Halil Ağa köy meydanına girerken marabalarda bir gerginlik.
Marabalar, köyü ve köylüyü
haşat eden Halil Ağa’ya deyim yerindeyse yiyecek gibi bakıyor.
*
Böyle bir ortamda ağa, konuşma yapmak için meydanın ortasına bir iskemle atıyor, çıkıyor üzerine ve başlıyor anlatmaya.
Gözüne de bir abalı kestiriyor, bir o yana bir bu yana gelişine vuruyor.
Ağaya göre köyde meydana gelen tüm olumsuzluklardan abalı sorumlu.
Hatta ağaya göre abalı;
Beceriksiz…
Sorumsuz…
Gereksiz…
Ardına bile bakmadan kaçan bir tip.
Ve hatta ağanın konuşmasına bakarsak, abalının ağadan ders alması,
doktora yapması gerekliymiş.
Ağanın,
“bazı özel konularda” tren gibi bir titri var ya hani:
Ordinaryüs Profesör Doktor!
Her halde o bazı özel konulara ilişkin abalıya, doktora eğitimi verecek Halil Ağa!
*
Ve o da ne?!
Ağaya yiyecek gibi bakan maraba, ağa konuştukça coşuyor.
Abalıya çaktıkça alkışlıyor.
Dedik ya adam Ordinaryüs Profesör Doktor diye.
*
Bir de çakal!
Abalıya hem çakıyor, beceriksiz-sorumsuz-gereksiz diyor, hem de abalının köyün başında durması gerektiğini söylüyor.
Marabalar alkışın üzerine bir de ıslık ekleyerek coşkuyu arttırıyor.
Vay babam Vay!
Ağama bak hele!
*
Halil Ağanın meziyetleri türlü türlü.
Sen git İMC usulü çalışan köyü batır.
Sonra bir abalı çıksın,
“Ben köyümü ve köylümü kurtaracağım” diyerek İMC’nin başına geçsin.
Bu sırada ağanın gizlediği birçok sorun ortaya çıksın.
Rezillik boydan aşsın.
Sonra ağa çıksın meydana, Süper Mario gibi amuda kalksın, alttan girsin üstten çıksın, sağa sola yatsın, bir oraya bir buraya zıplasın ve prensesi kurtararak kahraman olsun…
Köy için para harcayan, marabalardan daha çok çalışan ve iyi niyetinin kurbanı olan Abalı ise; köyü kapatmaya çalışmakla, kaçmakla, beceriksizlikle itham edilerek, suçlu ilan edilmeye çalışılsın.
Olacak şey değil.
*
Hatırlayın…
Kibar Feyzo diye Türk sinema tarihine damga vuran bir eser var.
Tam da Halil Ağa’yı anlatıyor.
Nasıl peki?
Şöyle…
Köye, şehirden bir yetkili gelir ve Şener Şen’in canlandırdığı ağayla görüşür.
Ağa isteklerini anlattığı sırada yetkili, öküz yerine sabana koşan, Kemal Sunal’ın canlandırdığı Feyzo’yu görür ve ağaya dönerek şunu söyler: “Bu ne rezalet ağa, bu devirde sabana insan koşulur mu?!”
Bununla beraber ağa, İlyas Salman’ın canlandırdığı Bilo’dan, Feyzo’yu çağırmasını ister.
Feyzo geldiğinde ağa büyük bir meziyetle olayı kıvırır, marabanın durumunu kendisine sözde iletmediği gerekçesiyle Bilo’yu hırpalar, Feyzo’nun yanaklarını okşayarak ona iki öküz ve başlık parası borcu olan 6 bin lirayı vereceğini söyler.
Bunun ardından Feyzo, yetkiliye dönerek der ki:
“Ağam eğlenir bizimle.”
*
Tabi yetkili köyden gittikten sonra Feyzo’nun ödülü falakadır.
*
Lütfen…
Halil Ağa ve Halil Ağa gibilerin, gözümüzün içine baka baka bizimle eğlenmelerine, alay etmelerine izin vermeyelim.
Köyümüzü yıkılmanın eşiğine getiren böylelerini, asla kahraman yapmayalım.
Ve hatta köyümüzün çevresine dahi yaklaştırmayalım.
Bilmem anlatabildim mi?
Zeydan’ın değerli açıklamaları
Önceki gün kaleme aldığım,
“Sadede gelemeyen başkan…” isimli yazımın başkahramanı, ETB Ticaret Borsası Başkanı Ömer Zeydan’dı.
Yazıyı özetlemek gerekirse…
Zeydan katıldığı bir toplantıda tarımla ilgili ciddi açıklamalar yapmış, ben de bu açıklamalar üzerine Alpu Ovası’na kurulması planlanan
kömürlü termik santral konusundaki düşüncelerini sormuştum.
*
Bu sorunun cevabını almak istediğim Zeydan’la dün iletişime geçtim.
Zeydan oldukça önemli ve bir o kadar da değerli açıklamalarda bulundu.
*
Şimdi Zeydan’dayız…
*
TEMA’NIN ÜYESİYİM
“Bakın… TEMA’nın, siyaseti tam anlamıyla dışarıda bıraktığı ilk termik santral toplantısına ben de katıldım. Ben aynı zamanda TEMA’nın bir üyesiyim. Hatta TEMA’yla, çeşitli fidan dikme etkinliklerine de katılmış biriyim.
TERMİK SANTRAL TOPRAĞA ZARAR
Şimdi asıl konuya gelirsek… Termik santralin insana, doğaya zarar vermemesi düşünülebilir mi? Tarıma zarar vermemesi düşünülebilir mi? Biz toprağa ve tarıma zarar vereceğini düşündüğümüz hiçbir oluşumun içinde olmayız.
MÜHENDİS DEĞİLİM AMA…
Tabi ben şuan burada termik santralin artısını ve eksisini size bilimsel şekilde anlatamam. Çünkü ilgili konuların mühendisi değilim. Ama anlattığım gibi termik santralin tarıma zarar vereceğini düşünüyorum ve tarıma zarar verilmesini desteklemem mümkün değil.”