AK Parti'nin Hasbi'leri...

AK Parti Mihalgazi ve Sarıcakaya İlçe Danışma Meclisi toplantıları, İl Başkanı Zihni Çalışkan eşliğinde gerçekleştirildi. Bazı kişiler bu tip toplantıları 'Dostlar alışverişte görsünler' kabilinden değerlendirebilir. Ancak bir parti ne kadar çok toplantı yaparsa o kadar iyidir. Nitekim İl Başkanı Çalışkan ziyareti sırasında bu tip toplantılara çok önem verdiklerini, ilçeleri tek tek ziyaret ederek ve her kademeden üye ile istişare ederek sorunları çözmek için çabaladıklarını özellikle vurgulamış. AK Parti'nin kurulduğu ilk yıllarda güçlü bir konsültasyon – istişare kültürü bulunuyordu. Zaman içerisinde parti içerisindeki çok seslilik kayboldu ve yerini tek sesliliğe bıraktı. Üstelik parti çok sesli iken daha bir birlik ve bütünlük içerisindeydi. Oysa ki şimdi partiden kemik sesleri geliyor... Demek ki tek seslilik kavgaları önlemiyor, bilakis daha çok kavganın çıkmasına neden oluyormuş. Her partinin içerisinde Tayyip Erdoğan'ın deyimiyle 'Hasbi ve hesabî' isimler olur. Fakat AK Parti iktidarda olduğu için, burada 'Hesabî' olanlar muhakkak daha çoktur. Şimdi parti içerisinde bir bölünme ufukta belirmiş durumda. Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu'nu takip edecek isimler, Eskişehir'den de çıkacak. Bu insanlar iktidarın nimetlerini bir köşeye bırakarak yeni bir maceraya girmeyi göze alıyorlarsa, hesabî olarak nitelendirilemezler. Yani AK Parti'deki bölünme, hasbilerin bir kısmının daha uzaklaşmasına neden olacak. Zihni Çalışkan ve arkadaşlarının yapması gereken tam da bu; sürekli toplantılar düzenlemek, sürekli eleştirilere muhatap olmak zorundalar. İlk başlarda bu durum partinin zayıfladığı intibaını yaratabilir. Fakat uzun vadede hasbi AK Partililerin bütünleşmesini sağlar. Yoksa meydan hasbi AK Partililerden, hesabi AKP'lilere geçer.

Bu yükü kaldıramıyoruz 

Hükumetimiz aldığı bir kararla elektriğe yüzde 14,9'luk bir zam daha yaptı. Her ne kadar 31 Mart öncesinde "Seçimler bitsin, her şeye zam yapılacak" tahmininde bulunsak da, gelen zamların şiddeti ve sıklığı bizi bile şaşkına çeviriyor. Bildiğiniz gibi hükumetimizde para bitti. Cumhuriyet tarihinde daha önce de bütçemizin açık verdiği olmuştu. Ancak açık, yılın 12'inci ayında olurdu. Her defasında da mevcut hükumet, "Bütçeyi tutturamadınız" diye ağır eleştirileri maruz kalırdı. Ben tarihimizde bütçenin 11'inci ayda açık verdiğini hatırlamıyorum. Halbuki ilk kez yılın 4'üncü ayında bütçemiz açık verdi. Üstelik hükumeti de kimse eleştiremedi... Anlaşılan bütçe açıkları arabada sigara içenlere cezalar kesilerek, parayla askerlik tezkeresi satılarak veya ihtiyat akçelerine el konularak giderilmeye çalışılıyor. Tabii aklınıza gelen her ürüne de zam yapılıyor. Son elektrik zammını da bu şekilde değerlendirmek lazım. Yalnız birilerinin şunu iyi bilmesi gerekiyor; bu zamlara artık dayanmak çok zorlaştı. Vatandaş kendisini yönetenlerin yükünü artık zor taşıyor... 

Tepebaşı samimi değil mi dediniz?

Tepebaşı Belediyesi'nin güz döneminde başlatacağı gençlik kurslarına 740 başvuru olduğunu öğrendik. Belediyeye bağlı gençlik merkezleri okul çağındaki çocuklarımıza ve gençlerimize yönelik kurslar düzenliyorsa, buna saygı duymak, dahası şapka çıkartmak gerekir. Birileri Tepebaşı Belediyesi'nin samimi olmadığı algısını oluşturmaya çalışıyor. Nâfile kürek çektiklerini 31 Mart'ta gördük... Çocuk sahibi olanlar, eğitim masraflarının ne olduğunu çok iyi bilir. Üstelik – ve maalesef – okullarımızdaki eğitim de her geçen gün kötüye gidiyor. Eğer ki çocuğunuza özel hoca tutmaya kalkarsanız, bu işin altından kalkamazsınız. Özel okullara evlat göndermek ise, her ailenin harcı değil. Bu yüzden belediyelerimizin çocuklara yönelik ve tamamen ücretsiz olan kursları çok önemli hizmetler. Allah aşkına bir belediye bundan daha samimi nasıl olabilir?