AK Parti’nin milletvekili listesi açıklanınca, doğrusunu söylemek gerekirse bir hayli şaşırdık.
Sadece biz gazeteciler mi?
Tabii ki hayır.
AK Parti’liler için de beklenmedik bir liste oldu.
Hatta…
Biz şaşırdık ancak AK Parti’liler
afalladı diyebilirim.
*
Çünkü…
Mevcut üç milletvekilinin en az bir tanesinin değişeceği tahmin ediliyordu.
Hatta Emine Nur Günay’ın, Ahmet Davutoğlu’nun ekibi içerisinde yer alması nedeniyle kesinlikle aday yapılmayacağı yüksek sesle dillendiriliyordu.
*
Bana göre Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, mevcut milletvekillerini listeye tekrar almasının birkaç önemli nedeni var.
*
YALPALAMADI, SATMADI, MENFAAT DİLENMEDİ, İSYAN ETMEDİ
Gerçekçi olarak baktığımızda, özellikle 15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Recep Tayyip Erdoğan,
güvenilir çalışma arkadaşı bulmakta bir hayli zorlandı.
Bu anlamda çalışacağı isimleri ince eleyip sık dokudu.
İşte Nabi Avcı, Recep Tayyip Erdoğan’ın güvenebileceği, kuşku duymadan arkasını dönebileceği bir isim olması nedeniyle tekrar listede yer aldı.
Avcı, Eskişehir’de aday yapılmasaydı bile, bir başka ilde mutlaka aday yapılırdı.
Dedik ya güvenilir bir isim diye…
Öyle ki Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti ile yola çıktığında yanında Nabi Avcı vardı.
En önemli danışmanıydı.
Erdoğan’ı Erdoğan yapan stratejilerde, Nabi Avcı’nın ağırlığı fazlaydı.
Ve Avcı, o günden bu güne kadar hiçbir zaman yalpalamadı, satmadı, menfaat dilenmedi, isyan etmedi vesaire…
*
Peki, Harun Karacan Genel Başkan Yardımcısı olmasına rağmen, Nabi Avcı neden Eskişehir’de liste başı?
Çünkü Avcı’nın şöyle bir ağırlığı var…
Avcı sadece siyasetçi değil.
Aynı zamanda kalburüstü bir hoca, aynı zamanda vicdanlı bir abi.
Ve aynı zamanda, Recep Tayyip Erdoğan’ın yol arkadaşı.
Bu nedenle, Nabi Avcı’nın liste başı olmasına kimse itiraz edemez ve bu durumu sorgulayamazdı.
Dahası, AK Parti içerisindeki gruplaşmayı ortadan kaldıramasa bile, seçime kadar bastırabilirdi.
İşte tüm bu nedenlerle Nabi Avcı’nın aday yapıldığını ve listenin başına konulduğunu söyleyebilirim.
*
TEK BAŞINA PARTİ TEŞKİLATI GİBİ
Ya AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Harun Karacan?
Birliktelikleri kısa bir süre önce başlasa da Karacan’ın da, Recep Tayyip Erdoğan için
güvenilir bir isim olduğunu ifade edebiliriz.
Sadece bu nedenle aday yapıldığını söylemiyorum tabii ki.
Hatırlayın…
Harun Karacan, Büyükşehir Belediye Başkan Adayı olduğunda
insanüstü bir çaba göstererek çalışmıştı.
Tek başına, deyim yerindeyse parti teşkilatı gibiydi.
Daha sonra, milletvekili adayı olduğunda da, küçümsenemeyecek bir performans sergiledi.
Zira Genel Başkan Yardımcılığı ile görevlendirilmesi, Karacan’ın çalışkanlığının tescil belgesiydi.
Durum böyle olunca Karacan tekrar aday yapıldı.
Aday yapıldı ki teşkilatın çalışmalarına
ivme kazandırsın.
*
GÜNAY’IN ADAYLIĞINDA AVCI’NIN ETKİSİ OLABİLİR Mİ?
Emine Nur Günay’ı değerlendirmek gerekirse…
Ekonomi alanında ciddi bir uzmanlığı olduğunu bilmeyen yoktur.
Eskişehir Milletvekili olduğu günden bu güne kadar geçen sürede pek de öne çıktığı söylenemez.
Nabi Avcı ve Karacan’ın yanında
sönük kaldığını net bir biçimde ifade edebiliriz.
Dahası, Emine Nur Günay’ın, AK Parti’ye seçmen kazandıracağını zannetmiyorum.
Partiden, deyim yerindeyse
tasfiye edilen eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun ekibi içerisinde görev yaptığını da ifade etmemiz gerekir.
Öyleyse neden aday yapıldı?
Bence bunun yanıtı basit.
Nabi Avcı, en iyi bildiği işlerden birini yapıp Recep Tayyip Erdoğan’ı ikna etmiş olamaz mı?
Ve bununla birlikte Günay, listeye girmiş olamaz mı?
*
Peki, eğer vaziyet böyleyse, Nabi Avcı bunu neden yapmış olabilir?
Artık gizlemenin saklamanın lüzumu yok.
Nabi Avcı ile Emine Nur Günay bir tarafta, Harun Karacan bir diğer tarafta.
Yani bir
çatlak söz konusu.
İşte bu çatlak nedeniyle Avcı, Günay’ın milletvekili olmasını sağlamış olabilir mi?
