Dün sabah eşimle birlikte Yenikent Pazarına gittik. Malum önümüz kış. Kışta yenmek üzere konserve yapılacak ihtiyaçlarımızı aldık.
Yıllardır Yenikent Pazarına çıktığımdan pazarcı esnafı ile arkadaş olduk. Artı gazete ve TV’den de tanıyorlar.
Siyasi görüşlerini kesinlikle bilmiyorum. Sorma gereği de duymadım. Kaldı ki beni de ilgilendirmiyor.
Alış veriş yaptığım tanıdık pazarcılarla ayaküstü sohbet ettim. Erken seçim olması halinde 7 Haziran’da oluşan TBMM’nin sandalye sayısının değişip değişmeyeceğini sordum.
12 pazarcı esnafı ile görüştüm. 7’si AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olma ihtimalini çok yüksek gördüğünü, 4’ü CHP’nin yükselişe geçtiğini, 1’i ise Devlet Bahçeli’nin dik durmasıyla MHP’nin yüzde 18-19’lara tırmanacağını söyledi.
“ERKEN SEÇİMDE İSTİKRAR
TEKRAR İKTİDAR OLACAK”
“AK Parti yeniden tek başına iktidar olur” diyen pazarcılara, terörün yeniden tırmanışa geçtiğini, anaların tekrar gözyaşlarının dökülmeye başlandığını, bunun gerekçesinin de; “Açılım ve Çözüm Süreci’nin hayata geçirilmemesi ve verilen sözlerin kâğıtta kalması gösteriliyor” dediğimde aralarında anlaşmışlar gibi şu cevabı verdiler:
“7 Haziran seçimlerinde seçmen hiçbir partiye tek başına iktidar olabilecek sayıda oy vermedi. Önümüzdeki süreçte ülkeyi koalisyon hükümeti yönetsin istedi. Bunun üzerine AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu CHP’ye de, MHP’ye de ‘gelin birlikte hükümet kuralım’ teklifi götürdü. CHP’de MHP’de ‘kırmızıçizgilerimiz var’ dedi. CHP 14, MHP 4 şart koydu. Koalisyon kurmak için Cumhurbaşkanı ve 4 eski bakanı şart koştular. Amaçları üzüm yemek değil bağcıyı dövmekti. Halkımız kimin iyi niyetli kimin art niyetli olduğunu gördü. 13 yıllık AK Parti hükümetinin ülkeye nasıl istikrar getirdiğini yaşayan seçmen, yaşanan bugünkü kaostan sonra 1 Kasım’da seçim olursa oyunu yeniden AK Parti’ye vererek yeniden istikrarı tercih edecek.”
“AKP’NİN ART NİYETLİ OLDUĞUNU GÖRDÜ”
CHP’yi savunan pazarcı esnafı ise, koalisyon görüşmeleri sırasında AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun, istikrarı değil de, hükümet kurulmasında ülkede kargaşa yaşansın, AK Parti hükümetinin değeri anlaşılsın düşüncesiyle koalisyon için elini uzatmadığı görüşünde.
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 Kasım’da yapılmasına sıcak baktığını açıkladı. Muhtemelen 1 Kasım’da erken seçim olacak. 7 Haziran’da seçmenin mesajını okuyamayan, koalisyon kurmak yerine ‘seçim hükümeti kuralım. Bizi destekleyin’ teklifinde bulunan başbakan kendi ayağına sıktı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 4 yıllık hükümet kuralım teklifini elinin tersiyle itti. AKP’nin niyeti koalisyon kurmak değildi. AKP halk 7 Haziran’da tekrar güven vermiş gibi 4 yıl daha iktidarda kalmak istiyor. CHP ile hükümet kurmaktan korktular. Eğer AKP-CHP hükümeti kurulmuş olsaydı asgari ücret bin 500 TL olacak. Mazot’un litresi 1,5 TL’ye düşecek ve emeklilere iki dini bayramda ikramiye verilmesi kesinleşecekti. 4 yıl sonra yapılacak seçimde de AKP’nin ampulü patlayacak ve CHP tek başına iktidar olacaktı. AKP resmen CHP ile hükümet kurmanın, CHP’nin yıldızını parlatacağından korktuğu için yanaşmadı.”
Yenikent Pazarında görüştüğüm pazarcıların, hükümet kurulamamasının nedenleri ve erken seçim öncesi düşüncelerini aktardım.
