7 Haziran seçimleri öncesinde Saadet Partisi (SP) Büyük Birlik Partisi (BBP) ile seçim ittifakı yapmıştı. Bu ittifak gerçekleşmeye doğru ilk adım atıldığında kamuoyundan büyük destek görmüştü.
O günlerde yapılan anketlerde, SP-BBP ittifakının barajı aştığı, yüzde 11’lerde olduğu açıklandı.
Anketlerde bu ittifakın barajı aştığı ilan edilmesiyle gizli bir el bu yükselişi durdurmak, aşağıya çekmek için devreye girdi.
O günlerde bende Eskişehir’de bire bire görüştüğüm insanlar, SP-BBP ittifakından duydukları memnuniyeti ifade ederken, baraj sorununun olmadığını, meclise gireceklerini söylemişlerdi.
Ancak yukarıda da yazdım. Devreye giren o sihirli el nasıl olduysa yükselişinin önünü kesti. 7 Haziran seçimlerinde bu ittifak ancak yüzde 2 oy alabildi.
Ben iddia ediyorum sadece Saadet Parti’sinin bugün nereden bakarsanız bakın yüzde 5-6 civarında oyu var. BBP’nin de yüzde 2 civarında oyu olduğunu kabul edersek SP+BBP ittifakının oyu yüzde 8’lerde olması gerekirdi.
Ancak olmadı, oldurulmadı veya birileri testiyi çatlatarak içerisindeki suyu akıttı. Bunlar kim veya kimler? Bu konuda bilgim yok. Ancak kamuoyunda çeşitli dedikodular yayıldı.
SP BU KEZ AK PARTİ’YE ‘YEŞİL IŞIK’ YAKTI
7 Haziran seçimlerinde AK Parti yüzde 9 puan kaybetti. 9 puan kaybı AK Parti’yi tek başına iktidarlıktan da etti.
AK Parti 1 Kasım’da yapılacak olan erken seçimde 9 puanlık kaybı yeniden kar hanesine yazabilmek için çeşitli alternatifler arıyor.
İşte bunlardan birisi de Saadet Partisi ile “seçim ittifakı”. Saadet Partisi’nin yüzde 6 oyu var demiştim. Ancak bu seçimlerde maalesef Saadet Partisi’nin torbasına gitmiyor.
Nedeni belli. Verecekleri oyların Saadet Partisi’ni meclise taşımaya yetmeyecek. Bunun bilincinde olan Saadet Partililerin bir kısmı kendilerine yakın gördükleri AK Parti’ye bir kısmı ise başka partilere oy verdiler.
AK Parti’nin tepesindekiler son yapılan anketlerde partinin oylarının yüzde iki civarında artış gösterdiğini, bunun tek başına iktidar olmaya yetmeyeceğinin bilincinde olduklarından, Saadet Partisi’ne göz kırpıyor.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mustafa Kamalak’ta, “Gelin şu yangını beraber söndürelim diyen olursa ölçeriz, biçeriz tabi, onu değerlendiririz" diyor.
SP 20 MİLLETVEKİLİ İSTİYOR
Dün Saadet Partisi İl Başkanı Fesih Bingöl’ü ziyaret ettim. Hem ziyaret hem ticaret derler ya. Bizim ticaretimizde köşemize malzeme çıkarmak.
Bingöl’e, “AK Parti size, siz AK Parti’ye göz kırpıyorsunuz. Ama bir yakınlaşma yok. Bu adımı kim atar? AK Parti’den davet mi bekliyorsunuz?” diye sordum.
“Biz tek başımıza seçime gidecek şekilde hazırlanıyoruz. 'Gelin şu yangını beraber söndürelim' diyen olursa ölçeriz, biçeriz tabi, onu değerlendiririz. 7 Haziran seçiminden sonra geçen 3 aylık süreyi ülke, millet ve İslam alemi açısından büyük bir kayıp. Biz Türkiye'nin birliği ve bütünlüğünden yanayız. Saadet Partisiz bir meclis milletin sorunlarına asla çare olamayacak. Bu açıdan 1 Kasım seçimlerinin tarihi bir fırsat. Şehit kanlarını durdurabilmek için, o feryadı figanları son verebilmek için kim 'Biz varız' derse biz oradayız. Eviniz yanarken sağdan soldan, komşularınızdan, itfaiye memurlarından o yangını söndürmek için birileri yardıma koşsa siz onun düşüncesini, fikrini, zikrini sorgular mısınız?" dedi.