Sonuçta Günay’ın milletvekili olması, Avcı için avantaj olmakla birlikte Karacan için dezavantaj.
*
GELMİŞ GEÇMİŞ EN BAŞARILI İSİM
Gelelim Dündar Ünlü’ye…
Dün söylediğimi bugün unutacak değilim!
Dündar Ünlü, bana göre, AK Parti Eskişehir İl Başkanları arasındaki gelmiş geçmiş en iyi il başkanıydı.
“Bu da ne demek oluyor böyle” diye sorduğunuzu hissediyorum.
Düşünün…
AK Parti’nin Eskişehir’de belediye başkanı çıkardığı dönemlere baktığımızda, partide derin bir çatlak yoktu, terör azmamıştı, ekonomi dibe vurmamıştı, 15 Temmuz hain darbe girişimi olmamıştı, Eskişehir siyasi aktörleri arasında büyük çarpışmalar yoktu vesaire…
Dahası, sosyal demokratların, aynı belediyeye iki ayrı aday çıkarması modaydı.
Dolayısıyla, o dönemlerin AK Parti İl Başkanlarının durumu kebaptı!
*
Daha sonra…
AK Parti içerisinde çatlama oldu, gruplaşmalar meydana geldi, öyle ki parti içi çatışma kamuoyuna dahi yansımaya ve hatta medya organlarına sızmaya başladı. Ayrıca 15 Temmuz hain darbe girişiminin olmasının yanı sıra ekonomik bunalım da kendini hissettirmeye başladı.
İşte Dündar Ünlü, böyle bir dönemde il başkanı oldu.
Neredeyse tek başına, CHP’li üç belediye başkanıyla baş etmeye çalıştı.
Teşkilatçıydı ve teşkilat içerisinde bilgi sızmasını engellemeye gayret gösterdi.
Diğer ilçe başkanları arasında ayrım yapmadı.
Siyasi tartışmalarda temiz bir üslup kullandı ve bu üslubu korumayı başardı.
Parti içerisindeki kutuplaşmada hiçbir zaman taraf olmadı ve kutuplaşmayı tasvip etmedi.
Dahası, Eskişehirli yurttaşların tanıdığı, AK Parti teşkilatının ise güvendiği bir isim haline geldi.
Özetle, ahlaklı siyaset yaptı ve başarılı oldu.
Öyleyse, Dündar Ünlü’nün dördüncü sırada yer almasını doğru bulmamız mümkün değil.
Seçilmesi garanti gözüyle bakılan bir sıradan aday yapılsaydı, mesela listenin üçüncü sırasında yer bulsaydı; hem teşkilatın gönlü alınabilirdi, hem teşkilat verimli bir biçimde çalıştırılabilirdi, hem listenin ilk üç sırasındaki güç terazisi dengelenebilirdi, hem de seçmen sayısı anlamında önemli bir kazanç elde edilebilirdi.
*
BBP TEŞKİLATI NASIL HAREKETLENDİRİLEBİLİRDİ?
Ahmet Namık Akdoğan’la devam edelim.
Akdoğan,
Büyük Birlik Partisi’nin MKYK Üyesi ve BBP’nin il eski başkanı.
Siyasetle ilgilenenlerin yanı sıra yurttaşlarımız tarafından da
fena olmayan bir tanınırlığının olduğunu söyleyebiliriz.
İttifak kontenjanından AK Parti’nin beşinci sıradaki milletvekili adayı oldu.
Ancak Akdoğan’ın sıralamadaki yerinin, AK Parti’ye herhangi bir katma değer sağlayacağını düşünmüyorum.
Bence listenin dördüncü sırasından aday yapılsaydı, BBP’nin il teşkilatında ciddi bir heyecan ve bununla birlikte gözle görülür bir hareketlenme yaşanabilirdi.
*
PARTİLERDE MİHALIÇÇIKLI HASTALIĞI
Nurettin Kaba…
Mihalıççıklılar Derneği başkanı.
Muhtemelen, siyasi partilerde hastalık haline gelen
“Mihalıççıklı bir adayımız var” demek için aday yapıldı.
Başka bir özelliğinin olduğunu sanmıyorum.
Ancak tanınırlığı düşük olan Nurettin Kaba yerine; tanınırlığı yüksek bir isim olmasının yanı sıra
Tatar lobisinde de ağırlığı bulunan
Yetkin Tetik aday yapılsaydı, daha faydalı olurdu diye düşünüyorum.
*
TÜRKİYE’NİN SİYASİ GELECEĞİ…
Ve Serhat Tunç…
Genç, kendine güvenen ve girişimci özelliği olan bir isim.
Şuna oldukça değer veriyorum…
Hangi partiden ve kaçıncı sıradan aday yapılırsa yapılsın, genç isimlerin böylesine önemli listelerde yer bulması, Türkiye’nin siyasi geleceği açısından oldukça önemli.
Bu anlamda AK Parti’yi tebrik ediyor, Serhat Tunç’u da cesareti nedeniyle kutluyorum.
Tunç, bu fırsatı iyi değerlendirmeli ve kendisini en iyi şekilde geleceğe hazırlamaya gayret göstermelidir.
*
Evet…
AK Parti’nin listesiyle ilgili değerlendirmelerimi okudunuz.
Takdiri size bırakıyor ve bugünlük MIH sütunlarını kapatıyorum.