Önümüzdeki günlerde ise, şehrin muhtelif semtlerindeki seçmenin erken seçim öncesi düşüncelerini de aktaracağım.
‘Aday olmam’
Hafta içerisinde RİXOS Otel’de yapılan 40 yıllık ağabeyim Dâhiliye Doktoru Ahmet Dinç’in oğlunun düğününe davetliydim.
Eşimle birlikte davete icap ettik. Sade bir düğün oldu. Bizim oturduğumuz masanın hemen yanındaki masada yine en az 20 yıldır tanıdığım Kalp ve Damar Cerrahisi Dr. Muharrem Şenel ile eşi oturuyordu.
Bir ara bir birimizi gördüğümüzde selamlaştık. İlerleyen saatlerde ise bizim masamızdaki misafirlerden iki kişi gidince Muharrem Şenel yanımdaki sandalyeye oturdu.
Biraz oradan buradan konuştuktan sonra ben siyasete girmek istedim.
Biliyorsunuz Dr. Muharrem Şenel, 7 Haziran seçimlerinde bağımsız olarak milletvekili adayı olmuştu.
Seçimler öncesi milletvekili seçilmesinin zor olduğunu, ancak en azından 15 bin civarında oy alacağının beklentisi içerisindeydi.
Seçimlerde aldığı oy bini bile bulmadı.
Eskişehir’de bağımsız adayın seçilmesi veya 10-15 bin oy alması çok ama çok zor. Bugüne kadar bu rakama ulaşan bağımsız aday olduğunu hatırlamıyorum.
Kendisine,’beklentilerinizin altında oy aldınız. Bunun nedenini araştırtırdınız mı?’ diye sordum.
‘CHP’ye oy vermeyi düşünen özellikle kırsaldaki eşim dostum oy pusulasında benim yerimi bulamamışlar. Kimileri de hem CHP’ye hem de bana mühür basmış. Onlar geçersiz sayıldı haklı olarak. Onları da hesaplarsak aldığım oy beş bini geçer. Ama yine de umduğum kadar değil. CHP’den aday adayı idim. Malum gerekçeler nedeniyle bağımsız aday oldum. Erken seçimde bir daha aday olmam.’
‘CHP’ye yeniden üye olacak mısınız?’ diye sorduğumda:
“Olurum tabi. Ben gözümü CHP’de açtım. CHP’de de kapatırım. Seçimden sonra partiye gittim. Partide kim varsa hepsi sıcak bir ilgi gösterdiler. Bu beni mutlu etti.”
ÇÜRÜKLER ALTA!
Dün eşimle Yenikent Pazarına gittik. Malum önümüz kış. Kışlık alışveriş yaptık. Kırmızı Biber sosu yapmak için kırmızıbiber de aldık.
Pazarcı vitrin yapmış. Biberler çok güzel görünüyor. Seçmek istedim seçtirmedi.
10 kilo biber ile alacaklarımızı aldık. Eve gittiğimizde eşim poşetlerdeki biberleri boşaltınca 1,5 kilo civarında çürük çıktı.
Türkiye’nin birçok ilinde Pazar yerlerinde seçme yaptırılıyor. Alacağınız meyve sebzeyi seçiyorsunuz. Eskişehir’de maalesef ne zaman gündeme gelse pazarcılar karşı çıkıyor.
Son yıllarda marketlerin sayısı arttı. Marketler sebze meyve de satıyor. Seçerek istediğiniz ürünü alabiliyorsunuz.
Ama maalesef pazarlarda seçme yok. Art niyetli satıcılarda tıpkı bize yaptığı gibi vitrinin önüne albenisi olan güzel ürünleri yerleştiriyor. Ama vatandaşa verdiği tarafta ise karışık.. Göz göre göre kazıklandım!
Ondan sonra da,’pazarlarda daha tazeleri satılıyor. Niçin markete gidiyorsunuz?’ Diye vatandaşı pazara davet ediyorlar.
Konuyu Pazarcılar Odası Başkanı sevgili Mehmet Çiçek’e de ilettim. Oda bu durumdan dolayı çok üzüntü duydu. Hatta pazarcı adına özür diledi ve ‘ağabey telefi edeyim’ dedi.
‘Önemli değil. Bundan sonra vitrin yaparak halkı kandırmasınlar yeter’ dedim.