Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehirsporlu Efsane Futbolcular ile bir araya geldi. Ataç burada yaptığı açıklamada, "Eskişehirspor başarılar yakalarken arkasına cumhurbaşkanı falan alarak değil, alın teri ile büyük başarılar elde etti" demiş.
Tepebaşı Belediye Başkanı Ahmet Ataç, Eskişehirsporlu Efsane Futbolcular ile bir araya geldi. Ataç burada yaptığı açıklamada, "Eskişehirspor başarılar yakalarken arkasına cumhurbaşkanı falan alarak değil, alın teri ile büyük başarılar elde etti" demiş.
Profesör Fethi Heper ile bir araya gelen Ahmet Ataç öyle bir gol atmış ki, tam iki kere gol kralı olan Fethi Heper bile kıskanmıştır. Hani futbol tabiri vardır, "Golü 90'a taktı" diye. İşte Ahmet Ataç "Arkasına Cumhurbaşkanı'nı alarak" derken golü 90'a takmış...
Kaleciyi içeri sokmuş...
Ceket düğmesi gibi iliklemiş...
Türk Futbolu öteden beri "Dürüst ve ahlaklı" bir yapıda olmadı. Her dönem bir takım karanlık odaklar şampiyonları ve küme düşen takımları belirlemeye kalktı. Zaman zaman başarılı da oldular. Ancak bu seneki kadar bir lig görmedim. Gören varsa beri gelsin.
Eskişehirspor olarak biz İstanbul Diktatörlüğü'nü baş kaldıran ilk Anadolu takımı olduk. Ama karanlık odaklar tarafından engellendik.
"Anamızdan emdiğimiz süt kadar helal" iki şampiyonluğumuz, bir takım Bizans oyunlarıyla İstanbul takımlarına peşkeş çekildi. Bizden sonra İstanbul Diktatörlüğüne Trabzonspor meydan okudu. Ve 1970'li yıllarda bizim başaramadığımızı başardılar ve Türk Futbolu'ndaki bozuk düzeni ilk defa devirdiler. Bizans entrikalarının tekerine çomak soktular. Biz İstanbul'u salladık, onlar yıktılar; helal olsun!..
İnşallah günün birinde Türk Futbolu'nda şampiyonlar ve küme düşenler emir ve talimatla değil, delikanlı gibi mücadele ederek belirlenir.
Önce Eskişehirli olmak
Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, bir dizi ziyaret gerçekleştirdiği Eskişehir ziyareti kapsamında, Yılmaz Büyükerşen'e de uğradı. Aslında "Huzurlu" ülkelerde bu tip ziyaretler çok doğaldır ve gazetelerin – en iyi ihtimalle – 5'inci sayfasında yer alır. Ancak bizde farklı siyasi partiler birbirlerini terörist, ajan, vatan haini ve hırsız olmakla suçladıkları için durum değişir. Bizler böyle insani ziyaretlere pek alışkın değilizdir.
Kendi adıma konuşayım; Mustafa Destici'yi öncelikle "BBP Genel Başkanı" olarak değil de, "Eskişehirli Genel Başkan" olarak görüyorum. Yılmaz Büyükerşen'i de önce CHP'li olarak değil, Eskişehirli olarak görüyorum. Eğer böyle düşünmezsek ne mi olur?
İşte Eskişehir şu anda hangi durumdaysa öyle olur. "Eskişehirlilik" bilincini oturtamazsak önüne gelen işte böyle tokatlar bizi. Yılmaz Büyükerşen ve Mustafa Destici bu kentin yarattığı iki büyük isim. Her ikisine de sahip çıkmalıyız. Esasen Eskişehir'in değerlerine sahip çıkmalıyız.