Adamın birisi çıktı; Eskişehir fuhuş kentidir dedi.
Ak Parti teşkilatından bu adama tepki gösteren, kınayan ve Ak Partili bir Belediye misafir ettiği için özür dileyen herhangi biri olmadı. Hatta başta sosyal medya da olmak üzere Kamuoyu’nda bu adamın sözlerine hak verircesine destek olan partili ya da partiye yakın isimler ve gazetecilerde vardı.
Adamın birisi çıktı, Eskişehir karanlık dedi.
Karanlık derken kastettiği ışık değildi elbette. Zihniyetsel bir şifreyle şehrin gelmiş geçmiş yönetimlerine de, Eskişehir’e de kabul edilemez söylemler dile getirdi. Üstelik İktidar’ın en büyük icraatlarından biri olan Türk Dünyası Başkentliğinden iş alan bir adam bunu söyledi. İşini yaptı, parasını aldı, şehre istediğini söyleyip gitti. Hatta o gittikten sonra bile ajansı iş almaya devam etti.
Yine Ak Parti’den çıkıp kimse bu adamı kınamadı, sen dur bu şehre öyle kafana göre dışarıdan gelip laf atamazsın demedi, kınamadı ve yine bazı isimler destekledi, eleştirenleri kötü ilan etti.
Barlar sokağı rutin aralıklarla sürekli gündeme geldi.
Kimi trafiğin yoğunluğunu buraya bağladı. Kimi gençlerin kötü alışkanlıklarını sadece burada beslediklerini söyledi, kimi buraya giden insanların alkolik, zararlı, serkeş gibi bir yapıda olduğunu iddia etti ve bu sokakla ilgili olumsuz söylemlerde bulunanlar arasında pek sol görüşlü insan yoktu.
Hatta birileri Ak Parti Büyükşehir’i kazanırsa bu sokağın kapatılacağını, taşınacağını bile söyledi ama böyle bir niyeti olmasa bile Ak Parti’den kimse yok öyle bir şey biz insanların özel hayatı ve alışkanlıklarına müdahale etmeyeceğiz demek gereksiniminde bulunmadı.
Seçim döneminde belki yapıldı ama ben görmedim. Siz hiç Ak Parti’li adayların ya da şehre sık sık gelen Bakanların bu sokakta seçim çalışması için gelmelerine rağmen tek bir kare fotoğrafını gördünüz mü?
Peki, seçim kazanmak için sadece sizinle aynı düşünen insanlar mı? Yani size zaten oy vereceklerin gönlünü mü almak yoksa sizden çekinen size oy vermeyi düşünmeyen insanları mı ikna etmek önemli?
Üstelik adaylar bile parti ismini çok fazla hissettirmenin sağlıklı olmayacağını düşünerek partili değil de isimler önemli diyerek çalışırken, 15 günde Kabine’nin yarısını Eskişehir’e getirip, parti vurgusunu ağır hissettirmek, hatta eski Bakan Unakıtan’ın bile tam da seçim öncesi yeniden Eskişehir ziyareti ve Eskişehirspor idmanına gitmesi biraz yapmacık durmadı mı?
Şimdi yeniden soralım Ak Parti neden kaybetti?
Aslında son günlerde bu soruyu soran Ak Parti Sivil inisiyatifi lideri diye tabir ettiğimiz Hasan Singil’in de anlattığı şeyler bu yukarıda yazanlar. Özellikle özgürlüklere müdahale konusunda hassas olan Eskişehir’lilerin bu konuda endişe ettikleri için Ak Partiye oy vermediğini düşünüyorum. Bu konuda endişeleri artıran söylemlerin de kesin bir dille reddedilmemesi işin cabası.
Eskişehirli diyor ki! Ben eski hastaneye de giderim, taş betonlar üstünde yağmurda da maç izlerim, tren yavaş olsa da giderim, meydan olmasa da toplanırım. Ama özgür yaşayamazsam yapamam. Hizmet olursa iyi olur ama yeter ki bu şehirdeki yaşama alışkanlıklarıma dokunmayın.
Ne dersiniz? Haksız mıyım yoksa yanlış mı düşünüyorum ?