AK Parti hatalarından ders çıkardı mı?

Ademoğlunun güçlüden yana tarafı; bilmediği, tanımadığı insanlara karşı bir kudret atfeder bilirsiniz…
“Öyle söylediyse vardır bir bildiği” gibi…
Oysa böyle değil.
Daha önce bu köşede yazmıştım.
ABD’nin Ankara Büyükelçiliği Siyasi İşler sorumlusu diplomat, 2002 yılında AK Parti’nin iktidar olduğu seçim öncesi Eskişehir’e geldiğinde, nabız yoklamak istediği kişiler gazetecilerdi.
Diyeceksiniz ki “Laf ola beri gele”…
AK Parti’nin bunca teşkilatı, vekilleri, yöneticileri, belediye başkanları, gönül bağı kurduğu sivil toplum kuruluşları varken niye başkasına danışsın, niye sorsun?..
Şundan…
Militanı olmayan veya partisini desteklemeyenleri “öteki mahallenin çocuğu” sayıp, fikirlerini yok sayan bir AK Parti, Eskişehir’de 5 dönemdir kaybediyor.
İki dönem Odunpazarı, bir dönem Tepebaşı’ndaki seçim zaferinin dışında AK Parti cephesinde Eskişehir’de bir başarıdan söz etmek hayalcilik olur…
Eskişehir’de AK Parti seçim kaybetmek için neler yaptı neler…
En akılda kalanı 26 Mart 2009 tarihinde, yani yerel seçimden 3 gün önce olanıydı…
O zaman TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı ve AK Parti Eskişehir Milletvekili olan Murat Mercan ve beraberindeki bir grup partili, İl Seçim Koordinasyon Merkezinden Adalet Sarayı'na yürüyerek, Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen ve bazı belediye şirketlerinin yöneticileri hakkında yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla suç duyurusunda bulunmuştu.
Murat Mercan, basın açıklamasının ardından, İl Başkanı Salih Koca, büyükşehir belediye başkan adayı Prof. Dr. Hasan Gönen, bazı belediye başkan adayları ve bir grup partili ''Büyükerşen hesap ver'', ''Takke düştü kel göründü'', ''Eskişehir cevap bekliyor'', ''Afiyet olsun'' yazılı dövizlerle Büyükşehir Belediye binasının önünden geçerken buraya siyah çelenk bırakmıştı.
Grup, Büyükerşen aleyhinde sloganlar atarak Adalet Sarayına geçmişti.
Üç gün sonra yapılan yerel seçimde Büyükerşen, adeta oy patlaması yapmış, bugüne kadar ki en büyük farkı atmıştı.
Yüzde 51,5 Büyükerşen, yüzde 37,1 ise Gönen oy almıştı.
Bu tabi bir örnek.
Merak edenler için söyleyeyim o suç duyurusundan da bir şey çıkmamıştı.
Daha niceleri var…
Demem o ki…
Hatadır yapılır ama kronikleşmediği sürece…
Bilmem anlatabildim mi?