AK Parti kendi ayağına sıktı!

Aracınıza her akaryakıt aldığımızda, iğneden ipliğe her mal, ürün ve hizmet için para ödediğimizde dolaylı vergi veriyoruz bildiğiniz üzere…

17 Mayıs 2024 09:19
A
a
Sütiş Eskişehir
Aracınıza her akaryakıt aldığımızda, iğneden ipliğe her mal, ürün ve hizmet için para ödediğimizde dolaylı vergi veriyoruz bildiğiniz üzere…
“Türkiye dolaylı vergiyle ayakta duruyor” dersek sanırım yanılmış olmayız.
Neydi dolaylı vergiler?
Katma Değer Vergisi, Özel Tüketim Vergisi, Banka ve Sigorta Muameleleri Vergisi, Özel İletişim Vergisi, Damga Vergisi, Gümrük Vergisi ve harçlar…
Güzel ülkemde ele edilen vergi gelirlerinin kabaca yüzde 65'ini dolaylı vergiler, yüzde 25'ini çalışanların maaşlarından kesilen gelir vergileri oluşturuyor. 
Yüzde 10’u da iş yapanlardan geliyor.
Maaşla çalışandan iş yapan tüccar ve sanayiciye kadar, evinde çocuk bakan ev kadınından yeni doğmuş bebeğe kadar ülke nüfusunun tamamı vergi veriyor.
Su içtiğinde, elektrik düğmesine bastığında, dolmuşa bindiğinde…
Toplanan vergiler ülkenin geliri. 
Yatırımlar, devam eden işler, çalışanlar ve emeklilerin maaşlarının kaynağı burası.
Güzel işler de yapılıyor hakkını yemeyelim…
AK Parti iktidarda olduğu 22 yılda yaptığı yatırımların nemasını seçimlerde almak istiyor tabii ki…
İşte zurna tam da burada “zırt” diyor…
Otoriter siyasal iklimlerde görülen…
Türkiye’de de yaşadığımız bir durum…
Korku.
AK Parti iktidarının 22 yılda ülkeyi getirdiği nokta korku iklimi ve kamuda kapalı bir kutu yaratmak oldu.
Bürokrat veya kamu kurumunun sorumlusu başında bulunduğu kurumun yaptığı işi anlatamıyor, gazeteci kamu kurumlarından bilgi alamıyor…
Yurttaş ise verdiği verginin hesabını soramıyor…
Kamu kurumlarının müdürleri getirilen açıklama yasaklarına aykırı davranıp gazeteciye bilgi verse görevinden alınmaktan, tayininin çıkmasından veya tenzili rütbeye uğramaktan korkuyor.
Böyle olunca…
Geriye kamunun hayata geçirdiği güzel çalışmaları, mevcut yatırımları veya yeni yapılacak yatırımları anlatmaya yetkili tek bir kurum kalıyor…
O da siyaset.
İşte o zaman da yapılan açıklamalara siyaset karışıyor.
AK Parti milletvekillerinin veya il başkanlarının açıklamalarına herkes meşrebine göre bakıyor.
Anlayacağınız…
AK Parti sadece ülkede değil, kamu kurumları ve bürokraside de yarattığı korku iklimiyle kendi ayağına sıktı.
Hükümet yatırımlarını halka iyi anlatamadıkları için Genel Başkanları ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan uyarı alan il başkanlarının alınıp, güceneceği bir durum yok bence…
Çünkü gelinen durum, bir sonuç.
Bu da yerel seçimlerde sandığa yansıyan milli iradeyle görüldü zaten.

Ahmet Ataç’ın makam aracıyla verdiği mesaj!

Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç’ı neredeyse çeyrek asırdır tanırım.
Gazeteci-haber kaynağı mesafesinden öteye geçmeyen her görüşmemde, her daim ekibinin kararlarını önemser, Tepebaşı sakinlerine hizmeti önceler, şatafattan, gösterişten uzak durur.
“Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”ne ilişkin görüşlerini açıklarken de buna vurgu yaptı.
“Bizler yıllardır belediyelerimiz de zaten tasarruf halindeyiz. Gösterişten, şatafattan, savurganlıktan değil halkımızdan yana durmanın çabası içindeyiz. Bizler kendi yağımızda kavrulmayı Bülent Ecevit’ten öğrendik. Rahmetli Ecevit, bu ülkenin Mercedes’siz ilk başbakanıydı…
Tasarruf paketinin getirdiği tedbirlere de uymaktan, ülkemizin her alanında kamu kaynaklarının verimli kullanılmasından memnuniyet duyacağız.”
Bu açıklamayı yapan belediye başkanının önce makam arabası merak edilir değil mi?
Öyle ya…
“Şatafattan uzağız” diyor.
Söylediği doğru çıktı. 
Orta gelirli bir ailenin rahatlıkla sahip olabileceği, 500-600 bin liralık bir Renault’a biniyor. 
Makam aracı 2011 model Renault Fluence. 
Eskişehir’in en tecrübeli belediye başkanı, Tepebaşılıların “Ahmet ağabeyi” Ataç, bu durumu öyle özümsemiş ki…
Makam aracıyla yıllardır herkese mesaj veriyor.
Anlayacağınız…
Özü, sözü bir.
Konuştuğu ile yaptığı bir.
Gerisi lafügüzaf.
 
Şahin Erden Kuyumculuk
1000
icon

Henüz yorum yapılmadı,
İlk Yorum yapan siz olun...

Bu Eskişehir haberi ilginizi çekebilir! İlginç Eskişehir haberi