Saadet Partisi İl Başkanı Bingöl, verecekleri destek karşılığında AK Parti’den 20 milletvekili kontenjanı istediklerini söyledi ve şunları da ekledi:
“Bizim vereceğimiz destek AK Parti’yi tek başına iktidara taşır. 300 milletvekili çıkarmalarını sağlar. 1 Kasım seçimlerinden sonra AK Parti listelerinden milletvekili seçilen arkadaşlarımız AK Parti’den istifa ederek Saadet Partisi’ne geçerek TBMM çatısı altında grup oluşturma talebimiz olacak. Grubumuz AK Parti’nin atacağı doğru adımları destekleyecek, yanlış gördüklerinde ise uyarı görevi yapacak. İlk etap da belki partimize destek veren partililer bu ittifaka belki sıcak bakmayacak. Saadet Partisi’nin ülkenin sorunlarıyla mücadele için meclis olması gerektiğini anlatacağız. Bunu tabana anlattığımızda gereken desteği alacağımızdan eminim.”
Önümüzdeki günler neler getirecek? AK Parti+Saadet Partisi ittifakı gerçekleşecek mi? Bu ittifaka Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ne der? Tabandan baskı gelirse ‘evet’ der mi? Veya ’ben karışmıyorum. Ne haliniz varsa görün mü?” der.
Bu sorunların cevabı bu ayın ortalarına doğru kesinleşir.
Oda Başkanları ve ESOB neden susuyor?
Pazartesi günü TEKSAN Sanayi Sitesi Başkanı Ramazan Karamanlı yapmış olduğu basın toplantısında Odunpazarı ve Tepebaşı Belediyeleri ile Esnaf Odaları Birliği’nin TEKSAN’ın sorunlarıyla ilgilenmediklerinden yakınmıştı.
TEKSAN’da kahveci, lokantacı, bakkal ve bayi esnafı var. Ancak bu esnaflar ne bağlı bulundukları odaların başkanlarının ne de Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği’nin kendilerini bir gün bile ziyaret etmedikleri dile getirmişlerdi.
Bende gerek TEKSAN Sanayi Sitesi’nin Başkanı Ramazan Karamanlı’nın gerekse TEKSAN’da faaliyet gösteren esnafların yakınmalarını köşeme taşımıştım.
Yazımın üzerinden iki gün geçti. Ne bir meslek odası başkanı ne de Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği’nden arayan soran olmadı.
Ben en azından TEKSAN’da faaliyet gösteren esnafların üyesi oldukları bir oda başkanın yazımı okuduktan sonra arayıp,”biz o üyelerimizin sorunları karşısında duyarsız değiliz. Sorunlarını biliyor ve çözümü konusunda da ilgililerle görüşüyoruz” demelerini bekledim.
Ya yazımı okumadılar! Ya da kulaklarının üzerine yatmışlar çıkan sesleri duymazdan geliyorlar. Aramadıklarına göre TEKSAN’daki esnafların sorunlarıyla baş başa bırakıldıkları yakınmaları doğru.
Kendilerinin sorunları ile ilgilenmeyen odaların başkanlarından, TEKSAN’da faaliyet gösteren esnaflar seçim zamanı geldiğinde gereğini yapacaklarını umuyorum.
Yapmazlarsa, oda başkanlarına seslerini duyuramazlar ise sorunlarıyla baş başa kalmaya mahkûmlar.
Son olarak meslek odalarının başkanları ile Esnaf Odaları Birliği’nin neden sustuklarını anlayamadığımı da vurgulamak istiyorum.
TEKSAN’ın başkanı meslek odalarına bağlı esnafların sorunlarını gündeme getirmeye mecbur mu?