AK Parti’de 2’nci aday var
15 Temmuz’da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilecek Ak Parti İl Kongresi’nde iki-üç gün öncesine kadar mevcut İl Başkanı Süleyman Reyhan’ın tek aday olduğunu yazıyorduk. Geçtiğimiz Cumartesi günü Cihan Yıldırım, 12 Haziran 2011 yılında yapılan genel seçimlerde Ak Parti’den 4’üncü sıra milletvekili adayı olan esasen Emirdağlı ancak uzun yıllar Belçika’da yaşayan hatta milletvekili olarak parlamentoya da giren Cemal Çavdarlı’nın da aday olabileceğini yazmış.
Sanıyorum Çarşamba günü idi. Cep telefonum çaldı. Arayan çok eski bir arkadaşım idi. 25 yılı aşkın süredir oturur, kalkar, sigarasına (sigarayı bırakmadan önce) anastra oynardık. Biz Necati Gedik ile ortak olur, o da her seferinde ortak değiştirirdi.
“Sadiciğim seninle mutlaka görüşmem gerekir. Çok önemli. Seninde bir konu hakkında düşüncelerini almak istiyorum” dedi.
“Saat 18.00’den sonra müsaidim. Sen Köprübaşı’nda bir adres ver, ben oraya gelirim” dedim. Verdiği adreste buluştuk. Çayımızı içtik ön sohbetten sonra anlatmaya başladı.
“Sevgili arkadaşım beni ne kadar tanıdığını biliyorum. Ak Parti Eskişehir teşkilatının kuruluşundan beri de içerisindeyim. Parti içerisinden bir gurup arkadaş İl Başkanlığı için aday olmam konusunda ısrar ettiler. Ciddi bir gurup bu arkadaşlar. Kendilerine henüz ‘evet’ veya ‘hayır’ demedim. Eşime, çocuklarıma, gönül dostlarımla, benim her zaman akıl danıştığım ağabeylerime, tabii ki parti içerisinde bazı kişilerle fikir alışverişi yaptıktan sonra kararımı size bildireceğim dedim” dedi.
Bu arkadaşım aslen doğulu ve emekli öğretmen. Gençlik yıllarında MHP ve Ülkü Ocakları’nın içinde bulunmuş. Uzun yıllar Eskişehir’deki çeşitli okullarda müdürlük yaptı. Adını açık veremiyorum. Kendisi kesin ‘tamam karar verdim’ dediğinde zaten açıklayacak. Ayhan Arslan, Fikret Dönmez, Osman Yüksel, Salih Koca, Fahri Keskin gibi isimler kendisini çok çok iyi tanır. Geçmişte her ne kadar yönetimlerde olmasa da birlikte çalıştılar.
Adaylık konusunda karar vermeden önce Milletvekili Salih Koca’yı hatta İl Başkanı Süleyman Reyhan’ı da ziyaret edeceğini, kendisinin bir rakip değil, isteyen her parti üyesinin de demokratik hakkı olan ‘aday olma’ hakkını kullanacağını söylüyor.
Benim ne dediğime gelince:
“Ak Parti Genel Merkezi’nin, Odunpazarı, Tepebaşı İlçe Başkan ve teşkilatlarının, milletvekillerinin destek verdiği Süleyman Reyhan’ın karşısına çıkmak doğru bir düşünce değil. Seçimi kazanman mümkün değil. Bu şu demek bana göre. Sen kendini bile bile ateşin içine atıyorsun. Yanmaya başlarsan o ateşin içine girip seni kimse kurtaramaz.”
Aslında fikrimi soruyor ama zaten kendisi kararını vermiş. “Nasrettin Hoca göle maya çalarken sormuşlar. Hoca göl maya tutar mı? Diye. Hoca’da ya tutarsa diye cevap vermişti. Ben de ya tutarsa diye şansımı denemek istiyorum” dedi.
Arkadaşım zaten aday olmayı beyninde karar vermiş. Bunu da pek çok kişiyle paylaşmış. Kolay kolay çekileceğini düşünmüyorum. Çok az bir ihtimal de olsa vaz geçebilir. İsmini bu nedenle açık yazamıyorum. Kim olduğuna dair açık olmasa da şifreleri verdim. Partililer biraz kafa yorarsa zaten bulurlar. Kesin karar verdiğinde kendisi kamuoyuna adaylığını duyuracak.
Rektör Davut Aydın ve Seyitgazi
Önemli makamlara gelen her yönetici doğup büyüdüğü yörelere sahip çıkmaları halinde, o yörelerin sorunu kalmaz. Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Davut Aydın Hocamı 30 yıla yakın süredir tanırım. Seyitgazili olduğunu da bilmeyen yoktur.
Seyitgazi ve Seyitgazi’nin adını duyuran Seyid Battal Gazi Külliyesi’nin de yıllardan beri bakımsızlıktan dökülüp, yıkılır haline gelmesinden de vicdan azabı çekiyor. Ancak külliyenin asıl sahibi Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın olmasından dolayı da bir şeyler yapmak istese de yapamıyor.
Geçtiğimiz yıllarda Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından ihalesi yapılan restorasyonda Külliye’nin nerede ise tarihi özelliğinin yok olma tehlikesi ile karşı karşıya getirilmesinden ne kadar üzüldük. Şimdi restorasyonu yapan müteahhit firma ile Kültür Turizm Bakanlığı mahkemelik. Bakalım ne karar çıkacak. Doğrusu tüm Eskişehirliler merak ediyor.
Ancak AÜ Rektörü Davut Aydın, ilçelerde fakülte açmayı düşünmediklerini, ancak Seyitgazi’nin tarih ve kültür bölgesinde olduğunu için, bu anlamda üniversite olarak katkı yapabileceklerini söylüyor. Davut Hocam, külliyeyi bakanlıktan Arkeoloji Bölümü için istedikleri, külliye de arkeolojik merkez kurmak düşüncesinde olduklarını açıkladı.
Bakanlık sanıyorum böylesine önemli ve bakım için de çok masraflı Seyid Battal Gazi türbesini Anadolu Üniversitesi’ne verebilir. Ancak bugün için önünde bir engel var. O da restorasyonu yapan müteahhit ile olan mahkeme.
Mahkeme ne kadar çabuk sonuçlanırsa AÜ’de Seyid Battal Gazi Külliyesi’ne o kadar çabuk sahip çıkar. Yıkılmaya başlayan kubbelerin göz göre yok olmasını durdurabilir.
GÜNÜN SÖZÜ
Bir kapı kapandığında diğeri açılır; ama biz genellikle kapanan kapıya öyle uzun süre pişmanlıkla bakarız ki, hangi kapının açıldığını fark edemeyiz.
GÜNÜN FIKRASI:
TAKSİYE BİNİCEM
Bir gün doktorun bir tanesi iyileşmiş olan delileri salmaya karar verir. Duvara bir otobüs resmi yaptırtır ve "Hadi binin de gidelim" der.
Bir tanesi dışında hepsi binmeye çalışır. Doktor o bir tanenin yanına giderek;
-"Aferin oğlum, sen niye binmedin otobüse" diye sorar.
Deli gayet sakin,
-"Görmüyor musun çok kalabalık, ben taksiyle giderim..."